Bağımlılık büyük risk... Mücadele etmiyoruz
Bağımlılık Büyük Risk... Mücadele Etmiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Derneği tarafından düzenlenen bir toplantıya katılım sağladım. Toplantıda Dünya’da ve ülkemizde bağımlılıkla ilgili çok önemli bilgilere sahip oldum.
Şunu söylemeliyim ki bağımlılık her geçen gün artan ve farklı alanlarda insanlığa risk oluşturan çok önemli bir konu.
BAĞIMLILIK BÜYÜK BİR SORUN
Bağımlılık, Dünya’da da, gelişmiş ülkelerde de, ülkemizde de her geçen gün toplumun başına bela olan hassas bir mesele. Sadece bireyleri değil, aileleri, toplum yapısını ve hatta ülke ekonomilerini olumsuz etkileyen geniş bir sorun.
Maalesef ki Dünya mutluluk oranlarına bakıldığında ülkemiz gerilerde kalıyor. Bu durum da özellikle gençleri ve toplumu bağımlılığa iten nedenler arasında yer alıyor.
Bağımlılık denildiğinde akla genellikle madde, sigara, alkol, uyuşturucu ve ilaçlar geliyor. Ancak günümüzde bu tablo çok değişti.
BAĞIMLILIK ÇEŞİTLERİ ARTIYOR
Artık teknolojik cihazlar, telefon ve bilgisayarlar da bağımlılık listesinde başı çekiyor.
Bununla birlikte kumar, bahis ve sanal oyunlar da ciddi bağımlılık alanları arasında. Sanal kumar sitelerine erişimin kolaylığı, reklamların cazibesi ve oyunlaştırma teknikleri özellikle gençleri hızla içine çekiyor.
Hatta mesele sadece madde ya da teknoloji ile sınırlı değil. Psikolojik ve sosyolojik açıdan bakıldığında, sevgi görememe, ilgi eksikliği, yalnızlık duygusu gibi bireyselleşmenin getirdiği nedenlerden kaynaklanan “aşk bağımlılığı” veya “ilişki bağımlılığı” gibi konular da artık tartışılıyor.
Yani bağımlılık, insan hayatının her alanına sızabilecek kadar geniş ve karmaşık bir olgu haline gelmiş durumda.
TOPYEKÛN HARETEK ETMEK ŞART
Dünya genelinde uyuşturucu bağımlılığı yaşayan milyonlarca insan var ve ne yazık ki bu kişilerin çok azı tedaviye ulaşabiliyor. Bazı ülkelerde, özellikle Amerika kıtasında, uyuşturucuya bağlı ölümler ürkütücü boyutlarda.
Türkiye’de ise durum biraz farklı. Madde bağımlılığı kadar, sanal kumar, bahis ve teknoloji bağımlılığı öne çıkıyor. Yapılan araştırmalara göre gençlerin çok büyük bir kısmı sanal kumarla tanışmış durumda. Bu oran üniversite öğrencilerinde üçte bire kadar çıkıyor.
İSTATİSTİKLER ÖNEMLİ
Teknoloji kullanım alışkanlıklarımız da bağımlılığın sessiz bir biçimi. Türkiye’de sosyal medya kullanımı günlük ortalama 2 saat 46 dakika. Dünya ortalamasının üzerinde olan bu süre, gençlerin gerçek hayattan kopmasına, üretkenliğin azalmasına ve psikolojik yıpranmaya yol açıyor.
Tüm bu tabloya baktığımızda “Bağımlılıkla mücadelede yeterince güçlü müyüz?” sorusuna verilecek cevap çok net değil.
Çalışmalar yapılıyor, kurumlar ve sivil toplum kuruluşları bu alanda emek veriyor. Ancak bağımlılığın hızla çeşitlendiği ve yayıldığı gerçeği, mücadelenin daha kapsamlı ve kararlı olması gerektiğini gösteriyor.
İstatistik verilerine bakıldığında en fazla uyuşturucunun yakalandığı ülke yüzde 52'lik payla İran . Onu yüzde 10 ile Türkiye ve yüzde 9 ile Pakistan izliyor.
Birleşmiş Milletler'in (BM) hazırladığı raporda, en fazla uyuşturucu ele geçirilen ülkelerin İran ve Türkiye olduğu kaydedildi. Bu çok riskli ve tehlikeli bir durum.
Türkiye'de son yıllarda bağımlılık yapıcı madde kullanımı ve madde bağımlılığı sorunu endişe verici bir artış göstermekte. Yeni yayınlanan Sağlık Bakanlığı araştırma sonuçlarına göre, hayatında en az bir kez herhangi bir yasadışı maddeyi kullanma oranı 15 yaş ve üzeri nüfusta yüzde 2,6'yı bulmakta.
Türkiye uyuşturucu en çok kullanılan 6 uyuşturucudan 3'ünde Türkiye birinci sırada. 10 milyon civarında uyuşturucu bağımlısı olduğu biliniyor.
DEVLET POLİTİKASI OLUŞTURULMALI
Bağımlılık sadece bir sağlık sorunu değil; aynı zamanda toplumsal bir tehdit. Eğitimden sağlığa, aileden sosyal politikalara kadar her alanda önlem almak zorundayız.
Farkındalık çalışmaları, erken müdahale mekanizmaları ve tedaviye erişim imkanlarının artırılması artık lüks değil, zorunluluktur.
Bağımlılık olduktan sonra değil öncesinde tedbirler almak ve doğru bir süreç yönetimi gerçekleştirmelidir.
Bağımlılıkla mücadele sadece devletin bazı kurumları değil, tüm devlet kurumları özel kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve hatta gönüllüler ile işbirliği yaparak gerçekleştirilmesi gereken elzem bir konu.
Unutmayalım ki bağımlılık, bireyleri sessizce esir alan görünmez zincirlerdir. Bu zincirleri kırmak için toplum olarak daha fazla çaba göstermeliyiz.
Aksi takdirde güçlü bir aidiyet duygusu ile bağlı olan kodlarımız, tehlikeli maddeler ve eller sayesinde çökme ve yıkılma riski ile karşı karşıya kalmasının acı bir gerçeği haline dönüşecektir.
Devletimizin tüm kurumlarını Bağımlılıkla Mücadele konusunda seferberliği davet ediyor. Toplumumuzu bu beladan Rabb'im korusun diyor sevgilerimi gönderiyorum.
Sağlıkça kalın dostlar.