Terörsüz Türkiye Yolunda Adaletin Anahtarı: Yargı Reformu
Türkiye Cumhuriyeti, uzun yıllar boyunca terörle mücadele etti. Dağda, ovada, şehirde güvenlik güçleri kahramanca çarpıştı, nice şehitler verildi. Ama mesele sadece silahla, operasyonla çözülecek bir mesele değil. Devletin ayakta kalmasının asıl şartı, adaletin ayakta kalmasıdır. İşte bu yüzden “Terörsüz Türkiye” süreci, yalnızca bir güvenlik hamlesi değil, aynı zamanda bir hukuk reformu arayışıdır.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin öncülüğünde başlatılan bu süreçte, özellikle yargı reformu dikkat çekiyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, geçtiğimiz günlerde infaz ve ceza hukuku konusunda çarpıcı tespitlerde bulundu. Yıldız’a göre infaz sistemi karmaşık, uygulama birliği yok, aynı suçu işleyen insanlar farklı sonuçlarla karşılaşabiliyor. Adalet duygusunu zedeleyen işte tam da bu çelişkiler aslında.
Bir an düşünelim: Terörle mücadelede elde edilen başarılar, hukuka güven duyulmayan bir ortamda kalıcı olabilir mi? Güvenlik kuvvetleri sahada ne kadar güçlü olursa olsun, vatandaş adalete güvenmiyorsa devletin temeli sarsılır. Bahçeli’nin “Devlet, hukukla ayakta kalır” sözünü bu bağlamda okumak gerekir.
Yargı reformunun öncelikli hedefi, ceza ve infaz hukukunu yeniden düzenlemek. Terör suçlarında caydırıcı ama insan haklarıyla uyumlu hükümler getirilmeli. İnfaz süreleri öngörülebilir olmalı. En önemlisi, Türkiye’nin bir ucunda verilen karar, diğer ucunda da aynı şekilde uygulanmalı. Hukukun terazisi, terazinin kefesi kadar hassas olmak zorunda.
Bir başka hassas nokta şehitlerimiz ve gazilerimiz. Onların hakkı yalnızca sözle değil, hukukla da korunmalı. Bu milletin en değerli emanetleri olan şehit aileleri ve gazilere özel koruma, yargı reformunun en onurlu maddesi olmalı.
Ve elbette adaletin hızlandırılması. Mahkeme kapılarında yıllarca bekleyen vatandaşın içi sızlıyor. “Geciken adalet, adalet değildir” sözü hâlâ geçerli. Bu reformun ruhu, hızlı ve etkin yargılama süreçlerini hayata geçirmek olmalı.
Terörsüz Türkiye süreci aslında bir toplumsal barış ve bütünleşme projesidir. Silahların susması için önce vicdanların adalete inanması gerekiyor. Hukuk güçlü olursa, devlet güçlü olur; devlet güçlü olursa, millet huzur bulur.
Bugün önümüzde tarihi bir fırsat var. Yargı reformunu doğru yaparsak, sadece terörle değil, adalet açlığıyla da vedalaşacağız. Terörsüz Türkiye’nin yolu, önce adil bir Türkiye’den geçiyor.