Alper Tunga Akkuş

Alper Tunga Akkuş

Libya'da Olanları Unutmamak Lazım: Suriye Bölge İstikrarı ve Ekonomi İçin Bir Fırsat

Libya, 2011’de NATO ve ABD’nin müdahalesiyle Kaddafi rejiminin devrilmesiyle yeni bir döneme adım atmıştı. Ancak bu dönemin adı ne barış oldu ne de istikrar; tam tersine, Libya bir kaosun içine sürüklendi. ABD, rejimi devirmek için hızlı ve kararlı bir müdahale gerçekleştirmiş olsa da, sonrası için neredeyse hiçbir plan yapmamıştı. Bu plansızlık ve Libya’nın özgün dinamiklerini anlamayan bir yaklaşımla yapılan müdahale, ülkede bir güç boşluğu yarattı. Bu boşluk, farklı milis gruplarının ve dış aktörlerin sahaya inmesine yol açtı.

ABD’nin bu süreçteki en büyük hatalarından biri, Libya halkının ihtiyaçlarını göz ardı ederek kendi çıkarlarına odaklanmasıydı.

ABD’nin Libya’daki hataları oldukça açık: Hızlı ve plansız bir müdahale, toplumsal altyapıyı yok sayma, radikal grupların güçlenmesine yol açma ve ekonomik çıkarlarını merkeze alması. Özellikle petrol kaynakları, ABD’nin Libya’ya müdahalesinde önemli bir faktördü. Ancak müdahale sonrası bu kaynakların Libya halkının refahı için kullanılması sağlanmadı. Libya’nın siyasi ve ekonomik altyapısı yerle bir edilirken, ABD ve müttefikleri bu süreçte kalıcı bir çözüm üretmekten kaçındı.

Yazının Devamı

IEYHO'da Bu Sefer Rüzgar Küçük Yatırımcıdan Yana

Ben de bir IEYHO yatırımcısıyım.

20 yıldır borsamızı yakından takip eden birisi olarak, Rıza Kutlu Işık'ın yatırımcısını hiç önemsemediğini, hep görmezden geldiğini bizzat deneyimledim. Hatta Haziran ayındaki genel kurulda bayat poğaça ikram ettiğini bu köşeden bildirmiştim. Sağolsun diğer genel kurulda tazeydi ve sürekli yeniletti, bu konuda teşekkür etmem lazım.. (gülerek yazıyorum bunları)

%99'u halka açık bir şirkette yaşanan bu süreç, benim gibi yıllardır piyasalarda olan yatırımcılar için gerçekten umut verici. Düşünsenize, şirketin neredeyse tamamı halka açık ama yönetim imtiyazları nedeniyle küçük yatırımcının söz hakkı yok. Takip edenler bilirler, Mayıs ayından beri genel kurulu bile toplayamayan şirket yönetimi karşısında SPK harekete geçti ve mahkeme kararıyla kayyım atandı. Bu gelişme, yıllardır sesini duyuramayan biz küçük yatırımcılar için adeta bir dönüm noktası oldu.

Yazının Devamı

Aynaya Bak Rıza Kutlu Işık: Ne İmtiyaz Kalacak Ne de Denetçi Oyunun Tutacak

Işıklar Enerji Yapı Holding yatırımcılarının yıllardır yaşadığı hayal kırıklıkları ve kayıplar..Yaklaşık 20 yıldır hiçbir temettü dağıtmayan, küçük yatırımcının yüzünü güldürecek tek bir adım dahi atmayan bir yönetim var karşımızda.

Bu şirketin başındaki Rıza Kutlu Işık, her ne kadar yatırımcının taleplerini görmezden gelerek kendi çıkarlarına göre hareket etmeyi tercih etse de artık işler değişti. Küçük yatırımcıların haklarını korumak üzere atanan kayyım, Dr. Emine Leyla Kıyat Hanımefendi kritik adımlar atmaya başladı. 13 Kasım 2024 tarihinde gelen KAP bildirimi ile yatırımcılarda umut yeşerdi.

Ancak yönetimin oyalama taktiği burada da kendini gösterdi - esas sözleşme değişikliklerinin detayları, bilinçli olarak bir gün gecikmeyle, 14 Kasım 2024'te açıklandı.

Yazının Devamı

IEYHO'nun 12 Aralık Kararı: Ya Şeffaf Yönetim Ya da Hukuksuzluğun Devamı

"Gücün olduğu yerde adalet yoksa, adaleti bulmak için güç gerekir." Bu söz, tam da IEYHO'daki mevcut durumu özetliyor. Mahkemenin atadığı kayyım Emine Leyla Kıyat hanımefendi, 12 Aralık 2024'te kritik bir genel kurula başkanlık edecek. Bu genel kurul, yedi aydır süren hukuksuzluğun ya sonunu getirecek ya da maalesef devamına göz yumacak.

Son açıklanan 9 aylık finansal tablolar, 'rakamlar yalan söylemez' sözünü doğrular nitelikte. Nakit pozisyonumuzun 186 milyon TL'den 113 milyon TL'ye düşmesi, net zararımızın 176 milyon TL'den 246 milyon TL'ye fırlaması ve özkaynaklarımızın 2.65 milyar TL'den 2.51 milyar TL'ye gerilemesi, yönetimdeki sorunların artık sayılara döküldüğünü açıkça gösteriyor. Kısa vadeli borçlarımızın 236 milyon TL'den 274 milyon TL'ye yükselmesi de bu tablonun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor.

Tüm bu finansal düşüş, Rıza Kutlu Işık'ın başında olduğu yönetimin şirketi bilinçli bir şekilde zarara sürüklediğinin kanıtı niteliğinde. Yıllardır aynı koltukta oturan Işık, her fırsatta şirketin kaynaklarını tüketiyor, finansal sağlığını hiçe sayıyor.

Yazının Devamı

AVOD Skandalı: Bir Milletvekilinin Cesur Çıkışı ve SPK'nın Sessizliği

Bilen bilir, yıllardır bu köşede sermaye piyasalarındaki usulsüzlükleri, özellikle de İEYHO vakasını yazmaktan geri durmadım. Evet, bizim patronumuz da benzer işlere kalkışmıştı ve biz doğruları yazmaktan vazgeçmedik. Bugün sizlerle AVOD vakasını konuşacağız ve bir dizi olarak bu skandalı mercek altına alacağız.

Hatta yazı serimizin devamında, tıpkı gündemdeki Dilan Polat vakası gibi ilginç bir detayı - şirket yetkilisinin eşinin İzmir'de açtığı güzellik merkezini de masaya yatıracağız. Elbette herkes istediği işi yapabilir ama zamanlaması oldukça düşündürücü, değil mi?

Son günlerde sosyal medyada ses getiren bir isim var: İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban. Kendisi son 4-5 gündür peş peşe attığı tweetlerle, 2023 yılında yaşanan ve o dönem nedense üzerine gidilmeyen bir skandalı yeniden gündeme getirdi. Gürban'ın 2024'ün başında başlattığı bu cesur çıkış, aslında küçük yatırımcının yıllardır beklediği sesin ta kendisi.

Yazının Devamı

"Gülümse İzmit" Derken...

Her sabah işe giderken karşılaştığım o dev afişler var ya...Hani şu "Gülümse İzmit" yazanlar...

Son zamanlarda onlara bakarken buruk bir tebessüm beliriyor yüzümde. Bir şehrin gülümsemesi için nedenleri olmalı, öyle değil mi? İzmit'in en nezih semtinde ki nezih evimin penceresinden İzmit'e bakarken, bu sorunun cevabını ben de arıyorum. Dün yine penceremden bakarken, yan komşum seslendi:

"Ne bu belediyenin hali böyle? Nokta Gazetesinde yazsanıza şunları Alper Bey..."

Yazının Devamı

Rıza Bey, 6 Ayda 5.2 Kat Artan Borcu Küçük yatırımcıya mı ödetmek istiyorsunuz?

Değerli okurlarım, bugün sizlerle sermaye piyasalarının kanayan bir yarasını konuşacağız. Hem bir araştırmacı hem de bir küçük yatırımcı olarak, karşı karşıya olduğumuz durumun vahametini paylaşmak istiyorum.

Işıklar Enerji'nin (İEYHO) son finansal tablolarına bakalım: 31 Aralık 2023'te 103 milyon TL olan Global Elektrik Üretim A.Ş. kaynaklı borç, 30 Haziran 2024'te 538 milyon TL'ye ulaşmış. Sadece 6 ayda 5.2 katlık bir artış! Bu artışın mantıklı bir açıklaması var mı? Küçük yatırımcılar olarak bunu sorgulama hakkımız yok mu?

Yazının Devamı

Kayyım hanım, ışıkları yaktınız mı? Yoksa "rızanız" olmadan karanlığa mı kapıldınız?

İnsan hayatı, doğumdan ölüme kadar süren uzun bir mücadele hikayesidir. Kimi zaman adaletsizlikle, kimi zaman yoklukla, kimi zaman da güç sahiplerinin kibriyle mücadele ederiz. Bu mücadele bazen öyle bir hal alır ki, karşınızdaki güç sizi görmezden geldikçe, sesinizi duyurmak için daha da yüksek sesle haykırırsınız.

Bugün size anlatacağım hikaye, binlerce küçük yatırımcının sermaye piyasalarındaki mücadelesinin bir örneği. Öyle bir mücadele ki, bir tarafta kendi çıkarları için her şeyi mübah gören bir yönetim anlayışı, diğer tarafta ise haklarını aramaktan vazgeçmeyen yatırımcılar var. Bu, sadece parasal bir mücadele değil; aynı zamanda adalet, şeffaflık ve hesap verebilirlik için verilen bir yaşam savaşı.

Yıllardır süren bu mücadelede, küçük yatırımcılar olarak her türlü yasal yolu denedik. E-postalar yazdık, telefonlar açtık, kapılar çaldık. Ama karşımızda hep aynı sessizlik duvarı vardı. Ta ki kayyım atanana kadar umutlarımızı canlı tuttuk.

Yazının Devamı

Kayyım’ı Uyarıyorum: Ya “Işıkları” beraber yakacağız yada hep beraber karanlığa gömüleceğiz..

Tarih boyunca güç, insanoğlunun en büyük sınavlarından biri olmuştur. İnsan, her dönemde bolluk ve yoklukla, iradesini test eden durumlarla karşılaşırken, kendini bu güç mücadelelerinde bulur. Gücün verdiği güven, bazen bir yanılsamaya dönüşür; kişi, kendini ilahlaştırma yoluna gidebilir. Bu, hem bireyler hem de toplumlar için son derece tehlikeli bir durumdur. Güç, geçmişte firavunları, bugün ise otokratik yönetimleri besleyen bir zehir haline gelir. Unutulmamalıdır ki, mutlak güç, mutlaka zehirler.

Güç zehirlenmesi, yalnızca bir kişiyi değil, bir bütün olarak toplumları etkileyen bir olgudur. Kendi iradesinin, külli iradeyi geçtiğini düşünenler, bir yanılsama içinde kaybolabilirler. Ego ve kibir, bu yanılsamanın en büyük müttefikleridir. Yüce Rab, insanı çeşitli şekillerde imtihan ederken, insanoğlunun bu imtihanlarda gösterdiği zaaflar da tarih boyunca gözler önüne serilmiştir. İnsan, kendini yükseltme arzusu içinde, başkalarının hayatlarını ve haklarını hiçe sayarak bir çöküşe sürüklenebilir.

Biz de, son 20 yıldır, kıymetli babamın yatırımlarıyla şekillenen ve ego ile yönetilen bir şirketle mücadele ediyoruz. Bu mücadele, yalnızca maddi bir kaygı değil; aynı zamanda etik ve ahlaki bir duruş meselesidir. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetlenen ama aslında bizim paramızla rahatça hayat süren bir patronla karşı karşıyayız. Bu patron, gücünü ve etkisini kendi çıkarları için kullanarak, hem şirketi hem de çalışanlarını sömürüyor. Hatta düşünün halka açık diğer şirketi olan Cemas’te zamanında açlık grevi yapılmıştı, Rıza Kutlu Işık grev yapanlara açlıktan ölün dediğini hatırlıyorum hayal meyal..

Yazının Devamı

Sanayi Devrimini Göz Ardı Ettik, Dijital Dünyada Kaybolduk: Gençliğimiz elimizden mi gidiyor?

Teknolojik gelişmelerin hızı göz önüne alındığında, insanlık olarak büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz. Bugün son “normal” insan jenerasyonu olduğumuz düşüncesi ürkütücü olabilir, ancak bu sadece bir başlangıç. Önümüzdeki 15 yıl içinde, insanların bağımsız olarak yaşamalarının mümkün olmadığı bir dünyaya adım atacağız gibi görünüyor. Küçük bir elit grubun, insanlığı ve hatta ülkeleri veri, yapay zeka ve biyoteknoloji üzerinden kontrol edeceği bir düzenin temelleri atılıyor.

Bağımsız düşünceleri olmayan, dijital bir kölelik düzenine doğru ilerleyen bir insanlık…

Tarih boyunca imparatorluklar toprak ile ölçülürdü; sanayi devrimi ile makine sahipleri insanları yönetti. Şimdi ise yeni bir devrimle karşı karşıyayız: Verinin sahipleri, çok küçük bir elit grup, dünyayı yöneten güçler olacak. Bu, endüstriyel devrimlerden çok daha hızlı ilerleyen bir süreç. Bu küçük grup, verinin sahibi olacak ve geri kalan insanlar da yönetilenler… Eskiden buharlı makinelerin egemenliği vardı; şimdi ise yapay zekanın, kuantum bilgisayarların ve biyokimyasal işlemcilerin hüküm sürdüğü bir dünya.

Yazının Devamı

Benim Hâlâ Bu Ülkeden ve Güzel İnsanlarından Umudum Var..

Evet, evet hâlâ!

Neden mi hâlâ?

Bunca umutsuzluğun, karamsarlığın ve hatta kötümserliğin üzerimize yoğunlaştığı bu günlerde “hâlâ” demeyelim de ne diyelim? “Umudum var” diyerek konuyu basitleştirelim mi? Sanki son yıllarda dünya tarihindeki tüm kötülükler, acılar ve olumsuzluklar birikmiş ve en çok umudunu yitirmesi gereken bizmişiz gibi her şey üstümüze geliyor.

Yazının Devamı

Spk denetimine tabi KAP aracılığıyla kendi "rızamız" olmadan “soyuluyoruz”

Türkiye’de yatırım yapmak, hele borsa da bir hisse senedi alıp değer yaratmak zor. Neden derseniz, aç gözlü patronlar başı çekiyor. Bu durum, sadece bireysel yatırımcıların kaygılarını artırmakla kalmıyor; aynı zamanda piyasanın genel dinamiklerini de olumsuz etkiliyor.

Birçok şirket, kârlarını kısa vadeli hedeflerle maksimize etmeye odaklanmış durumda. Uzun vadeli büyüme stratejileri yerine, hissedarların beklentilerini karşılamak adına, kâr paylarını artırmak için maliyetleri kısma yoluna gidiyorlar. Bu da, Ar-Ge ve inovasyona yapılan yatırımların azalmasına sebep oluyor. Oysa ki sürdürülebilir bir büyüme için, bu tür yatırımlar kritik öneme sahip.

Bir diğer sorun ise piyasa manipülasyonları. Bazı büyük oyuncular, küçük yatırımcıları yanıltarak hisse fiyatlarını manipüle edebiliyor. Bu durum, borsa yatırımcıları için güvenilir bir ortam yaratmıyor. Yatırımcılar, gerçek değerleri göremediği için borsa daha da tehlikeli bir alan haline geliyor. Borsanın en tehlikeli patronlarından birisi olan Rıza Kutlu Işık listenin başını çekiyor desek yanlış olmaz. Neden derseniz Rıza bey bizi “resmi” kanunlara göre kendi “rızamız” olmadan yıllardır “soyuyor.”

Yazının Devamı

Odalarda “Işıksızım”, Katıksızım, Viraneyim!

“Seni sensiz duvarlara yazan benim divaneyim

Kanım aksın ki terk etmem seni”

Ne güzel şarkı değil mi? Kayhan’ın yazdığı şarkıyı Ceylan Ertem’in o güzel sesi ile dinlemeye bayılırım.. Rıza beye de tavsiye ederim, bardağına istediği bir içeceği koyduktan sonra açabilir.

Yazının Devamı

Hani verdiğin sözler? Hani huzur bulduğum o “ışıklar”nerede?

Hayatım boyunca bilime, doğruluğa, en çokta dürüstlüğe önem verdim. Hem aile yaşantım gereği hem de yetiştirilme tarzım doğasında; bazı çizgilerim/düşüncelerim erken yaşta oturdu. Erken yaşta büyüdüm, ticarete atıldım, yanlışlar yaptım.

Ama en önemlisi sonunda ölüm de olsa hak yemedim, hukuku çiğnemedim; hatalarımı düzeltmeyi bildim. Çünkü insanız, çünkü topraktan ibaretiz; topraktan geldik toprağa gideceğiz. Nisa Suresi, 17. Ayet derki:

“Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tövbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tövbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tövbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.”

Yazının Devamı

Ak Parti ve MHP’nin En Başarılı olduğu İl: Kesinlikle Kocaeli

Siyasetle herkes kadar bağım var,

Herkes kadar merakım var. Sosyal medyada ne varsa, ne dönüyorsa o kadar bilgim var. Tabii doğru bilgiye bilgim var, asparagas haberlerle işim olmaz.

Daha fazlası hiç olmadı..

Yazının Devamı

İşi Ehline Vermenin Önemi: Neden Başaramadık?

Hz. Peygamber (sas) ve ashabının büyük bir titizlikle uyguladığı ehliyet prensibi (İşi Ehline Verme..), ne yazık ki sonraki dönemlerde aynı hassasiyetle korunamamıştır. Bu prensibe uyulduğunda toplumda huzur ve refah artarken, dikkate alınmadığında ise liyakatsiz kişilerin görevlendirilmesi, toplumda hoşnutsuzluk ve adaletsizliğe yol açmıştır. Bu sebeple, göreve getirilecek kişilerin hakkaniyet ve adalet ölçülerine dayalı objektif kriterlerle belirlenmesi son derece önemlidir.

Dinî bir kavram olarak ehliyet, kişinin sorumluluk üstlenme ve haklarını kullanma yetkinliğini ifade eder. Dinî sorumluluklar, bu yeterliliğe sahip olmayı gerektirir. Ehliyet, kişinin hem dinî hem de hukukî mesuliyetlerini yerine getirebilecek vasıflara sahip olduğunu gösterir. İbadet, evlilik, ticaret gibi sosyal, ekonomik ve hukukî sorumluluklar için ehliyet aranması da bu yüzdendir.

Yüce Allah, insanı ehliyet sahibi olarak yaratmış ve sorumluluk yüklemiştir. Bu durumu A‘râf Suresi’nde şöyle açıklar: “Hani Rabbin, Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ demişti. Onlar da, ‘Evet, şahit olduk’ demişlerdi...” (A‘râf, 172). Bu ayet, insanın Allah’a karşı sorumluluğunun bir neticesi olarak hesaba çekileceğini vurgular:

Yazının Devamı

MEGAP'ta neler oluyor? Sonu nereye varacak?..

Normalde takip ettiğim bir şirket değildi, aylar önce çıkan çeki yazılmaya başlandı haberleriyle birlikte radarıma aldım. Ogün bugündür şirketi takip ediyor, çıkan olayları değerlendiriyorum kendi çapımda.

Ne yazık ki bugün itibariyle 19 Ağustos 2024 tarihinde konkordato ilan ettiğini açıkladı.

Öncelikle şunları belirterek başlamak istiyorum;

Yazının Devamı

Şirketlerin kripto varlıklarını yurt dışında tutması usule uygun mu değil mi?

Türkiye’de, Konya’da doğdum..

Ülkemizin yetiştirdiği öğretmenlerle okudum, kendimi geliştirdim..

Ekmeğini yedim, suyunu içtim..

Yazının Devamı

Üniversiteyi kazandınız, ya sonra?

Yks sonuçları açıklandı,

Herkeste tatlı bir heyecan. Kazandığı şehirle alakalı araştırmaya, kalacağı yeri ayarlamaya, her şeyden öte hayallerindeki mesleği yapması için son akademik adımı bitirmek için mücadeleye başlıyorlar..

Mücadele elbette önemli ama, üniversiteyi kazanan ve hayalleri olan kardeşlerime bir kaç tavsiyem var..Her şeyden önce bu yazıyı okumadan önce şunu lütfen unutmayın "Üniversite yan gelip yatma yeri değil, akademik anlamda en üst düzeye çıkıp rakiplerinle mücadele etme noktasıdır." Kimi için uzun ve stresli çalışma dönemi, kimi için sadece bir sınav ve kimi için hiç de önemli olmayan bir dönem olabilir. Her şey bir noktada öğrencinin elinde. (Maddeler öncesi bir not: Kocaeli'de yaşadığım için Kocaeli'den örneklerle gidiyorum..)

Yazının Devamı

Kötülük ve Kötü İnsanlar

Çağımızda kötülük ve kötüler artıyor mu, yoksa geçmişte de bu kadar kötülük var mıydı?

Elbette ki vardı… Özellikle de Peygamberimize (sav) risalet görevi verildiği dönemde insanlığın en karanlık, kötülüklerin en fazla hakim olduğu dönemdi. Bugün farklı olan, bilgi ve iletişim kaynaklarının güçlü olmasından dolayı her an herkesin ne olup bittiğinden haberdar olmasıdır. Eski çağlarda Çin’de yaşanan bir katliam Avrupa’da duyulmazdı. Avrupa’daki bir iç savaş veya salgın hastalıktan Afrikalıların haberleri olmazdı. Bugün ABD’de yaşanan bir silahlı saldırı veya polis kovalamacası, canlı yayında anlık olarak bize aktarılıyor. Çin’de koronavirüs vakaları patlak verdiği anda bizde kaygı ve panik hali başlıyor.

Ekranlarda her an değişen ekonomik göstergeler, kalp grafiğimizi de çiziyor. Ayrıca medyada daha çok kötü haberle yer aldığından ve buna sosyal medyanın da son on yıldır büyük katkı yapmasından dolayı kötünün ve kötülüğün çok fazla reklamı yapılıyor.

Yazının Devamı

Bilgisayar/yazılım mühendisliği okumak mantıklı mı?

Meslekte resmi olarak 17.yılım, resmi olmadan ise oniki yaşından kod yazan birisi olarak 23 yıldır bu sektörden ekmek yiyip, maddi gelir elde ediyorum.

Maddi gelir elde etmeden ziyade, zevkle bu işi yapıyor kendimi geliştirmeye bayılıyorum.

Mesleklerde temel kriterlerin başını bu çekiyor zaten;

Yazının Devamı

Dersimiz: Işıklar Konumuz: Ne olacak bu Işıklar’ın hali?

Ders anlatmayı,

Daha doğrusu doğruyu anlatmayı, öğretmeye bayılırım.

Değerli okurlar, kıymetli küçük yatırımcılar:

Yazının Devamı

Hayat Mücadele ise mücadele edilen yer “küçük yatırımcının” sırtı mıdır?

Henüz çok yaşayıp göremedim gibi gelse de 35 yaşına kadar hem ticari anlamda hem de manevi anlamda bir çok şeyi yaşayıp gördüm.

Bunları yapmam da en büyük destekçim kuşkusuz ailemdir. Ailemde en çok değer verdiğim her ne kadar anlaşamasakta kıymetli babamdır.

Babamın en sevdiğim yönü ne kimseyi borcu vardır ne de kimse kötü anar kendisini. Lise son sınıfa kadar aldığım şeylerin parasını kendim ödemedim, ödeyemedim, ödetmezlerdi.. Bilgisayar alırdım, telefon alırdım; duyduğum söz

Yazının Devamı

Ak mı Kara mı? Artık yolun sonundaki “ışık” belli olmalı..

Halka açık şirket demek ne demek?

Halka gerçekten açık olan,

Halka gerçekten dürüst olan,

Yazının Devamı