Mehmet Akif Yılmaz!

Erdem Övüç

Erdem Övüç

Tüm Yazıları

...

Siyaset benim işim değil… Yapamam…
Politikacılarla da aman aman bir samimiyetim yok.
Çünkü benim branşım spor…
Belki ortak protokollerde denk geliriz, en fazla da selamlaşırız.
Bir sıkıntım olduğu zaman da kendim çözmeye çalışırım.
Son yaşadığım bir mevzu dışında…
Mehmet Akif Yılmaz
Ak Parti Kocaeli Milletvekili…
Kendileriyle ilgili detaya birazdan geleceğim.

YETKİYİ ALDIK

Nokta Medya olarak Belediye Derincespor kulübü ile sözleşmeyi yaptık.
Gerekli olan ödemeleri yaptık ve TFF’ye geçtiğimiz hafta pazartesi günü Derince – 52 Ordu finalini yayınlama yetkisi istedik.
Salı günü Naklen Yayın Yetki belgesi geldi ve anında aksiyon aldık.
Cuma gününe kadar da TFF’yi arayıp bir sorun olup olmadığını sorduk.
Olumsuz tek bir kelime tarafımıza iletilmedi.
6 ya da 8 kameralı bir operasyon tertipledik.
Anlaşmalarımızı yaptık, ekibin akreditasyonlarını da hafta arasında gönderdik.
Olası internet krizine karşı Ankara’dan ayrıca canlı yayın aracı da kiraladık.
Kısacası Ankara’ya göç etmek için hazırdık.
Maç pazartesi akşam 7’de başlayacaktı.
Pazar günü saat akşam 9 gibi TFF’den telefon geldi.
Dediler ki “Yayın belgenizi iptal ediyoruz, haberiniz olsun”
Şaka olduğunu düşündüm nedenini sordum.
“TRT Spor’dan yayınlanacak. 3 finali de aldılar” dedi.
“Eeee” dedim bana neden bu belgeyi gönderdiniz o zaman?” diye sordum.
“Yeni gelişme” denildi.
“Bu kadar kolay mı bu işler? Benim o kadar mücadelem, anlaşmalarım, şehre verdiğim mesajlar. Kurumsal itibarımız. Bunu iki kelime ile hangi hakla yok sayabilirsiniz ki?” dedim.
“Bana gelen talimat bu şekilde. Yapacak bir şey yok” diye söylendi.
“Salı sabahı 9’da yetki belgem ile birlikte savcılıktayım. Sizin de bundan haberiniz olsun!” dedim ve görüşmeyi sonlandırdım.


GECE 23.30’DA

O an ne yapacağım konusunda zerre fikrim yoktu.
Çok sinirliydim. Dedim ki “Erdem sonuna kadar mücadele et”
Ekiplerle sürekli irtibat halindeydim, benden haber bekliyorlardı. Çünkü sabah 9 gibi yola çıkmaları gerekiyordu.
Saat 23.30’du… 1-2 temasım oldu… Hareket olmadı.
Aklıma Ak Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz geldi.
Şundan ötürü… Bir ara bir arkadaşım “Erdem, Mehmet Akif Yılmaz çok farklı biri. Sorunlara direkt çözüm getiriyor. Valla adama helal olsun” demişti.
Ben ise bırakın konuşmayı kendisi ile bir kez selamlaşmadım bile.
Sinan Uğur ağabeyden Akif vekilin ağabeyi Ulvi Yılmaz’ın telefonunu istedim. Attı sağ olsun.
Ulvi ağabey telefonu açtı ve durumu izah ettim.
Dedi ki “Danışmanına anlat istersen” dedi.
“Danışmanı kim?” diye sordum. “Eren Azak” dedi.
“Eren mi, bizim kardeşimiz o. Danışmanı mıymış?” diye şaşırdım.
Yani o kadar uzağım bu siyaset işlerine.
Eren’in numarası vardı. Aradım, açtı sağ olsun.
Uyuyormuş… Uyandırdım valla.
Anlattım. “Akif Bey’e ulaşmamız lazım” dedim.
TFF’nin, bu şehrin kanalına verdiği yetkiyi hiçbir sağlıklı sebep gösterilmeden iptal etmesinin yanlış olduğunu, bu konuyu bu şehrin bir vekilinin, Akif Bey’in çözebileceğine inandığımı belirttim.
Eren, attığım yetki belgesini Akif Bey’e gönderdi ve konu hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı.
5 dakika sonra Akif Bey’in telefonunu gönderdi.
“Şimdi mi arayayım?” dedim.
“Evet ağabey, arayabilirsin” cevabı verdi.
Aradım, ikinci kez çalmadan telefonu açtı.
Önce rahatsız ettiğimi söyledim. “Buyur kardeşim, olur mu öyle şey. Tam olarak nedir konu?” diye sordu.
A’dan Z’ye anlattım. Beni hiç kesmeden dinledi ve “Tamam… Çok geç olmadan bir iki görüşme yapayım” dedi.
Saat 00.30’du. TFF ile temasa geçtim. Bana “Yetkinizi iptal ediyoruz, haberiniz olsun” diyen ses bu kez “Biz size iptal ediyoruz demedik, iptal edilebilir, o yüzden tedbirli olun demiştik” deyince, gerildim “Bakın… Ben ne dediğinizi çok iyi biliyorum. İyi bir dinleyici olduğumu düşünüyorum. Hatta Ordu kanalı ile ilgili “Onları çözdük” dediniz. Bizi de devreden çıkarmaya çalıştınız. Neden şimdi böyle farklı anlatıyorsunuz?” dedim.
Sonra gerçeği söylemek zorunda kaldı.

1 SAAT BİLE GEÇMEDEN ÇÖZDÜ

İsim vermeyeceğim… Spordan çok üst düzey bir yetkili TFF ve TRT ile görüşmüş ve Nokta TV’ye yapılanın doğru olmadığını, bu konuda Nokta TV’ye yardımcı olunması gerektiğini söylemiş. Bunu bana TFF’den anlattılar.
Ben de kendilerine “Şimdi bana son durumu söyleyin. Ona göre başımın çaresine bakayım” dedim. “Bir sıkıntı görünmüyor, FYS’de isimleriniz açık” cevabı verildi ve görüşmeyi sonlandırdım.
Hemen ekibi aradım ve “Sabah yola çıkın” dedim.
Gecenin kör vakti Mehmet Akif vekil aradı. “Kardeşim, seni TFF’den arayan oldu mu?” diye sordu. Ben de “Ulaşıldı vekilim. Çok üst düzey bir spor insanına ulaşılmış, TFF ve TRT ile iletişime geçilmiş ve bize olumlu dönüş yapıldı” dedim.
Akif Bey “Tamam o zaman kardeşim. Gönül rahatlığıyla gidin, yayınınızı yapın” dedi.
Ben de “Sayın vekilim, o üst düzey spor insanına siz mi ulaştınız?” dedim. “Evet kardeşim ama orası çok önemli değil, bir sorun yaşarsınız bana ulaşın” dedi.
Ben de “Vekilim… Hakkımız olan bir konu ile ilgili sizi rahatsız ettik. Hakkınızı helal edin. Ama aramak zorunda kaldık. Çünkü 1 haftadır yayın için neler çektiğimizi anlatamam” dedim ve teşekkür ettim.
Akif Bey “Haklısınız kardeşim, yolunuz açık olsun. Kupayı alın gelin” dedi.
O an o kadar duygulandım ki… Akif Bey’deki mütevazılığa, iletişimindeki kaliteye bakar mısınız?
Durun daha bitmedi… Sabah 11’e doğru Eren yazdı.
“Vekilim sordu. Gittiler mi diye” Ben de sabah yola çıktıklarını yazdım ve ALLAH (CC) razı olsun” dedim. Eren de “Yolunuz açık olsun” dedi.
O kadar mücadele içinde Akif Bey bizim konuyu dertlenmeye devam etmiş.
Nokta Medya ailesi olarak bu krizi 1 saat içinde çözdüğü için Kocaeli Ak Parti Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz’a ne kadar teşekkür etsek az kalır.
Sayın vekilimize siyasi hayatında sonsuz başarılar diliyorum.
Sağ olsun var olsun.

BİZDEN NEDEN KİMSELER YOK

Hayatımda ilk kez böyle bir durumda kaldığım için de üzgünüm çünkü bizi yani bu kurumu “Küçük balık” görerek oldubittiyle hakkımız elimizden alınmaya çalışıldı. Bunun için gecenin bir yarısını milletvekilini uykusundan ettik. Yani hakkımızı bu şekilde aramak zorunda kaldık.
Ve finalde kolay lokma olmadığımızı da anlamalarını sağladık.
Biz Kocaeli olarak şurada sınıfta kalıyoruz.
Şehrimizden hiç kimse sporun belli mertebelerinde yer almıyor.
Burada spor paydaşlarının yanı sıra biz spor basının da kabahati var.
Elimizde değerli ve sporun her alanında fayda sağlayabilecek büyüklerimiz varken biz sadece bön bön bakmaya devam ediyoruz.
İşte bakın benim başıma geldi…
İlimizden bir spor insanı TFF’de ya da benzer bir kurumun yönetiminde olsaydı bu kadar trafiğe gerek kalır mıydı?
Spor basını olarak da iğneyi kendimize batıralım.
Ben hayatta istemeyi bilmeyen hep sağa sola dağıtan taraftayım. Ne yazık ki yardım istemek zorunda kaldım. Yarın başka bir kurumun ya da gazetenin de başına benzer şeyler gelebilir.
O yüzden bizlerin de Kocaeli’den spor insanlarını ülke sporunun önemli mertebelerine taşımak için el vermemiz gerekiyor.
Kendi içimizdeki saçma sapan, sığ çekişmelerden, sosyal medyayı ona buna sallayarak rahatlama merkezi yapmaktan kaçınalım artık.
Çocuk değiliz!