İren Aytaç anlatıyor: Eğitim sistemi genç medyacılara seslenemiyor!

Mevcut eğitim sisteminin günümüz medya öğrencilerinin ihtiyaçlarına karşılık veremediğini ifade eden KOÜ Öğr. Gör. Dr. İren Dicle Aytaç, konu hakkında gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

İren Aytaç anlatıyor: Eğitim sistemi genç medyacılara seslenemiyor!

Kocaeli Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör. Dr. İren Dicle Aytaç, mevcut eğitim sisteminin medya öğrencilerinin ihtiyaçlarına yanıt veremediği hakkında Nokta Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“ALGI SÜRELERİ REELS SİSTEMİNE UYGUN”

Eğitim anlayışının dijital çağın gerekliliklerine göre yenilenmesi gerektiğini dile getiren İren Aytaç; radyo, sinema ve televizyona olan ilginin azalmasının RTS bölümüne olan etkisine de değindi. Aytaç açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Muhakkak oluyor. Çünkü bizim bölümümüzde okuyan genç arkadaşlarımızın çoğu televizyon izlemiyorlar. İzlemediklerini söylüyorlar ve sinema ile ilişkileri de, estetik gözü de, piyasaya ilişkin fikri de yapmak istedikleri şeyler de büyük oranda kendi deneyim alanlarıyla sıkışık oluyor. Genç arkadaşlarımın çoğunda -kendi kuşakları gibi, çok normal olarak- algı süreleri reels sistemine uygun şekilde gelişiyor. Ben mesela öğrencimden bir saat, bir buçuk saat durağan ama çok estetik bir film izlemesini istesem bu öğrenci bunu tek seferde izleyemiyor. Dolayısıyla üretici olacak insanların da nesnenin kendisiyle bağı oldukça kopmaya başladı.

“EĞİTİM SİSTEMİNİN YARATTIĞI ÇELİŞKİLER...”

Bu herkes için geçerli değil ama izleyici olarak dikkat süreleri düşüyor, eğitim sisteminin yarattığı çelişkiler nedeniyle zaten tarihten uzaklar dolayısıyla onlar içinde üretici olarak bağ kurmak zorlaşıyor. Üretici olarak entelektüel olmaları gerekiyor, daha fazla film izlemeleri gerekiyor ama sistem onlara tam tersini söylerken bir anda geleceğin medya mensupları olarak bambaşka bir şeyin içine düşüyorlar. Bu da beklentileri şekillendiriyor, kısa sürede çabuk tüketilen şeylere olan istek üreticiyi şekillendiriyor. Dolayısıyla şu an dünyaya baktıklarında gördükleri gerçeklik ya da kendi arzularıyla olması gereken arasında makas gittikçe açılıyor. Aslında eğitim sistemimizde şuna katılmıyorum; mesela reels üretecek üreticiler yetiştirmek üzerine şekillenemeyiz bu doğru bir şey değil.

"HER NESLİN KENDİ DÜZENİ VAR"

Ama bizim belki biraz daha medya mensubu olacak gençlere kendilerini ana akımdan farklı bir şekilde eğitmenin yollarını daha yenilikçi bir şekilde vermemiz lazım. Çünkü eski eğitim sistemiyle de yeni yetişen gençlere yeterince seslenemediğimizi düşünüyorum. Çünkü dijital ortamda yetişmiş ve bu ortama iş üretmeye çalışan gençlere, biz beyaz tahta önünde bir şey anlattığımız zaman bu da örtüşmüyor. Her neslin kendi düzeni var ama artık kuşaklar çok hızlı değiştiği için eğitim sistemimizin kendilerini bu yeni çok hızlı akan dünyadan biraz daha farklı bir yere konumlandırabilecek ama bu dünya için iş üretebilecek iş gücü yetiştirmeye ve entelektüeller yetiştirmeye uygun bir şekilde yenilememiz gerekiyor.”

Muhabir: Başak Çokan