Zeitgest ve gece yaşamı trendleri
ZEİTGEST ve Gece YAŞAMI TRENDLERİ
2026'ya bir bakış raporu elime geçti. Üstelik gece hayatı trendleri ile ilgili. "Bu kadar sıkıntının ortasında neden gece hayatı trendleri ilgimizi çeksin?" diyebilirsiniz. İçinde yaşadığımız günlerde, bin türlü kedere gömülmek ve içinden çıkmadan bir ömür geçirmek mümkün. Zor zamana denk geldik. Ama biraz kafamızı kaldırmak, "Başka türlü bir hayat da mümkün ve var!" diyebilmek önemli bence.
Zeitgest yani çağın ruhunu yakalamak zorunda olan, işi eğlence sektöründe olan insanlar için de önemli bir araştırma. Bazılarının da işi bu malum.
"Buharlaşan sıcak lav üzerinde her şeyin piştiği çöl ortasındaki yemek alanları..."
Gerçekten mi? Neden olmasın. Dale Carnegie, “Hayat bugündür; emin olduğunuz tek hayat budur. Bugünden en iyi şekilde yararlanın. Bir şeye ilgi duyun. Kendinizi uyandırın. Bir hobi edinin. Coşku rüzgarlarının sizi sarmasına izin verin. Bugünü coşkuyla yaşayın” dememiş mi hem gerçekten yaşamayan insanlara seslenirken?
Ve sevgili Don Draper’ın Mad Men serisi, “Smoke Gets In Your Eyes” bölümünde “haklı olarak terk edildikten” hemen sonra karşısına çıkan tüm kadınlara söylediği gibi:
"Yalnız doğar, yalnız ölürsün ve bu dünya, bu gerçekleri unutman için üzerine bir sürü kural koyar. Ama ben asla unutmam. Yarın yokmuş gibi yaşıyorum, çünkü yok."
Yani, Zeigest ruhu her ekonomik sınıf seviyesi için önemlidir çünkü tek hayatımız vardır ve onu olabildiğince iyi ve istediği gibi yaşamak herkesin hakkıdır. Yeter ki ruhumuz fakir olmasın.
Bompass & Parr ve Barbican’ın 2026 FUTURE of P-Leisure Nightlife raporuna göre örneğin yeni nesil dışarı çıkıp dansöz y ada dansçılarla dans etmeye daha az hevesliymiş.
“Ancak çılgınca dans etmek her zamankinden daha fazla tartışılıyor; sayısız kitap ve akademik makale dans pistini bir ütopya olarak ele alıyor... İnsanların şu anda olduğu kadar danstan bahsettiği bir zamanı hatırlamıyorum, görünüşe göre eskisi kadar dans etmiyor olmalarına rağmen." Chal Revens, Müzik gazetecisi, Quietus
Kendini kaybederek dans etme isteğini bu çağda yaşayan insanlar kadar iyi kimse anlayamaz sanırım. Bizi delirttiler.
Gece hayatı sadece hedonistik bir kaçıştan ibaret değildir elbette. Kültür, kimlik, topluluklar, sanat ve ekonomiyle de ilgilidir.
MÖ 2000 yılına kadar uzanan bir tarihte bile, Eleusis Gizemleri ile bağlantılı olduğuna inanılan bir Yunan ritüeline dair kanıtlar mevcuttur. Bu ritüel, tekrarlayan müzik, renkli ışıklar ve kare bir oda içerir: bir gece kulübü veya partinin hemen hemen tüm temel unsurları.
Sadece son birkaç ayda Londra belediye başkanı, "Gece Hayatı Görev" ekibini başlattı. Gece geç saatlerde lisanslama yasaları üzerine araştırmalar yapıyorlar. Elektronik müzik endüstrisinin, sektör liderlerinin Parlamento Kültür Komitesi ile önemli bir parlamento etkinliğinde bir araya gelmesiyle eşi benzeri görülmemiş bir birlik ve aciliyet gösterisi sunduğuna tanık oldu – en azından İngiltere- geçtiğimiz aylarda.
Gece Endüstrileri Derneği (NTIA) var İngiltere’nin. Bu raporda öğrendim ben de. CEO'su Michael Kill, "Bu sadece gece kulüpleriyle ilgili değil; aynı zamanda kültürel kimliği, işleri ve kasaba ve şehirlerimizin sosyal yapısını korumakla ilgili" diyor. Çok haklı. Sektörün değeri farkındalık ve destek kazanmaya devam ettikçe, hükümet üzerindeki gece hayatını koruma ve etkinleştirme baskısı da artmaya devam edecek. Bu da kaçınılmaz olarak, gelişen bir gece ekosistemini ve ekonomisini destekleyen yeni parlamento katılım biçimleri, altyapı ve yasalarla sonuçlanacak.
Keşke ve keşke bizde de olsa.
Gece Hayatı Deyip Geçmeyin
“Gecenin dönüştürücü gücü, nesnel olarak en ilginç şeylerin yaşandığı zamandır. İnsanlar arasındaki engeller ortadan kalkmaya başlar ve hem acil hem de kendiliğinden olan farklı bir yaratıcılık türü ortaya çıkar. Kişisel düzeyde, gece hayatı potansiyelin geliştiği bir yerdir. Kolektif düzeyde ise inovasyonun katalizörüdür. Son yıllarda, kulüp ve rave kültürünün galerilere, müzelere ve sergi alanlarına hızla taşındığını ve yaratıcı merkezler oldukları için kutlandığını gördük. Dans pistinden müze duvarına bu geçişin kültürel bir soylulaştırma olup olmadığı konusunda tartışmalar karışık olsa da, kalıcı olacaktır. Bu kitlesel kutlama, gece hayatının bir ulusun kültüründe oynadığı rolün ve bu alanların kariyer geliştirme ve yaratıcılığı ve ona bağlı endüstrileri olumlu yönde etkilemedeki öneminin kolektif olarak kabul edildiğini gösteriyor.”
Üzerinde düşünmeye değer. Özellikle bizim gibi çileyi hayat zanneden toplumlarda, insanlara daha iyi bir yaşam olduğunu ispatlamalıyız bence.
Raporun tamamına internetten ulaşabiliyorsunuz.