Sıcak günlerde, soğuk duş gibi gerçekler!
Sevgili Nokta Gazetesi okurlarım…
Sevgili Nokta Gazetesi okurlarım…
Yaz aylarının sıcak günlerinde sizlerle paylaşacağım bazı gerçekler, buz gibi etkiler yaratabilir.
Takip edenleriniz biliyor… 2026 Milano-Cortina Kış Olimpiyatları’na artık sayılı zaman kaldı. Ancak Türkiye’de kış sporları federasyonlarının çalışmalarına baktığımda, sessizlik ve belirsizlik hakim.
Oysa dünya sahnesindeki benzer federasyonlar, hedeflerini, kamplarını, kadrolarını ve stratejilerini açıkça paylaşıyorlar.
Sporcularına güveniyorlar, sistemlerine inanıyorlar ve motivasyonları yüksek.
Bizde ise bu şeffaflık yok, özellikle bazı branşlar için.
Figür Pateni ve Buz Dansında sessizliğin nedeni ne?
Ne figür pateninden sporcu isimleri duyuyoruz, ne de buz dansı branşıyla ilgili somut bir kamp çalışması haberimiz oluyor.
Sadece biz değil, ilgili çevreler de biliyor ki artık çok geç.
Yatırım yapılmamış, sistem kurulmamış ve hedef belirlenmemiş!
Şimdi eğer bu branşlara yatırım yapılmaya başlanırsa, başarısızlık durumunda, bütçeler sorgulanacak; başarı gelirse ise sessiz sedasız “İyi hazırlandık” denecek.
Bu ne adil ne de şeffaf bir yöntem.
SHORTTRACK: SAHİPSİZ BAŞARI
Şimdi asıl meseleye gelmek istiyorum… ShortTrack.
Türkiye Buz Pateni Federasyonu’nun en başarılı branşı.
2022 Pekin Kış Olimpiyatları’na kota alan tek branş.
Bu başarı nasıl geldi biliyor musunuz ?
2018 yılında Sayın Gökhan Özdemir’in Başkan seçildiği federasyon yönetiminde yer aldım.
İlk toplantıda şunu söyledim:
“Olimpiyata gitmek istiyorum, desteklerseniz ShortTrack’ta bunu başarabiliriz”
Evet, kişisel bir iddiaydı ama arkasında bilgi, deneyim ve plan vardı.
Başkanım inandı, yönetim kurulu destek verdi, ekip çalıştı ve sonuç geldi.
Tarihimizde ilk kez Shorttrack branşında olimpiyat kotası alındı ve sporcumuz olimpiyat altıncısı oldu.
Bugün ShortTrack kime emanet?
Şimdi soruyorum: Bu kadar başarılı bir branş nasıl olur da sahipsiz kalır?
Sporcular Kazakistan’a olimpiyat öncesi kampa gidiyor ama başlarında tek bir idareci yok!
2014’ten beri söylediğim şey değişmedi:
“Takım lideri, olmazsa olmazdır”
Ama görüyoruz ki, Türkiye'deki kamplara “Kamp müdürü” sıfatıyla yönetici gönderilirken,
yurtdışı kamplarına kimse gönderilmiyor.
İnsan sormadan edemiyor:
Kanada’da kamp olsa yönetici gider miydi?
BİR BAŞKAN, ÇOK FARK
Gökhan Özdemir döneminde çok sayıda “İlk” yaşandı.
Bunlardan biri de kafilelerle fizyoterapistlerin, masörlerin düzenli olarak gönderilmesiydi.
2022 Pekin Olimpiyatları’nda sınırlı kontenjan nedeniyle, başkan kendine ayrılan hakkı, sporcuya faydası olacak fizyoterapiste vermişti.
Bu, liderliktir… Bu, inançtır…
Peki şimdi ne oluyor?
Şunu açıkça ifade etmek isterim:
Federasyon, ShortTrack’a yatırım yapıyor olabilir ama bu yatırımın olimpiyat kotası için yeterli olup olmadığı kamuoyu ile paylaşılmıyor.
İçeride bir inanç eksikliği olduğu çok net!
Başarı önce inanmakla başlar.
Başkanından idarecisine, antrenöründen sporcusuna, herkes bu hedefe inanmalı.
Ve en önemlisi, camia olarak bu inancı paylaşmalıyız.
Son Sözüm:
*Eğer biz inanırsak, sporcular da inanır.
*Eğer biz sahiplenirsek, başarı kalıcı olur.
*Eğer biz şeffaf olursak, güven oluşur.
2026’ya giden yolda sesimizi yükseltmeli, sporcularımızı yalnız bırakmamalıyız.
GO TÜRKİYE GO!