Deprem uzmanının İstanbul yorumu tüm ezberleri bozdu!
Türkiye'de bazı uzmanlar Marmara'da 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklerken, bazıları büyük bir sarsıntının yaşanmayacağını savunuyor. Tüm bu tartışmalara deprem uzmanından ezber bozan bir yorum geldi.

Deprem denince Türkiye'de akla ilk gelen bölgelerden biri olan Marmara Denizi, uzmanlar arasındaki görüş ayrılıklarıyla yeniden gündemde.

Türkiye'de bazı uzmanlar Marmara'da 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklerken, bazıları büyük bir sarsıntının yaşanmayacağını savunuyor.

Tüm bu tartışmalara deprem uzmanından ezber bozan bir yorum geldi.

Ünlü jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi'nden geçen faylarda her an 7'den büyük bir depremin olabileceğine dair beklentilerin güncel bilimsel verilerle uyuşmadığını belirtirken, "rehavete gerek yok" dedi ve uyarılarını peş peşe sıraladı.

Kendi YouTube kanalında yayınladığı bir videoda ile "beklenen büyük İstanbul depremi" ile ilgili açıklamalar yapan Prof. Dr. Osman Bektaş, korku ve paniğe değil, bilime dayalı hazırlığa odaklanılması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Osman Bektaş, Türkiye'nin en büyük endişelerinden biri olan olası İstanbul depremiyle ilgili yaygın olarak kabul gören senaryoları mercek altına aldı. Toplumu paniğe sevk eden "30 yıl içinde 7'den büyük deprem olacak" söyleminin bilimsel temelini sorgulayan Bektaş, Marmara'daki fay hattının sanılandan farklı davrandığını ortaya koyan son verileri paylaştı. Türkiye'de kimi uzmanların "7 ve üstünde deprem bekliyoruz" kimi uzmanların ise "büyük deprem olmayacak" dediği Marmara Denizi'nden geçen faylarla ilgili ezber bozan açıklama Prof. Dr. Osman Bektaş'tan geldi.

Bektaş'a göre, büyük deprem beklentisinin ana dayanağı, 1939 Erzincan depremiyle başlayan ve Kuzey Anadolu Fayı (KAF) boyunca doğudan batıya doğru ilerleyen bir deprem göçü teorisi. Ancak Bektaş, bu göçün Bolu'dan sonra İstanbul'a yönelmediğini belirtiyor:
"Kuzey Anadolu Fayı, Bolu'dan sonra iki kola ayrılıyor. Biri İzmit üzerinden İstanbul'a giden kuzey kol, diğeri Mudurnu Vadisi'nden güneye inen kol. Depremsellik, sanıldığı gibi kuzey kola değil, güney kola girdi. Bunun kanıtı 1957 ve 1967'de Mudurnu'da yaşanan 7'den büyük depremlerdir."
Prof. Dr. Osman Bektaş, bu verilerin bir rahatlama sebebi olmaması gerektiğinin altını önemle çiziyor. Beklenen depremin 7'den küçük olmasının, tehlikenin ortadan kalktığı anlamına gelmediğini belirten Bektaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hangi senaryo olursa olsun, İstanbul'un deprem tehlikesi bir gerçektir. Yapı stokumuz zayıf olduğu için 7'den küçük bir deprem bile büyük hasara yol açabilir. Bu yüzden deprem hazırlıkları ve kentsel dönüşüm çalışmaları kesinlikle durdurulmamalı, aksine hızlandırılmalıdır. İstanbul'un geleceği hiçbir deprem senaryosuna teslim edilemez. Burada devlet ve toplum işbirliği şarttır."
KAYNAK: HABER MERKEZİ