DEM Parti'den İmralı Süreci çıkışı!
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmralı Süreci'ne ilişkin CHP'ye yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, T24’e verdiği röportajda

hem CHP’ye hem Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulundu.

CHP’nin ardı ardına gelen operasyonlar, demokrasi ve hukuk eleştirileri nedeniyle İmralı Süreci'ni eleştirmesine yanıt veren Bakırhan,

"Biz de şunu söylüyoruz Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve Sayın İmamoğlu'na" diyerek seslendi.

Bakırhan, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun siyasal olayları yanlış gördüğünü iddia ederek:
"Her birimiz kendi mahallemizde, kendi çeperimizde kendi çevremizde mücadele ettiğimiz müddetçe bu tür olumsuzluklarla karşılaşıyoruz. Ortak bir zeminde, ortak demokratik yargı, hukuk, adalet, özgürlük, demokratik bir ülke, demokratik bir cumhuriyet diyebilirsek emin olun şu anda yaşadıklarımızın hiçbirisini yaşamayız. Şu anda bir şeyler yaşıyorsak sebebi ayrı ayrı yerlerde durmamız. Kaygılar en çok soyut tartışmalarda büyür. Bundan ötürü ortak mücadele alanlarımı büyütmek gerekiyor. Çünkü kaygılar, ortak kazanımlarda erir.
Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi, AK Parti’den, MHP’den, CHP’den ve bütün siyasi partilerden daha büyük, daha kıymetli bir meseledir.
Sayın İmamoğlu’nun “Bu süreci kendi siyasi ikballeri ve siyasi çıkarları için bir fırsat olarak gören akıldan kendinizi ayrıştırmalısınız” çağrısı yaşanan siyasal olayları yanlış gören ve değerlendiren bir yerde duruyor."

Ardından doğrudan İmamoğlu’na hitap eden Bakırhan:
"Sayın İmamoğlu'na şunu söylemek isterim. İçeride olmasının sebebi kendi çeperimizden bakmamızdır. Masada Cumhuriyet Halk Partisi olursa belki de İmamoğlu dışarıda olacak. Belki de bütün siyasi tutsaklar dışarıda olacak. Çünkü hukuk olacak, demokrasi olacak, adalet olacak.
Ülkedeki kötü gidişatın durması için hepimizin masada olması gerekiyor. Bu süreci desteklememiz lazım. Bu sadece DEM Parti’nin sorunu değil. Kürt sorunu Türkiye’nin sorunu. Sadece bizi ilgilendiren bir süreç değil. Demokrasiden bağımsız değil, demokratik bir Türkiye'den bağımsız değil. Demokrasi diyorsak, demokratik bir yargı diyorsak, halkın seçtiği irade yönetsin diyorsak her şeye rağmen bu masayı tutmalıyız, zorla oturmalıyız. Kimse minnetle, davetle o masaya gelmemeli. Türkiye'nin ihtiyacı olduğu için gelmeli.

86 milyonun geleceği için gelmeli. Öcalan ‘Barış ve demokratik toplum’ dedi. Barış demokrasisiz olur mu? Demokrasi olmadan barış olur mu? Demokrasi olacaksa sadece Kürt’e olmayacak. Niye o yüzyıllık algılarla, bir türlü yıkamadığımız Kürt karşıtlığıyla hareket ediyoruz? Bu masada olmak o tereddütleri, kaygıları giderir. Masanın dışında kalmak tereddütleri ve kaygıları büyütür."
KAYNAK: HABER MERKEZİ