Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor

Birleşik Metal İş Sendikası Kocaeli Şubesi Başkanı Telat Çelik’le sendikal alandaki zorlukları ve işverenle ilişkileri konuştuk. Çelik, “Bu ülkede 11 milyon işsiz var. Bu da işverenin işini kolaylaştırıyor. İşveren eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor işçiyi.” dedi.

Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor

Kocaeli Haber - Son verilere göre Türkiye’de işçilerin ancak yüzde 14-15’i sendikalı. Üstelik bu oran içinden de sadece yüzde 8’i toplu iş sözleşmesi kapsamına girebiliyor. Türkiye’de toplam 16 milyon işçi bulunurken bunun sadece 2 milyon 500 bini sendikalı. Üstelik Türkiye’de yaşanan uzun süreli ekonomik kriz ve yüksek enflasyon ortamı sadece işçileri değil sendikaları da doğrudan etkiliyor. Toplu iş sözleşme görüşmeleri uzarken, işveren de işsizlik sayılarından faydalanarak daha rahat hareket edebiliyor. Birleşik Metal İş Sendikası Kocaeli Şubesi Başkanı Telat Çelik’le yaşanan ekonomik krizin sendikalara etkisini ve Birleşik Metal İş Sendikası’nın bu süreçteki tutumunu konuştuk.

Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor - Resim : 1

“BU İŞÇİLERE CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK BASKISI OLABİLİR”

Yeni dönemde, ekonomik kriz ortamında toplu iş sözleşmesi yapmanın zorlukları neler? Şu an nasıl bir piyasa var?

Şöyle, devlet yani iktidar şu anda son 1 yılda özellikle, çalışanların ücretlerini ciddi baskılandırıyor. Bu belki de cumhuriyet tarihinin en büyük baskısı olabilir. Düşün 2024 yılında Türkiye’de enflasyon sahte. Buna doğru diyen bir kişi bile yok. Yani o yüzden İstanbul Ticaret Odası, ENAG enflasyon açıklaması yapıyor; devletin TÜİK’i onların yarısı kadar enflasyon açıklıyor. Sahte enflasyon 2024 yılında yıllık bazda yüzde 44 gerçekleştiği halde. Asgari ücret yüzde 30 zam aldı. Bu ülkedeki memurlar, memur emeklileri en son zammı temmuz ayında almışlardı enflasyon kadar. Temmuz ile ocak arasındaki altı aylık enflasyon yüzde 15.76, memurların aldığı zam yüzde 11.

Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor - Resim : 2

“ÜCRETLER SAHTE ENFLASYON MİKTARI KADAR BİLE ARTMIYOR”

Yani bir bilinçli ve kademeli olarak sahte enflasyon miktarı kadar bile ücretler artmıyor. Şimdi siz toplu sözleşme yapıyorsunuz ülkede asgari ücret neredeyse enflasyonun 3’te 2’si kadar artmış, siz sözleşme yapıyorsunuz; üstelik o yıllık bazda, yani 2025 boyunda devam edecek. Sizde sözleşmede 6 aylık dönemlerde zam istiyorsunuz, siz sözleşmeye başlarken ocak yürürlüklü asgari ücret 22 bin lira, sizin ortalamanız da varsayalım 30 bin lira, asgari ücret 22 bin. Biz sözleşme yaptık bizim ortalamamız 45 bin oldu, 7. ayda zam var; 7. aydaki zamla ortalama 55-60 bine dayanır. E asgari ücret ne kadar? 22 bin lira, başlangıçta asgari ücrete uzaklık yüzde 30 dolaylarındayken, sonra yüzde yüze çıkıyor, sonra yüzde iki yüze çıkacak…

“BU NASIL YÖNETİLECEK?

Bu nasıl yönetilecek? Üstelik ticaret ehli esnaflar açısından fabrika sahipleri açısından 2024 yılı başında dolar ne kadardı? Yaklaşık 30 lira bandındaydı, 2025 Ocak ayında ne kadar? 34 lira. Kaç artmış yüzde 11, yüzde 12… Sahte enflasyon ne kadar? 45, e yani faiz yıllık enflasyon kadar aşağı yukarı veya ondan birkaç puan fazla ama döviz onun karşısında ilerlemiyor. İhracat yapan için ihracat yapılan ürünler daha pahalı, ithalat daha ucuz hale geliyor. Dolayısıyla bu ithalatı patlatır, ithalat da cari açığı getirir. Bu yönetilebilecek bir şey değil. Türkiye serbest piyasa ekonomisiyle yönetiliyor Türkiye.

“PİYASA DOLARIN 55-60 LİRA OLDUĞU HALİYLE KONUMLANDI”

Diyelim ki mesela, senin mahalledeki berberin 1 Ocak 2024’ta saç tıraşını 100 liraya yapıyordu, aynı berber 1 Ocak 2025’te ya enflasyon yüzde 45’miş mi der? Yoksa tıraş 300 lira mı oldu? Aslında piyasa dediğimiz mekanizma konumlandı. Yani piyasa şu anda doların, 55-60 lira olduğu haliyle konumlandı. Devlet ise ısrarla dövizi düşükte tutuyor, bunun en büyük zararını emekçi çekiyor. Neden? Cumhuriyet döneminin döviz bazında belki de en yüksek ücretini alıyor ama piyasa dövizin iki katına konumlanmışken, bizim ücretimiz döviz karşısında yükselmiş görünüyor ama karşılığında bir şey alamıyor. Eskiden bu ücretler bin dolar seyrindeyken satın alma gücü vardı, işçinin ücreti bin dolarken istediğini alabiliyordu. Bugün Türkiye dünyanın en pahalı ikinci ülkesi. Ama ücretlerimiz orayla mukayese edilecek gibi değil ki, yani biz Amerika’da Almanya’da, İtalya’da, Fransa’da çalışan işçiden daha mı fazla ücret alıyoruz? Bu ülkede 10 milyon insan asgari ücret alıyor. 7.5 milyon emekli var bu ülkede, 14 bin lira maaş almak zorundalar. Ama temel tüketime harcanan para Avrupa’dakinin üzerinde, nasıl sürdürülecek bu?

“PEYNİR FİYATI DÖVİZE GÖRE Mİ MESELA?”

Emekçiye bastırılmış döviz faydası yok. Piyasa zaten konumlanıyor, ona bakmaksızın konumlanıyor. Peynir fiyatı dövize göre mi mesela? Öyle olsa geçen sene 200 lira olan kaşar peyniri bu sene 240 lira olması gerekiyordu, gidelim markete. 400 liradan aşağı kaşar var mı? Madem enflasyon yüzde 48’di neden yüzde 100 zam geliyor?

Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor - Resim : 3

“KUR KORUMALIYA GÖRE DOLAR 55 LİRA BU ÜLKEDE”

Toplu iş sözleşmesi sürecinde işverenle aranız nasıl? Ekonomik krizin bu ilişkiye zarar verdiğini gözlemliyor musunuz?

Gergin çünkü neden döviz artmadığı için işçilik maliyetleri yüksek görünüyor döviz bazında. Bir fabrika düşün, işçiye öğlen yemek veriyor. Geçen sene bu yemeğin tabldotu 70-80 liraydı, şimdi 150-200 lira. Servis ücretleri de öyle, düşün buralar sürekli artmış. Geçen bir işyerinde bunu konuştuk, işçinin yemek ve servis maliyeti 500 dolar oldu diyor. Dolar 50 lira olsa 250 dolar olacak o, o zaman göze batmaz. Döviz baskılandığı için TL bazında yükselen her şey döviz bazında sermayedarın ve işletmelerin gözüne batıyor. Halbuki bu ülkede devletin resmi döviz fiyatı ne kadar? Kur korumalı fonundan hesapla. Kur korumalıya göre dolar 55 lira bu ülkede, devlet 55 lirayı finanse ediyor.

“İŞVEREN KONFORLU”

Sendika böyle bir ortamda örgütlenme güçlüğü yaşıyor mu? İşveren daha avantajlı bir konumda mı?

Elbette devam ediyor çünkü piyasada inanılmaz bir işsizlik var. Bu ülkede neredeyse 11 milyon işsiz var. 11 milyon çalışmaya hazır, iş bulsa çalışacak ama iş bulamadığı için evinde oturuyor bunlar. Bu da işverenin işini kolaylaştırıyor, örgütlenmeyi zorlaştırıyor. İşveren eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor işçiyi. Onun için konfor alanı bu, emeğiyle geçinenler için zor bir alan.

“İŞÇSİNİ SEVEN BİR İNSAN BÖYLE DAVRANIR MI?”

Size daha zor bir soru sormak istiyorum, sizce Cumhurbaşkanı Erdoğan işçileri seviyor mu?

İşçisini seven bir insan böyle davranır mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan 2025 Türkiye’sinde, tek başına yaşayan birisini düşünün… 1+1 ev tutsun hadi beş bin liraya tutsun bir emekçi, nasıl yaşayacak? Grev yasaklamalarını filan geçtim, işçileri seven böyle yapar mı?

Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor - Resim : 4

“BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI SENDİKAL HAREKETLERİN NAMUSUNU KURTARIYOR”

Birleşik Metal İş Sendikası’na geri dönen fabrikalar var. Sendikal örgütlenme zorlaştıkça, var olan ve daha işçi dostu sendikalar işçiler tarafından daha mı fazla tercih ediliyor acaba?

Her dönem bazı avantajlar ve dezavantajlar yaratır. Dönemin kendi koşulları vardır. Türkiye’de son bir yılda sendikal harekete bakarsanız Birleşik Metal İş Sendikası aslında neredeyse Türkiye’deki tüm sendikal hareketin namusunu kurtarıyor. Neden? Toplu iş sözleşmelerinden anlaşmazlık çıkmayınca işçiyi satıp işverenle anlaşma yapmıyor. Bütün süreçleri işçilerle paylaşıyor, işçi grev dediğinde şu anda Türkiye’de bu çok zor olmasına rağmen gözünü karartıp, anlaşma olmazsa grev yapabiliyor. Aslında Türkiye’de sendikal hareketin, o grev yapmayan sendikalara, cumhurbaşkanı grevi yasaklayınca kuyruğunu kıstırıp içeride işvereni verdiğine razı olan sendikalara nasıl yapması gerektiğini öğretiyor. Aslında tabiri caizse sendikal hareketin namusunu kurtarıyor. Bu sadece Birleşik Metal İş Sendikası’yla, bir iki mücadeleci sendikayla olacak bir iş değil. Sendikal hareketin topyekün birlikte davranmasıyla olabilir.

“HALK KARAR VERMEDİ AMA HALK ÖDÜYOR”

Türkiye buraya nasıl geldi? 2021 yılının Ekim ayında faiz sebep, enflasyon sonuç diyerek buralara gelinmedi mi? Buraya getiren kişi bu bedeli ödüyor mu? KDV yüzde 18’den, 20’ye çıktı, Cumhurbaşkanı Erdoğan mı ödüyor bu iki puanı? Kim ödüyor? Halk ödüyor ama halk karar vermedi, kendi karar verdi. Neden bunun cezasını halk ödüyor? Dünyada denenmiş serbest piyasa ekonomisi, liberal ekonomi, sosyalist ekonomi, komünizm her türlü düzende bir ekonominin nasıl yönetileceği bir deneme yanılma yoluyla ortaya çıkmışken, hiç denenmiş bir sistemi bu kadar kırılgan bir ekonomiye denetip; milyar dolarlarca hasar ortaya çıkartıp sonra bunun bedelini de işçilerin ücreti düşsün, baskılansın işçi bedelini ödesin demek… Karar veren neden bunun bedelini ödemiyor? Buna biz mi karar verdik? Yani bu karar verildiğinde bu ülkede faiz yüzde 15, enflasyon yüzde 10 bandındaydı. Şimdi enflasyonun sahtesi yüzde 85 oldu bu ülkede, bunun bedelini biz ödüyoruz.

Telat Çelik: İşveren işçiyi eskiden 10 müracaattan seçerken şimdi 100 müracaattan seçiyor - Resim : 5

“TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNE DE KENDİSİ KARAR VERİYOR”

Siz fabrikalarda işçinin önüne sandık koyuyorsunuz ve temsilci seçme hakkını veriyorsunuz. Bunun başka sendikal örnekleri var mı? İşçilerde nasıl bir değişim görüyorsunuz bunu yaptıktan sonra?

Biz işçinin kendi kaderini tayin hakkına saygı duyuyoruz. Biz demokratik bir kitle sendikasıyız, 1947’de kurulmuş rahmetli genel başkanımız Kemal Türkler’in kurucularından olduğu bu sendikanın geleneğini devam ettiriyoruz. Hiçbir yere bağlı olmayan, devletten, siyasetten bağımsız bir sendika bu. Politikasını işçisiyle kuruyor, tabanın karar ve söz sahibi ilkesini harfiyen uyguluyoruz. Mahallede muhtarını, cumhurbaşkanını seçen işçi elbette fabrikada yöneticisini de, işverenini de seçebilir. Toplu iş sözleşmesine de kendisi karar verebilir. Arkadaşlarımız onay verirse ilerliyoruz, vermezse mücadeleyi başka bir alana taşıyoruz.

Muhabir: Emirhan Akman
Telat Çelik Birleşik Metal iş sendikası Kocaeli Haber