Arif Çolak: İşverenle birlikte olan sensin!
Bekaert fabrikasında Birleşik Metal İş Sendikası ile Öz Çelik İş Sendikası arasında devam eden yetki mücadelesi sonuçlanmış değil. Süreci bu kez Öz Çelik İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Arif Çolak’la konuştuk.
Bekaert fabrikası Kocaeli’nin en eski fabrikalarından birisi, fabrikada geçmişte Birleşik Metal İş örgütlüydü. Önceden İzmit’te tek fabrikası olan Bekaert, 2015’te Kartepe’deki Çelikkord fabrikasını alarak fabrika sayısını ikiye çıkardı. Böylece İzmit Bekaert fabrikasında Birleşik Metal İş, yeni fabrikada ise yani Kartepe Bekaert’te Öz Çelik İş Sendikası örgütlenmiş oldu. İki sendikanın o tarihten beri mücadele şekilleri, toplu iş sözleşmeleri tartışma konusu olurken son kıvılcım 26 Nisan 2024 tarihinde fabrika yönetiminin fabrika birleştirme kararıyla ortaya çıktı.

OLAN İŞÇİLERE OLDU
Şimdi ortada tek fabrika fakat iki yetkili sendika ve uyuşmazlık var. İki sendika arasındaki anlaşmazlık nedeniyle işçiler aylardır toplu iş sözleşmesi görüşmesi sürecine giremedi, bu nedenle de maaşlarına zam alamadılar.
ÖZ ÇELİK İŞ NE DÜŞÜNÜYOR?
Konunun taraflarından birisi olan Birleşik Metal Kocaeli Şubesi Başkanı Telat Çelik’le konuyu konuşmuş ve o söyleşiyi yayınlamıştık. Bugün Öz Çelik İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Arif Çolak’la konuştuk. Çolak fabrikaya, işçilere, Birleşik Metal İş Sendikası ve Başkan Telat Çelik’e dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Söyleşinin ikinci kısmını yayınlıyoruz.
“BİZİM 23 LİRA 95 KURUŞ, ONLARIN 12-13 LİRAYDI, NE GEREKÇE ÜRETECEKSİNİZ?”
Çolak, “Yıl 2016 Temmuz saat ücretimiz 23 lira 95 kuruş, Pirelli ne kadar? 23 lira 30 kuruş. Pirelli’den 65 kuruş fazla kazanıyoruz. Bugün saat ücretleri ne kadar 470 lira. Birleşme öncesi bunlara bakalım, hepsi var dekontlar halinde. Karşı tarafın 12-13 lira saat ücreti vardı. Buna ne gerekçe üretecekler? Biz onlardan birleşme sonrasında da fazla kazanıyoruz. Buna bir gerekçe üretemezsin. İnsanların zaaflarını basında kullanarak ileri gidemezsin, ne yaptın onu anlat bize? Biz ne yaptıysak elimizde belge var.
“KARARNAMEYİ TANIYORUZ AMA FABRİKADAN ÇIKMIYORUZ”
Talat Çelik ve Hakan bunun şahidi. Vali grev yasağı sonrasında bizi çağırdı, onlar da vardı biz de vardık. Onlar grev yapıyordu, biz içerideydik fabrikadaydık, çalışıyorduk. Kararnameyi tanımayan sensen, beni neden çağırıyor? Neden çağırdığını anlatayım. Biz şöyle bir şey dedik o zaman. Cumhurbaşkanı böyle bir karar vermiş olabilir biz kararnameyi tanıyoruz fabrikadan çıkmıyoruz ama üretmiyoruz da. Sekizinci gün bize yönetim fabrikayı terk edin dedi. Bize, “Azılı dediğiniz adamlar bize zarar vermedi, siz günlük 1 buçuk milyon lira zarar veriyorsunuz. Fırınları çalıştırıyorsunuz, çayımızı içiyorsunuz, servisi kullanıyorsunuz, yemeği yiyorsunuz ama biz üretim yapmıyoruz diyorsunuz” dedi.
“ŞOV YAPMADIK, BİZİM İŞİMİZ ŞOV DEĞİL”
Şimdi ne açıdan bakacağız buna? Biz direnmemiş mi oluyoruz? Sadece şov yapmadık, bizim işimiz şov değil. Grev son kurşun, onun öncesinde bir karar vereceğiz ve biz hesap yapıyoruz. Biz ne kazanırız, çıkarsak ne kazanırız, çıkmazsak ne kaybedeceğiz? Biz hesap yaparak, zamanı, enerjiyi göz önüne alarak karar veriyoruz. Bu kararı alma yetkilisi biziz, çalışanlar bize bu yüzden yetki vermiş. Karar sorumluluktur, bu yüzden önemlidir.
“SANDIK MESELESİ GENEL BAŞKANLAR SEVİYESİNDE KONUŞULDU”
Fabrikada sandık kurma meselesi genel başkanlar seviyesinde konuşulmuş bir konu. Birleşik Metal bizim sendikamızı aradı ve şöyle söyledi, “İşçinin tercihine saygı duyalım”. Bu güzel bir söylem ama bundan önce iki tane işletmemiz aynı durumdaydı. Bir tanesi Adana’da, bir tanesi Anadolu’da orada sayı olarak bizim azınlıkta olduğumuz yerlerde biz işçiye sizi mahkeme kapılarında uğraştırmayacağız dedik, eyvallah dedik çıktık fabrikadan. Peki o iki örnekte onlar ne yaptı? Sayıları yüksek olduğu için işverenin kararına uydu. Neden bunları söylemiyorsunuz? Çünkü orada sayıları yüksekti. Burada sayın az diye demokrasiyi isteme, ilkesel bir kararla böyle bir durumda kaldığımızda hep işçiye soralım? Bunu iste.
“İŞVERENLE BİRLİKTE OLAN SENSİN”
Hak meselesine gelecek olursak. Kardeşim baş temsilcin atıldı, işverenle birlikte olan sensin. Sen attırdın Zeki ve Selçuk’u çünkü gelecekleri olan sendikacılardı. Görevden aldırıp, görev arkadaşlarını işten attırdın sen. Şimdi sendikal namus diyor ya, buna ne diyeceğiz? Şu an işçinin kazanımlarından bir tanesi bana ait desin, diyemez hepsi belgeli benim elimde.
“BEKAERT BÖLGENİN EN AĞIR VE ZOR FABRİKASI”
45-50 bin lira kazanıyor. Bekaert sıradan bir işletme değil, birebir 25 yıl çalıştım. O fabrika bölgenin en ağır ve zor fabrikası. 30-40 tane makine var arkadaşlarımızın sorumluluğunda. Devamlı tempo isteyen, istediğin gibi köşede oturabileceğin bir yer değil orası. Beden gücü çok önemli. Onlara bugün büyük haksızlık var, yargı kararı beklendiği için toplu iş sözleşmesi sürecine geçemiyoruz. Bugün birlikte yol yürüyor olsaydık düzen devam ederdi, işçi içeride baskılanıyor. İşçilerin mevcut hakları alınıyor elinden, içeride sendika yok ve bunun sorumlusu biz değiliz.” açıklamalarında bulundu.
Özgür Özel'den çok sert 'Özlem Çerçioğlu' açıklaması: Yazıklar olsunTürkiye Gündemi
Arif Çolak’tan Telat Çelik’in iddialarına: Tutacak dalları yok gerekçe üretiyorlar!Sendikalar
Hakan Fidan'dan sert sözler: Biz enayi değiliz, küçük kurnazlıkları görmüyor değilizTürkiye Gündemi