Rojin Kabaiş'in babası Nokta Gazetesi'ne konuştu: Katiller bulunmadan bana rahat yok

Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş Nokta Gazetesi Magazin Müdürü Başak Çokan'a özel röportaj verdi.

Rojin Kabaiş'in babası Nokta Gazetesi'ne konuştu: Katiller bulunmadan bana rahat yok

Van’da 27 Eylül 2024’te kaybolduktan 18 gün sonra göl kıyısında cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaişın ölümüne ilişkin soruşturma devam ederken, baba Nizamettin Kabaiş, Nokta Gazetesi Magazin Müdürü Başak Çokan’a özel röportaj verdi.
Kabaiş, 14 aydır süren süreçte bilgi akışının sağlanmadığını, soruşturmanın yavaş ilerlediğini ve sorumluların tespit edilmesini istediğini söyledi.

“İLK OTOPSİDE BOĞULMA DENİLDİ, İKİNCİ OTOPSİDE DNA İZLERİ ÇIKTI”

Baba Kabaiş, ilk otopsi raporunda kızının ölüm nedeninin “boğulma ve intihar” olarak değerlendirildiğini, ancak kendisinin buna inanmadığını belirtti.
İkinci otopsi raporunda iki erkeğe ait DNA izleri bulunduğunu iddia eden Kabaiş, bu nedenle ölümün “şüpheli” olarak kayda geçtiğini söyledi. Kabaiş, otopsi sürecinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi rektörünün devreye girdiğini iddia ederek, “Rektörün otopsi raporunu kapatmaya çalıştığını düşünüyorum” dedi. Bu iddialara ilişkin rektörlükten herhangi bir açıklama yapılmadı.

"ÖĞRENCİLERİN KORKUTULDUĞUNU DUYDUM”

Kabaiş, üniversitedeki bazı öğrencilerin bilgi paylaşmamaları yönünde baskı gördüklerini iddia etti.
Kızının kaldığı yurtta kamera kayıtlarının çalışmadığını söyleyen Kabaiş, “Neden kamera kayıtlarına ilişkin bir soruşturma açılmıyor?” diye sordu. Bu iddialar da resmi makamlarca doğrulanmış değil. Kabaiş, kızının cep telefonunun incelenmesi için yurt dışına gönderileceği söylendiğini ancak 1.5 aydır gönderilmediğini ileri sürdü. Kabaiş, yurt dışı numaralarından tehdit mesajları aldığını da öne sürerek, “Kızımın peşini bırakmamı istiyorlar. Ama ben bırakmayacağım” dedi.

"ÜSTÜNÜ KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Nizamettin Kabaiş ayrıca okuldaki öğrencilerin rektör tarafından tehdit edildiğini iddia ederek, “Sayın rektör kızım öldükten 3 ay sonra beni aramak yerine kızımın amcasını arayarak taziyede bulunmak istediğini söyledi. Ama 3 ay boyunca bize başsağlığı dilemediği gibi hiçbir şekilde bizimle iletişime geçmedi. Amcasını aradığında ona ‘Rojin’in gidip önce mezarlığında Fatiha okusun bakalım, Rojin onun Fatiha’sını kabul edecek mi?’ dedim. Çünkü bize engel üzerine engel koydu. Bu olayın bir intihar ve boğulma olduğu konusunda baskı yaptı. Okuldaki öğrencilere bize bilgi verilmemesi konusunda birçok öğrenciyi korkuttuğunu öğrendim. Bunu ben uydurmuyorum; bunu öğrenciler söylüyor. Kızımın kaldığı yurtta giriş çıkışlar ve olayın olduğu yerdeki kameralar neden çalışmadı? Niçin o kameraların çalışmadığı konusunda bir soruşturma açılmıyor? Acaba rektörün akrabaları mı bu işin içinde? Neden bu kadar çok olayı kapatılması için uğraşıyor? Kusura bakmasın ama ben acılı bir babayım. Kızımı onlara emanet ettim. Bir rektör çocukların güvenliğinden de sorumludur ama onlar bu işin peşine düşüp daha çok benim yanımda yer alacaklarına olayın üstünü kapatmaya çalışıyorlar.

"HEPİMİZ PERİŞANIZ"

Bu yüzden sayın Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin rektörü tüm şüpheleri bilerek kendi üstüne çekmiştir. Ben durup dururken kimseyi şüpheli olarak görmem. Ama ben geceleri uyuyamıyorum. Kızım rüyalarıma giriyor, acısı hâlâ yüreğimde. Evladımı ben o üniversiteye okusun, topluma faydalı biri olsun diye gönderdim. Benim gül gibi kızım öldürüldü, hem de haince yapıldı. Ama maalesef yetkililer hiçbir konuda hiçbir şekilde yol almıyorlar. Bizim ailemize ateş düştü, biz asla normal hayata dönemiyoruz. Annesi, ben, kardeşleri, dayıları, amcaları… Hepimiz perişanız. Gözümüzün önünden Rojin’in hali gitmiyor. Ben otopside kızımın ne hale geldiğini gördüm. Ben bir babayım, lütfen beni anlamalarını istiyorum” diyerek içindeki acıyı paylaştı.

"ALLAH SEDAT PEKER'DEN RAZI OLSUN"

Nizamettin Kabaiş ayrıca kızının cep telefonunun yurt dışına gönderilmesi için bir buçuk aydır beklediklerini, artık dayanacak gücünün kalmadığını söyleyerek adli mercilere seslendi: “Rojin'in telefonunun içindeki mesajlar ve bilgilere ulaşmak için, modeli eski olduğu için telefonu yurt dışına göndereceklerdi. Bir buçuk aydır o telefon hâlâ yurt dışına gitmedi. Benim evladım 14 aydır ne olduğunu bilmediğimiz bir faili meçhul olayın içinde. Suçlular dışarıda rahatlıkla gezerken bir de beni WhatsApp üzerinden tehdit ediyorlar. Yurt dışı numaralarından ‘Rojin’in peşini bırak artık, bu konu kapandı, Rojin öldü, geberdi’ diyerek acıma acı katıyorlar. Ama tüm tehditlere ve engellemelere rağmen ben kızımın peşini bırakmayacağım. Ben yaşadığım sürece Rojin'in katilleri rahat etmeyecek, ceza almaları için elimden ne geliyorsa yapacağım.” Kabaiş, önceki gün gündeme gelen Sedat Peker’in avukatının da davaya dahil olduğuna ilişkin haberleri de doğruladı: “Allah Sedat Peker'den razı olsun. Benim üzüntüme ortak olmak, kendisi de iki kız çocuğu babası olarak benim yanımda yer almak için avukatını görevlendirdi. Avukat bey bize ulaştı ve Sedat Peker'in acımızı paylaştığını, her zaman yanımızda olduğunu söyledi. Ve biz de öğrendik ki Rojin’le ilgili bilgi getiren kişiye 25 milyon lira ödül vereceğini söylemiş. Allah ondan razı olsun, bir baba olarak acımı anladığı için” dedi.

Muhabir: Başak Çokan