Usta Oyuncu Zafer Algöz Nokta TV’nin konuğu oldu!

Nokta TV’nin beğenilen ve ilgiyle takip edilen programlarından olan Esin’le Bi’ Kahve? bu haftaki bölümünde Usta Oyuncu Zafer Algöz’ü ağırladı. Esin Alçıoğlu’nun hazırlayıp sunduğu bu keyifli programda sanata ve hayata dair pek çok başlık üzerine sohbet edildi. Merak edilen sorulara yanıt veren ve kariyer yolculuğunu da anlatan Algözdikkat çeken açıklamalarda bulundu.

“BİZİM MESLEKTE GÖZLEM İŞİN OLMAZSA OLMAZI”

Gerçekleşen program kapsamında mahalle kültüründen yetişmiş olduğunu söyleyen Algöz, “Bizim meslekte gözlem işin olmazsa olmazı. Çünkü orada kendinizi oynamıyorsunuz başka bir insanı oynuyorsunuz. Oynadığınız o insanların da genelde hayatta birebir karşılığı oluyor. Bazen mahallenizin bakkalına benziyor, bazen kasabına benziyor… Ya da mahalledeki terzinin, berberin bir tiki, kendine ait bir sesi, nidası onları bir biçimde zamanı geldiğinde değerlendiriyorsunuz. Mesela Yahşi Batı’da benim oynadığım Şerif Loyd, Ali Şen abimin oynamış olduğu zalim muhtar tiplemesinden kalma. Onun oynamış olduğu adamla konservatuvardaki bizim çaycımız Çubuklu Sadık Karataş arasında bir harman yaparak ben de kendime göre bir Şerif Loyd yaptım. Ama tabi ki esinlendiğim iki kaynağım onlardı” diye konuştu.

“ANNEM BABAMA, ‘OĞLUM OLURSA İNŞALLAH BU ADAM GİBİ AKTÖR OLUR’ DEMİŞ”

Kariyer planlamasının annesi tarafından belirlendiğini ifade eden Algöz şu ifadelere yer verdi: “Ben doğmadan önce annem benim kariyer planımı yapmış. Annemi geçen sene Dünya Kadınlar Günü’nde kaybettim. Ondan 25 gün sonra da babam rahmetli oldu. İkisini birden peş peşe kaybettim. Bir tane Erdinç abim varmış benim fakat 3 aylıkken yüksek ateş ve ishal yüzünden kaybetmişler. Bir süre sonra annem bana hamile kalmış. Hamileyken Ankara Devlet Tiyatroları’nda, Küçük Tilkiler diye bir oyunu babamla seyretmeye gitmişler. Oyunda da başrolde olan Türkiye’nin en önemli aktörlerinden, hocamız, büyüğümüz, abimiz Yalın Tolga o kadar müthiş oynuyormuş ki annem babama dönmüş, ‘Bir gün eğer oğlum olursa inşallah bu adam gibi aktör olur’ demiş. O devirde ultrason yok erkek çocuk olacağını da bilmiyor böyle bir dilekte bulunmuş.

“SOKAĞA ÇIKARIM. HALKIN İÇİNE GİRERİM”

Babam devlet memuru olduğu için ben Kars’ta doğdum. İlkokulu Trabzon’da, ortaokulu ve liseyi Bursa’da okudum. Konservatuvarı Ankara’da okudum. Sonra İstanbul Devlet Tiyatroları’na geçtim. Devlet Tiyatroları sayesinde Türkiye’nin neredeyse tamamını gördüm. Her yere turne yaptım. Turne yaptığım yerlerde insanları tanıdım. Çünkü ben yabancı bir şehre gittiğim zaman başkaları gibi otel odasında, lobide vakit geçirmem. Sokağa çıkarım. Halkın içine girerim. Bir esnafla sohbet eder, bir kahvede oturur, yörenin insanını tanırım. O yüzden de karakterleri hep kendi gözlemlerim neticesinde buldum. Annemin bu dileği şöyle gerçekleşti. Orta ikinci sınıfta okulun bir tiyatro salonu vardı. Hocamız bir tiyatro oyunu oynayalım dedi. ‘İçinizde hevesli olan var mı?’ dedi. Ben hiç hevesli değildim ama biraz muzip ve haylaz bir çocuk olduğum için bütün öğretmenlerin taklidini yapardım. Çocuklar da beni ispiyonladılar. Kadıncağız da, ‘Önce benim taklidimi yap’ dedi. Utana, sıkıla yaptım. Çok güldü.”

“BANA TİYATRO SAHNESİNDE KİMSE ŞAKA YAPAMAZ”

Kendisine sahne şakası yapılamadığını da anlatan Algöz, “Tiyatro canlı performans olduğu için canlı performansta herkes sinema ya da televizyon dünyasındaki gibi rahat davranamaz. Televizyon ya da sinemada bir hata olduğu zaman, ‘Kestik’ deyip duruyorsun. Kaldığın yerden devam ediyorsun. Tiyatroda böyle bir şey söz konusu değil. O akıp giden maraton. Bazı oyuncular bazen tekstin dışında karşıdaki oyuncuyu güldürmek için kendine göre komik olduğunu zanneden espriler yapmaya kalkabilir. Hayatım boyunca da onun için iddialı konuştum. ‘Bana tiyatro sahnesinde kimse şaka yapamaz’ dedim. Çok kaliteli şaka yapar eyvallah ama kötüyse perişan ederim. (Gülüyor)” dedi.

“MÜTHİŞ BİR ANI OLDU”

Kemal Sunal ile Zafer Algöz’ün birlikte rol aldığı ilk dizileri olan Saygılar Bizden’den de bahseden Algöz, “Sadece Kemal abi yoktu. Onun dışında Yeşil Çam’ın bütün şöhretleri oradaydı. Benim ilk televizyon dizimdi. Müthiş bir anı oldu. İnanılmaz eğlendiğim ve, ‘İyi ki bu işin içinde olmuşum’ dediğim çok güzel bir süreçti. Orada da çok komik anlar yaşandı. Kemal abi hakikaten çok acayip esprili bir adamdı. Filmlerindeki gibi değildi daha komikti. Çok ciddi komikti. Hep, ‘Komedyen dediğin adam sokakta hep sırıtarak mı gezmek zorunda kardeşim?’ derdi” diye konuştu.

“CEM İLE YAPTIĞIMIZ BÜTÜN İŞLERDE ÇOK EĞLENİYORUZ”

Son olarak Esin Alçıoğlu’nun, ‘Cem Yılmaz sizi bir karikatür olarak çizse. Yanındaki konuşma baloncuğunda ne yazardı?’ sorusunu da yanıtlayan Algöz, “’Sakal, bıyık takıyor muyuz?’ yazardı. Çünkü Cem ile yaptığımız bütün işlerde hep farklı farklı karakterler oynadığımız için orada da çok eğleniyoruz. Hep diyorlar ya, ‘Sette çok eğleniyoruz.’ Bizim eğlendiğimiz anlar hata yaptığımız anlar. Mesela sabah bir adam oynuyorsun oradaki adı Taner öğleden sonra oynadığın adamın adı Mehmet. İsimler birbirine karışıyor. Çünkü 8 tane iş yapıyorsun aynı anda. Öyle hatalara çok gülüyoruz ama çok eğlenceli oluyor” ifadelerini kullandı.