“Sularda kirlenme var” diyen Diyetisyen Ersin Özdemir o illeri tek tek saydı: Aralarında Kocaeli de var!

Nokta TV’de yayınlanan Doktora Sorun programında dikkat çeken açıklamalarda bulunan Diyetisyen Ersin Özdemir, “Maalesef ki özellikle büyük şehirleri kastediyorum. İzmir, Ankara, İstanbul başta olmak üzere Eskişehir, Kocaeli gibi bu tarz yerlerde sularda çok büyük kirlenme var” dedi.

“Sularda kirlenme var” diyen Diyetisyen Ersin Özdemir o illeri tek tek saydı: Aralarında Kocaeli de var!

Buse Günhan’ın moderatörlüğünde Nokta TV’de yayınlanan Doktora Sorun programının konuğu Diyetisyen Ersin Özdemir oldu. İçtiğimiz suların canlı su olup olmadığı konusunda değerlendirmelerde bulunan pek çok merak edilen konuya açıklık getirdi. Sçz konusu açıklamasında tavsiyelerde de bulunan Diyetisyen Özdemir şu ifadelere yer verdi:

“SU GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ”

“Su konusu çok kıymetli. Eğitim alırken bile kalori içeren gıdalar deniliyor. İşte karbonhidratlar, proteinler, yağlar ama genelde su göz ardı ediliyor ve özellikle endüstri baronları da bir ülkeye girmek istediği zaman ilk olarak su kaynaklarını ele geçirirler. Mesela Mezopotamya topraklarına bakalım. Diyarbakır'dan, Şırnak'tan, Urfa'dan geçen sular… Suriye o suyu istiyor, İran o suyu istiyor ya da bir savaş, göç oluyor. İlk su kaynakları hedef alınabiliyor. Su gerçekten çok önemli. Biyolojik olarak beden açısından su neden çok önemli? Bir kere bir damla suyun 4.000 tane hafıza hücresi var. Yani su geçtiği dağdan, çarptığı çiçekten, geçtiği ortamdan bilgileri hafızasına kaydediyor. Hatta Japon bilim adamı Emoto'nun bu konuda Suyun Gizli Halleri diye kitabı var. Suya iyi sözler söylüyor. Mikroskoba söylüyor. Su taneleri pırıl pırıl, pürüzsüz mikroskopta. Suya kötü sözler söylüyor. Seni sevmiyorum, nefret ediyorum. Su taneleri büzüşüyor ve kötü oluyor. Yani su canlılığın başından geliyor.

“Sularda kirlenme var” diyen Diyetisyen Ersin Özdemir o illeri tek tek saydı: Aralarında Kocaeli de var! - Resim : 1

“ÇOK BÜYÜK BİR HİKMET VAR”

Bir bebek doğduğu zaman vücudunun yaklaşık olarak yüzde 95'i sudan oluşuyor. Bir insanoğlunun da yaklaşık olarak yüzde 80'e yakını sudan oluşuyor. Kanımızı kırmızı görüyoruz ama aslında sudan oluşuyor. Yine bunun tabii ki manevi boyutu da çok yüksek. Kıymetli Hz. Ayşe validemiz, kıymetli peygamberimiz Hazreti Muhammed'e diyor ki, "Ya Muhammed, sen tüm ruhların zapt edildiğini söylüyorsun. Sadece zapt edilmeyen birkaç şeyden bahsediyorsun. Bu zapt edilmeyenler nedir?" Kıymetli peygamberimiz diyor ki, "Ya Ayşe, tuz ve su" diyor. Yani ruhu zapt edilmemiş. Mesela o yüzden kış aylarında sular dipten donmaz, yukarıdan donmaya başlar, üstten donmaya başlar ki bunda bile çok büyük bir hikmet var. Alt kısımlar donsaydı sudaki yaşam biterdi. O yüzden hakikaten su çok çok kıymetli.

“İZMİR, ANKARA, İSTANBUL, ESKİŞEHİR, KOCAELİ GİBİ YERLERDE SULARDA ÇOK BÜYÜK KİRLENME VAR”

Ama maalesef ki özellikle büyük şehirleri kastediyorum. İzmir, Ankara, İstanbul başta olmak üzere Eskişehir, Kocaeli gibi bu tarz yerlerde sularda çok büyük kirlenme var. Bir kere bu işte klorlama çok tehlikeli. Sulara çok ciddi anlamda klor atılıyor. Ben Çınarcık bölgesinden geliyorum. Sularımız gri akıyor. Daha fazla klorlama yapılabiliyor. Dezenfekte işlemleri adı altında limitleri belli olmayan işlemler çok yapılabiliyor. Flor katılabiliyor ve biliyorsunuz ki özellikle eski yerleşim yerlerinde Nişantaşı gibi, Kadıköy gibi eski yerleşim yerlerinde boru hatları da eski olduğu için paslanma çok fazla olabiliyor. O yüzden mümkün olduğunca canlı su içmek çok önemli.

“Sularda kirlenme var” diyen Diyetisyen Ersin Özdemir o illeri tek tek saydı: Aralarında Kocaeli de var! - Resim : 2

“ARITMALARIN HİÇBİR FAYDASI YOK”

Arıtmaların hiçbir faydası yok. Çünkü arıtmalar suyu arıtırken faydalı ajanları da arıtıyor. Magnezyumu, çinkoyu, eser elementleri de filtreye takıyor ve arıtıyor. O yüzden iyonize alkali cihaz kullanabilirsiniz. Ya da evde anlatacağımız uygulamalarla suyunuzu canlandırabilirsiniz. Hani bazı insanlar, ‘Su içiyorum direkt tuvalete koşuyorum ya da su içiyorum mideme oturuyor lakur lukur ediyor’ diyor. İşte o canlı su olmadığını gösteriyor. Bir de suyun özellikle bağırsak çeperlerinden emilip içeri girebilmesi için iki tane elemente ihtiyacı var. Bir sodyum, iki şeker. Bir miktar da şekere ihtiyaç var. Şimdi bazı insanlar, ‘Bir bardak su içsem hemen tuvalete koşuyorum’ derler. Eğer sen suyu içtiğin gibi tuvalete koşuyorsan bu demek oluyor ki suyu sindiremiyorsun. Suyu sindirmek için suyunuza bir çimdik tuz atabilirsiniz. Bir miktar nane, yaban mersini, karadut özü koyabilirsiniz. Hafif tuzlandırıp, şekerlendirmeniz lazım. O zaman bağırsaklardan içeri rahat giriyor.

“SULARINIZI KESİNLİKLE PLASTİK KAPLARDA TUTMAYIN”

Alkali su, canlı su deneyini yapmadan önce evde neler yapabiliriz? Suyumuza kuvars taşı koyabiliriz. Sularınızı kesinlikle ve kesinlikle mümkünse plastik kaplarda tutmayın. En azından plastik satın alsanız bile evde cama boşaltın. Suyumuzun içerisinde çam çırası çok kıymetli. Elma sirkesi, limon, karanfil bunları koyabiliriz. Bir çimlikte kaya tuzu koyabiliriz.

“KİLO VERME HİDROLİZLE OLUYOR”

Türkiye obez bir ülke. Kilo verelim diyoruz. Kilo verme hidrolizle oluyor. Kilo verme öyle kalori saymayla olmuyor. Kilo verme gece uykuda, zifiri karanlıkta hidroliz olayıyla oluyor. Hidro ne demek? Su demek. Demek ki ben yeteri kadar su içersem ve canlı su içersem rahatlıkla kilo verebilirim. O nedenle de canlı su almaya dikkat edelim. Özellikle son dönemlerde haberlere yansıyanlar var yansımayanlar var. Büyük markalarımız işte bu Bursa'nın dağlarından geldi yok işte Edirne'den geldi. Büyük marka sularımız bile maalesef ki ithal markalara bir bir satılmaya başlandı. Bu anlamda yerliyi tercih edelim. PH değeri 8 ve üzerinde olanları almaya çalışalım. Mümkün olduğunca BPA içermeyen plastikleri almaya çalışalım. Mümkün olduğunca rüştünü ispatlamış markaları almaya çalışalım.”

Muhabir: Gülşah Yücel Ay