Sevim Aydın: Ayaklarımın üzerinde durmam, üretmem, ilham vermem gerekiyor
Ünlü iş insanı Sase Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sevim Aydın, iş dünyasındaki başarı sırlarını Nokta Gazetesi’ne anlattı

Sase Grup ve Es Home Yönetim Kurulu Başkanı Sevim Aydın, iş hayatına baba mesleği olan tekstil ile başladığını, ardından istihdam sağlayabilecek tüm projelerle devam ettiği söyledi. Aydın, tekstil başta olmak üzere tarım, sanayi ve otelcilikle devam ettiklerini belirtiyor.
İş ve özel hayatında en büyük ilham kaynağının babasının yaşamı boyunca sergilediği profiline örnek aldığını belirten iş kadını Sevim Aydın, babasının kendisini bıraktığı en büyük mirasın bu karakteristik özelliği ve duruşu olduğunu söylüyor. Sevim Aydın, iş dünyasında varlığını ortaya koymak isteyen gençlere ve özellikle kadınlara önem verdiğini ve tüm işletmelerinde özellikle kadın istihdamını sağlamak için mücadele ettiğini belirtti.
Nokta Gazetesi olarak biz de Sevim Aydın'ı Gebze'de bulunan Sase Grup holding binasında ziyaret ederek iş ve özel hayatına dair merak edilenleri sorduk.
Sevim Aydın, bir iş kadını ama diğer taraftan da bir anne. Öncelikle ikisinin arasındaki dengeyi nasıl tutabiliyorsunuz?
Hayattaki en büyük önceliğim annelik. Ancak biliyorum ki güçlü bir anne olmak için ayaklarımın üzerinde durmam, üretmem, ilham vermem gerekiyor. Bu dengeyi yıllar içinde disiplinle, sevgiyle ve planlamayla kurdum. İş hayatında ne kadar kararlıysam, evde de o kadar şefkatliyim. Kızım bugün bir doktor, oğlum ise havacılık alanında ilerliyor. Onları ilmek ilmek işleyerek, sevgiyle büyüttüm. Benim izimden yürüdüler, emek ve inançla yol aldılar. En kıymetli başarım, karakterli ve güçlü bireyler olarak yetişmeleri oldu.
Ben ticaret kadınıyım, bu işte iyi olacağım dediğiniz yaş ne zamandı ve kendinize yol haritası ne zaman çizmeye başladınız iş anlamında?
Gerçek anlamda bu yolculuk aslında çocukluğumdan beri hep vardı. Üretmeye, hayal kurmaya, başarma isteğine hep sahiptim. Yirmili yaşlarımda kendi şahıs firmamı kurarak adım attım. Zamanla bu yapıyı kurumsallaştırarak büyüttüm. Bugün geldiğim noktada hâlâ aynı tutkuyla çalışıyor, gelişmeye devam ediyorum.
İş hayatında kadın olmanın zorluğunu yaşadınız mı?
Evet, hem de fazlasıyla. Ancak zorluklar beni yıldırmak yerine güçlendirdi. Kadın olarak iş dünyasında var olmak, çoğu zaman iki kat daha fazla çaba gerektiriyor. Ama ben bu mücadeleyi hep bir bayrak gibi gururla taşıdım.
Çocukluğunuzdan bu yana hiç cinsiyetçi bir yaklaşıma maruz kaldınız mı?
Ne yazık ki evet. “Kadın dediğin evde oturur”, “Kadın bu işi yapamaz” gibi cümleleri çok duydum. Ama ben tam aksine bu önyargıları yıkmak için çalıştım. Bugün geldiğim noktada, birçok kadına umut olabildiysem ne mutlu bana.
Biri havacılıkta, diğeri sağlık sektöründe iki evladınız var. Onlara vakit ayırabiliyor musunuz?
Evet, çocuklarımla geçirdiğim zaman, hayatımın en değerli anlarıdır. Doğdukları günden itibaren her adımlarında yanlarında oldum. Sadece bir anne olarak değil, onlarla birlikte büyüyen bir insan olarak da her anlarına tanıklık ettim. İş hayatının yoğun temposunda dahi, bana en iyi gelen durak hep onların yanı olmuştur. Sevgiyle, dikkatle ve özveriyle yanlarında olmayı her şeyin önüne koydum.
Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşulları göz önüne alırsak, ticaret yapmak gün geçtikçe zorlaşmıyor mu?
Elbette zorlaşıyor. Ekonomik belirsizlikler, yüksek maliyetler, değişken piyasa koşulları… Ancak biz iş insanları üretmeye, direnmeye ve umudu diri tutmaya devam etmek zorundayız.
Türkiye olarak sizce bu süreci nasıl sağlıklı atlatabiliriz?
Birlikte hareket ederek, güven ortamı oluşturarak ve üretime odaklanarak. Kadınların, gençlerin ve girişimcilerin desteklenmesi şart. Umudu büyüten, aklı ve bilimi rehber edinen her adım bu süreci atlatmamızda anahtar olacaktır.
Kıyafet seçimlerinizi neye göre yaparsınız? Çünkü çok şık giyinen bir iş kadınısınız.
Teşekkür ederim. Tarzım, kendimi nasıl hissettiğimi de yansıtır. Giyim tarzımda kendi duruşumu, çizgimi ve karakterimi yansıtırım. Sadelik, estetik ve özgünlük benim için her zaman ön plandadır.
Hiç böyle işleri bir tarafa bırakıp ‘eve gitsem de mutfağa girip keyifle yemek yapsam’ dediğiniz oluyor mu? Ev kadınlığı profiline de sıcak bakar mısınız?
Kesinlikle evet. Mutfakta olmak da benim için bir terapi gibi. Hayatımda hem iş kadını hem anne hem de evini seven bir kadın olmanın güzelliğini yaşıyorum. Bu roller birbirini asla dışlamıyor, aksine tamamlıyor.
Sadece iş dünyasında değil, sosyal sorumluluk projelerine de ciddi zaman ayırıyorsunuz. Şu anda hangi projelerin içindesiniz?
Şu anda çok gurur duyduğum bir projede yer alıyorum: “Kız Çocukları Okusun Diye, CEO’lar Sahnede!” 29 Mayıs’ta Atlas Üniversitesi’nde sahnelenecek olan “Şu Çılgın Türkler” adlı tiyatro oyununda sahnedeyim. Geliri kız çocuklarının eğitimi için kullanılacak bu projede yer almak benim için bir onur. Eğitime, özellikle kız çocuklarının eğitime erişimine katkı sunmak, en önemli sosyal sorumluluklarımdan biri.