Prof. Dr. Sertçelik, Nokta TV’de açıkladı: Kocaeli’de zemini kötü ve sağlam olan yerler neresi?

Nokta TV Genel Yayın Yönetmeni Gülşah Yücel Ay’ın sunumu ile ekranlara gelen Nokta Masası’nın bu haftaki konuğu Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadime Sertçelik oldu. Son yaşanan depremler üzerinde bilimsel görüşlerini aktaran Sertçelik, Kocaeli’de zemin anlamında zayıf ve güçlü olan ilçeler hakkında da konuştu.

“KOCAELİ’DE ZEMİNİN ÇOK KÖTÜ VE SAĞLAM OLDUĞU YERLER VAR”

Söz konusu açıklamasında Sertçelik şu ifadelere yer verdi: “Genel anlamda bakınca Kocaeli küçük bir il olmasına rağmen zemin açısından çok farklı yapılara sahip yerleri var. Örneğin zeminin çok kötü olduğu yerler var şehir merkezinin olduğu yerler, Yahya Kaptan ya da düz olarak gördüğümüz yerler, deniz kenarları… Zeminin çok sağlam olduğu yerler var Kandıra tarafı ya da daha yükseklere çıktığınızda Umuttepe tarafı ya da yine İstanbul’a yakın olan ilçelerde de aynı ilçe içerisinde hem zemini çok kötü hem çok iyi olduğu yerler var. Dolayısıyla her yeri oradaki özelliklerine göre değerlendirmek lazım.

“BAZI HOCALARIMIZIN ÇALIŞMALARI VAR HEYELAN BİLE OLABİLİR”

Şehir merkezinin olduğu yerin zemini çok kötü. Dilovası tarafında da öyle bölgeler var. Darıca tarafında var. Kıyı şeridi yani Gölcük, Karamürsel tarafında kıyı şeritlerinde hatta bazı yerlerde bazı hocalarımızın çalışmaları var. Heyelan bile olabilir. Bu tür yerlerimiz var ama genel anlamda baktığımızda şehir küçük bir yüzölçüme sahip olmasına rağmen yapılaşma için sağlam zeminli yerlerimiz var bir de şunu da unutmamalıyız.

“HER ZEMİNE BİNA YAPABİLİRSİNİZ”

Her zemine bina yapabilirsiniz. Uygun yapı olsun. Şimdi Yahya Kaptan… Zemininin çok kötü olduğunu biliyoruz ama 99 depremini atlattı. Bu 6.2’de de iyi sallandı yani… Ama biz sonra hemen evimize girdik. Çünkü binamıza güveniyoruz. Çünkü temel ona göre atılmış. Radye temel atıldığı için. Biz genelde temeli küçük atarız. Millet olarak toprağa yatırım yapmayı hiç sevmeyen insanız. Yani yerin altına temeli küçük yaparız. Sonra çıkarız. Karadeniz’de de çok vardır. Balkonlar falan hep çıkmadır dışarıya. Bu çok yanlış.

“VATANDAŞ OLARAK ÇOK ŞEY YAPABİLİRİZ”

Diyorsunuz ki şu kadarlık yük yükleyeceğim ondan sonra çıkma yapıyorsunuz. 4 katlı diye ruhsat yapıyorsunuz 5,6 oluyor. Maraş’ta bir amcanın binası yıkılmış. Bir tane koltuk çıkarmış geçmiş karşısında oturuyor. Biz de oraya gittiğimizde, ‘Geçmiş olsun. Amca kaç katlıydı binanız?’ dedim. ‘Kızım 4 kat diye ruhsat almıştık. Sonra oğlanı evlendiriyordum bir kat attım. Sonra seçim oldu bir tane daha attım’ dedi. ‘Amca sonuçta kaç katlı?’ dedim. ‘9’ dedi. Yani siz temeli 4 kat diye atıp üzerine 9 kat atıyorsanız ve vatandaş olarak da bunu yapıyorsanız, yöneticilerden de bunun iznini istiyorsanız ondan sonra da hani hep deniliyor ya, ‘Ben ne yapabilirim?’ Vatandaş olarak çok şey yapabiliriz. Aynı kentsel dönüşümde olduğu gibi. Kentsel dönüşüm gibi bir fırsat var. ‘Ama benim dairem küçülmesin…’ Öbür türlü depreme dayanıksız binada oturacaksın. Yıkılacak. Küçük oluversin. Firmaya güvenmiyorlar, yöneticilere güvenmiyorlar. Böyle bir sarmal içerisinde kalıyoruz.”

“KOCAELİ’DE 2 TANE GÜÇLÜ ÜNİVERSİTEMİZ VAR”

Son olarak Prof. Dr. Sertçelik, “İlimizde iki tane üniversitemiz var. Gebze ve Kocaeli Üniversitesi ve hem yer bilimleri hem de inşaat açısından her iki üniversite de çok güçlü. Dolayısıyla şehirdeki çalışmalarda da yer alıyoruz. Olan depremlerde ya da yapılması gereken işlemlerde her zaman için yöneticilerle birlikte çalışarak kenti dirençli hale getirmek adına çalışmaları yürüyoruz. Özellikle böyle depremlerden sonra depremle ilgili bilgileri yetkili ağızlardan dinlemelerini, bazen biz hocalar da burada Marmara’da olduğu gibi tetikleyecek mi, yenisi geliyor mu, eskisi gidiyor mu gibi durumlardan sıyrılalım.

“HALA ZAMANIMIZ VAR ÇALIŞMALARA HIZ VE DESTEK VEREBİLİRİZ”

Deprem bizim gerçeğimiz. Marmara’da olacak bir depremde Kocaeli olarak biz hem sallanacağız hem de diğer illerdeki ihtiyaçları karşılayacağız. Hasta nakilleri buraya olacak. Çünkü hem kara hem deniz hem hava yoluyla ulaşımımızın olduğu hem de deprem geçiren ve bu konuda tecrübe sahibi olan bir ilde oturuyoruz. Onun için kendimizi dirençli hale getirmek adına bazı şeyleri ince ayrıntısına bakmadan daha dirençli toplum olabilmek adına çalışmaları yapanlara destek olmalıyız. Hatta yapılması için biz teşvik etmeliyiz ki yarınlarımız daha güzel olsun. Yarınlarımıza daha yaşanabilir bir il bırakalım, acılarla konuşulan bir il olmayalım. Hala zamanımız var. Hala çalışmalara hız ve destek verebiliriz. Böylelikle çok güzel bir il, çok güzel bir bölge ve çok güzel bir ülkeye sahip olabiliriz.”