Özkan Coruk: Zemini doğru okursak cennet, yanlış okursak cehennem olur
TMMOB Mimarlar Odası Kocaeli, ‘12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin 26. Yılı’nda Planlama ve Afet’ adlı bir söyleşi programı gerçekleştirdi. KOÜ Müh. Fak. Jeoloj Müh. Bölümü Öğr. Üyesi Özkan Coruk, depremin kendisinin bir afet olmadığına dikkat çekti.
TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Mimar Odası Kocaeli, ‘12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin 26. Yılı’nda Planlama ve Afet’ adlı bir söyleşi gerçekleştirdi. Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi Tarihi Bina’da TMMOB Şehir Plancıları Odası Kocaeli İl Temsilcisi Dr. Duygu Öztekin moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Tahir Serkan Irmak, Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Özkan Coruk, Kocaeli Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kıvanç Kutluca ve Kocaeli Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi. Erkan Akpınar, şehir planlama ve afet riskleri konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu.

“İZMİT OVASI, DEPREMSELLİĞİ EN YÜKSEK BÖLGELERDEN BİRİ”
Coruk, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ve içinde bulunduğumuz bölgenin jeolojik koşullar açısından doğal olayların getirdiği tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirterek bu durumun bölgenin bir gerçeği olduğunu söyledi. İzmit Ovası’nın depremselliğin en yüksek olduğu bölgelerden birisi olduğunu belirten Coruk, “İzmit Körfezi ile Sapanca arasını değerlendirdiğimizde jeolojik olarak en aktif bölge içindeyiz. Dünyanın en aktif fayının hareketlerine maruz kalan bir bölgedeyiz. Bu ürkütücü gibi görünüyor ama hem ülke jeolojisi hem de bölge olarak ele aldığımızda bu jeolojik olaylar birçok avantaj sağlıyor. Örneğin İzmit Ovası en verimli ovalardan birisi. Kuzey Anadolu Fayı’ını takip ettiğimizde en verimli ovalar olduğunu görüyoruz. Buralar tektonik hareketliliğin en fazla olduğu yerler. Aynı zamanda bize birçok zenginliği getiriyor.

“AFET DOĞANIN BİR SUÇU DEĞİLDİR”
Ancak bu jeolojik olayları dikkate almadan bazı girişimlerde bulunuyorsak risk alıyoruz demektir. Bu riski tanımlamayıp dikkate almadığımızda afet dediğimiz olay oluyor. Afet doğanın bir suçu değildir. Doğal afet diye bir şey olamaz. Bu riskleri tanımlayarak adım atarsak bu tehlike ve afet kavramına dönüşmez. Jeolojik olarak bu bilgilere sahibiz ve bu tanımları yapabiliriz. Yani zemini doğru okursak cennet olur ama yanlış okursak cehennem olur” dedi.

“PLANLAMALARI DOĞRU YAPMAMIŞIZ DEMEKTİR”
Planlamalarda karşılaşılan sorunlara değinen Coruk, nüfus sorununa değinerek, “Biz şu anda 85 milyonluk bir ülkeyiz. Bu nüfusun 30 milyonluk bir kısmı Marmara Bölgesi’nde. Demek ki biz ülke bazında bazı planlamaları doğru yapmamışız demektir. Almanya ile hemen hemen aynı nüfusa sahibiz ancak nüfus dağılımına baktığımızda bambaşka bir tablo görüyoruz. 2 milyonu geçen kenti yok. Bizde İstanbul 20 milyon nüfusa sahip” ifadelerinde bulundu.

1999 Düzce depreminin 26. yılı dolayısıyla düzenlenen söyleşi, konuşmaların ardından katılımcılarla yapılan soru-cevap etkinliği ile sona erdi. Etkinliğin sonunda konuşmacılara TMMOB Mimarlar Odası Kocaeli tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.





