İbrahim Karaosmanoğlu'ndan 31 Mart seçimleri yorumu: "Verilen mesaj açık!"

Kocaeli Haber - Nokta TV Genel Yayın Yönetmeni Gülşah Yücel Ay’ın sunduğu Özel Yayın’ın bu haftaki konuğu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Geçmiş Dönem Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Üyesi İbrahim Karaosmanoğlu oldu. AK Parti Kocaeli siyasetinin dikkat çeken isimlerinden olan Karaosmanoğlu ülke ve kent gündeminin en çok tartıştığı ve merak ettiği soruları cevapladı. Söz konusu programda 31 Mart Yerel Seçim Sonuçlarını değerlendiren Karaosmanoğlu, belediye başkanlarının vatandaşa hizmet noktasında neler yapması gerektiğini de ayrıca anlattı.

"BÜTÜN ARKADAŞLARIMIZ BENİ ABİ BİLİR"

Gülşah Yücel Ay: "Kongre süreçlerini tamamlayan AK Parti'de hayırlı olsun ziyaretleri gerçekleştirdiniz. Teşkilatlarla buluştunuz. Şu an AK Parti Kocaeli Teşkilatları hakkında neler söylemek istersiniz?"

İbrahim Karaosmanoğlu: "Seçilen bütün arkadaşlarımız bizzat beni abi bilirler. Partinin kurucusuyum. Sevinimiz çok. Partiye emek verdim. İl başkanlığı, belediye başkanlığı yaptım. Bu çocuğun büyümesinde emeğimiz olduğu için baba gibi anne gibiyiz. Seçilen arkadaşları tebrik ettik. Kısa kısa sohbetler ettik. Çok büyük bir memnuniyet oldu. Bütün ilçelerimizin tamamını gezdik. En son il başkanımızı ziyaret ettik. Abilik görevimiz."

"VERİLEN MESAJ AÇIK"

Gülşah Yücel Ay: "31 Mart 2024 Yerel Seçim Sonuçlarını sizinle değerlendirmek istiyorum. Biliyorsunuz AK Parti Kocaeli'de, 3 ilçeyi kaybetti. Bazı ilçelerde kafa kaya diyeceğimiz seçim sonuçları gördük. Kocaeli seçmeni, AK Parti'ye sandıkta ne mesaj verdi?"

İbrahim Karaosmanoğlu: "Verdiği mesaj açık: 'Biraz daha derlenip, toparlanın. Biz sizi yerelde de takdir ediyoruz. Ama eksikleriniz var. Biraz bizden kopmayın. Bizi dinleyin. Bizi önemseyin. Önemsemezseniz bak biz de sizi önemsemeyiz.' Güzel bir mesaj verdi. Kocaeli, yine Türkiye'nin en başarılı illeri arasında. Büyükşehir bir defa en önemli belediye. Onu rahat bir şekilde AK Parti kazandı. Her iki dönemde de.

"BENİM ZAMANIMDA HİÇ SEÇİM ENDİŞESİ YAŞAMADIM"

Benim zamanımda da ben hiç seçim endişesi yaşamadım. Popülist hiçbir politikanın içine girmedim. Ben siyasette polemiği sevmiyorum. Atışmaları sevmiyorum. Aşırı partizanlık şahsen hiç yapmadım. 2004-2009 döneminde hemen hemen her partiden belediye vardı burada. Milliyetçi Hareket Partisi'nde Dilovası vardı. Saadet Partisi'nin vardı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 4 tane belediyesi vardı. En başta ilçe Kandıra, 3 tane de belde belediyesi vardı. Büyük çoğunluğu da yine AK Partiliydi.

"BU TÜRKİYE'DE ÖRNEKTİR"

Ben asla partizanlık yapmadım. Hiçbir arkadaş, Cumhuriyet Halk Partilileri de arayın sorun. Milliyetçi Hareket Partisi'nden ve diğer partiden olan arkadaşlarla ilgili her türlü projelerini beraber yürüttük. Bakın bu Türkiye'de örnektir. Keşke bu örneklerin sayıları çok olabilse. Kandıra Belediyesi'nin şu andaki pazar yeri bir önceki dönem yani 2004'ten önceki dönemde Anavatanlı İsmail Bey belediye başkanıydı. İsmail Bey 2004'te kazanamadı.

"HALK SEÇTİYSE ONA SAYGI DUYMAK DURUMUNDAYIZ"

Cumhuriyet Halk Partili Mustafa Ören kazandı. Halk seçti. Halk seçtiyse biz ona saygı duymak durumundayız. Mustafa Bey de olgun, temiz bir kardeşimizdi. Bir gün beni aradı. Biz o zaman Belsa'dayız. 2004 yılının tahmin ediyorum ki Ağustos veya Eylül ayları. Daha 5-6 aylık belediye başkanıyız. Telefonda Mustafa Bey dedi ki, "Başkanım büyük sıkıntım var. Yanınıza gelebilir miyim?' dedi. Oturduk, konuştuk. 'Belediye borcundan dolayı icraya verildi' dedi. O pazar yerini yapan mütehhit parasını alamadı. Ama işi yaptı, işi teslim etti. Pazar yeri çalışıyor, hizmet veriyor. Ama vatandaş parasını alamayınca en son çare yasal olarak icraya başvurdu. İcraya verince de belediyeye para girişi de para çıkışı da yasak. Kasalar kapalı.

"HASAN BU PARAYI SANA BEN ÖDEYECEĞİM DEDİM"

'Başkanım durum böyle böyle' dedi. Dedim, 'Kime borç var.' Gebze'den, Rizeli bir arkadaşmış. Ben tanımıyorum. Çevirdik cep telefonunu, 'Senin alacağın var.' 1 Milyon 300 Bin Lira. O günkü 1 milyon bugünün 100 milyonun üzerinde bir para. Dedim, 'Sen haklısın alacağın var. Son çare olarak belediyeyi icraya verdin. Ama belediye şu an hiçbir şey yapamıyor. Başkan da benim yanımda. Hasan bu parayı sana ben ödeyeceğim' dedim.

"BEN O PARAYI CHP'YE DEĞİL KANDIRA HALKINA ÖDEDİM"

Bir sevindi, bir sevindi. Adam nara atıyor. Bize de inandı. Beni tanıyor. Hasancığım bu parayı en geç 3 ay içinde sana ödeyeceğiz. Bu para senin hakkın. Sen işini yaptın. Paranı alamadın. Çare arıyorsun, çare olacağız. Senden ricamız bankaya telefon et, icrayı kaldır' dedim. Hemen o anda bankaya telefon etti. O gün icra kalktı. Kandıra Belediyesi normale döndü. Biz o parayı ödedik. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'ne ödemedim ki o parayı. Kandıra halkına ödedim.

"ASLA PARTİZANLIK YAPMADIK"

Yapılan iş belli. Faydalı bir iş. O günkü belediye başkanı onu ödeyemedi. Yeni seçilen arkadaşın da ödeyecek durumu yok. Kocaeli Büyükşehir oldu. Allah, Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Türkiye'de yerel yönetimlerde en büyük hizmetlerden bir tanesi de bu Büyükşehir olayı. Özellikle ilk örnek burası. Tüm köyler, beldeler, Kocaeli'nin sınırlarının tamamı Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet alanına girdi. Mustafa Bey'in getirdiği başka projeler vardı yaptık. Diğer belediye başkanlarının Kirazlıyalı'nın, Uzunçiftlik'in hangi projesi varsa hiç eksik yapmadık. Asla partizanlık yapmadık. Yol yapılması gerekiyorsa yaptık. Kanalizasyon, park, arıtma gerekiyorsa yaptık. Yardımcı olduk. Allah razı olsun arkadaşlarımızın da hepsi memnundu. Yani o günkü Cumhuriyet Halk Partili arkadaşla hala görüşüyoruz.

"BİZİM MECLİSTE ÇOK KALİTELİ ARKADAŞLAR VARDI"

Ben her yıl birer defa bütün partileri ziyaret ederdim. Onlar da derdim, 'Arkadaşlar parti olarak bir düşünceniz olabilir. Hayalleriniz vardır. Lütfen bizimle paylaşın. Yazın, söyleyin. telefonumuz açık. Bu kentin evladı olarak her türlü görüşe açığız. Elimizden geldiği kadar bugün yapamıyorsak yarın yaparız.' Mecliste de muhalefetteki arkadaşları can kulağı ile dinlerdim. Bazen atışmalar olurdu. Ama bizim mecliste çok kaliteli arkadaşlar vardı.

"MUHALEFET ÇOK DEFA GÜZEL ÖNERİLER GETİRİRDİ"

Muhalefette çok defa güzel öneriler getirirdi. Getirilen güzel önerileri de biz değerlendirirdik. Hizmet böyle olur. Seçimden önce tamam. Senin de bir partin var, bir partiden aday oldun. Yapabilirsin ama seçim bitti. Partine hizmet et. Zaten yerel yöneticinin partisine hizmeti, hizmetlerini iyi yapmak, vatandaşı memnun etmektir. Vatandaş memnun olursa senin adına bu partiye de sahip çıkıyor zaten."

"VATANDAŞ SENİN MUTLAKA BİR EKSİĞİNİ GÖRDÜ"

Gülşah Yücel Ay: "Yine 3 ilçe üzerinden gitmek istiyorum. İzmit, Derince, Karamürsel... Buraların kaybedilme sebeplerine baktığımızda stratejik bir hata mı diyebiliriz, aday belirleme mi diyebilirizi ekonomi mi diyebiliriz?"

İbrahim Karaosmanoğlu: "Vatandaşın tercihidir. Vatandaşın tercihine asla itirazımız olamaz. Ben bunu söylerim. Vatandaş yapmışsa senin mutlaka bir eksiğini gördü. Mutlu edemedin demek ki vatandaşı. Çok büyük farklarla, ikiye, üçe katlanan şeyler yok zaten. Eksik görmüş, vatandaş öyle değerlendirmiş. Kurallar belli. En çok oyu alan 5 yıl başkanlığı yürütecek."

"ÖZEL BİR ŞEY OLURSA MESAJ OLARAK GÖNDEREBİLİRİM"

Gülşah Yücel Ay: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığınız biliniyor. Kurucu kadrolardan gelen bir isimsiniz. 31 Mart'ın ardından Sayın Cumhurbaşkanı ile bir görüşmeniz oldu mu? Ya da yakın bir zamanda Kocaeli özelinde bir konuyu gündeme getirdiniz mi?"

İbrahim Karaosmanoğlu: "Yok. Getirmedim. Öyle özel bir görüşmemiz olmadı. Sadece buraya gelişlerde ben de karşılamalara giderim. Özel bir şeyim olursa yazılı olarak, mesaj olarak ben gönderebilirim. Kocaeli ile ilgili bir şey sorarsa daha çok. Benim belediye başkanlığı dönemimde arardı, bazı şeyleri sorardı. Bazı bilgiler edinirdi. Biz de doğru bilgiyi verirdik."

"BELEDİYE BAŞKANLARI HALKIN İÇİNDE OLMALI"

Gülşah Yücel Ay: "Belediye başkanları vatandaşa hizmette nelere dikkat etmeli?"

İbrahim Karaosmanoğlu: "Belediye başkanları bir defa halkın içinde olmalı. Sık sık vatandaşı ziyaret etmeli. Sadece bir esnaf ziyareti şeklinde değil. Mahalleye, yaşlılara, hastalara, gençlere, okullara, işyerlerine, fabrikalara, parklara gitmeli. Ben boş zamanlarımda şahsen SEKA Park'ta dolaşırdım. Bazen golf arabasına binerdim. Bir çay içerdim. Orada vatandaşlar evde bir şeyler yapmış onlardan yerdik. Bunları vatandaş önemsiyor. Seçtiği insanda bunları gördüğü zaman mutlu oluyor. Oraya oturur gençlerle çekirdek yerdim. 5-10 dakika zaman ayırırdım. Zamanımız oluyor. Ona ayıracaksınız zaman. Her hafta 3-5 okulu mutlaka ziyaret ederdim. Öğretmenler odasında çay içmeden okuldan ayrılmazdım. Öğretmen arkadaşları dinlerdim. Fabrikalara gider işçilerle beraber yemek yerdim. Öyle patronla gidip de özel yemek yok. Patron da benimle geliyordu.

"KAMU GÖREVLİLERİNİN EN ZORU BELEDİYE BAŞKANLIĞIDIR"

Belediye başkanı halkın içinde olmalı. Belediye başkanlığı çok güzel bir görev ama çok zor bir görev. Kamu görevlerinin en zoru belediye başkanlığıdır. Çünkü her insanla karşılacaksın. Çok olgunu var, farklı davranışlar içinde olan var. Halkın içine girdiğin zaman seni yoranlar da oluyor. İnadına bastıranlar da olur. Farklı tepkiler verenler olur. Bazen haksız tepki verenler olur ama kendince adam haklı olabilir. Onlara karşı sabırlı, tutarlı olmak çok çok önemli. Onu herkes yapamıyor. Bazen kızıyor, üzülüyor. Morali bozuluyor tamamen. Ben morali bozmazdım."