Gebze faciası sonrası mahalle sakinleri endişeli; “Bize yardım eden yok”
Gebze’de meydana gelen facia sonrası bölge sakinleri Nokta TV’ye konuştu. Sorunların büyük bir bölümünün metro çalışması sonrasında başladığını ifade eden mahalle sakinleri, yalnız bırakıldıklarından şikayetçi.
29 Ekim tarihinde Gebze’nin Mevlâna Mahallesi Issıkgöl Caddesi’nde bulunan Arslan Apartmanı bir anda yıkıldı. Yıkılan binada Bilir ailesinden baba Levent Bilir (44), anne Emine Bilir (37) ve çocukları Hayrunnisa Bilir (14) ile Muhammed Emir Bilir (12) hayatını kaybetti. Enkazdan sağ kurtarılan tek kişi Bilir ailesinin büyük kızı Dilara Bilir (18) oldu.

ARSLAN APARTMANI NEDEN ÇÖKTÜ?
Meydana gelen facianın ardından binanın neden çöktüğüne yönelik tartışmalar özellikle bölgede yürütülen metro çalışmaları üzerinde yoğunlaştı. Ancak gerçekten neden böyle bir facianın yaşandığının tespit edilmesi için bölgede geniş çaplı bir çalışma başlatıldı. Bilirkişilerce sürdürülen teknik ölçümler sonucunda Arslan Apartmanı’nın neden çöktüğüne yönelik bilimsel rapor gerçeği ortaya koyacak. Beklenen raporun birkaç gün içinde açıklanması bekleniyor.

YOL HARİTASI AÇIKLANACAK
Bölgede çalışmalar devam ederken Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, "Burada hem olayın sebebi hem de atılacak adımlar titizlikle değerlendiriliyor. Vatandaşlarımızın can güvenliğini korumaya yönelik alınan tedbirler tekrar gözden geçiriliyor. Yarın umarım bu noktada bir yol haritası açıklayacağız" şeklinde açıklamada bulundu.

VATANDAŞLAR TEDİRGİN
Facianın üzerinden bir hafta geçmesinin ardından Nokta Gazetesi ekibi hem çalışmaları yerinde gözlemlemek hem de mahallelinin duygu ve düşüncelerini aktarmak için Gebze’de vatandaşlara mikrofon uzattı.

“YOLDA ÇÖKME YAŞANDI”
Nokta TV mikrofonlarına konuşan bölge esnaflarından Murat Altürk (47) metro inşaatından kaynaklı sıkıntıların uzun süredir devam ettiğini belirtti. Altürk, Metro ilk yapılmaya başladığında binalarımıza işaret koydular ve eğilme olup olmadığını kontrol ediyorlardı. Bu kontroller uzunca bir süre devam etti. Yan tarafımızdaki yolda çökme yaşandı ve o yolu trafiğe kapattılar. Hatta ileride yine metro çalışmasının olduğu tarafta da yol çöktü ve araba içine düştü. Bu sıkıntı sürekli devam ediyor. Sürekli dinamitler zaten patlıyordu. Binalarımızda titremeler oluyordu. İlk zamanlar çok kontrol ediyorlardı. Ancak son 1 yıldır kontrol edilmiyor” dedi.
“BİZE YARDIM EDEN YOK”
Destek bulmadıklarından şikayet eden Altürk, “Yıkılan binanın bodrum katından daha aşağıya doğru giden bir çukur var. Metro çalışması dışında bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Ayrıca çevredeki bütün binalar mühürlendi. Bu eğer metrodan dolayı değilse neden mühürlediler? Bizim burayı mühürlemediler ama 29 Ekim’den beri yolumuz kapalı ve iş yapamıyoruz. Bize yardım eden yok ama kiramız ve faturalarımız geliyor. Dün vali bey geldi ve durumu ona anlattım. Vali bey destek olacağız dedi. Daha sonra bizim bilgilerimizi aldılar. Sonra bize “size 3 gün yardım edeceğiz” dediler. Neden 3 gün diye sorduk bekliyoruz. Henüz bir şey yapılmadı. Karşımızdaki binanın alt katındaki esnaf arkadaş dükkanını satmayı kabul etmedi fakat üst katları belediyeye ait. Sonra istimlakten vazgeçtiler. Binaların hepsini mühürlediler. Yıkılacak mı ne olacak belli değil” diye konuştu.
“BİZ GİDİP BİR ŞEY SÖYLEMEZSEK KİMSENİN UMURUNDA DA DEĞİLİZ”
Çalışanlara destek olmak için dükkanları açtıklarını ifade eden Murat Altürk, “Bilir ailesini tanıyorduk dostumuzdu. Burada esnaftı. Bir aile yok oldu. Allahtan sabah erken saatlerde oldu. Çünkü orasının önü otobüs durağı. Saat 07:30’dan sonra orada en az 20-30 kişi oluyor. Keza eczanede 7-8 kişi duruyordu. O zaman yıkılsa ne olacaktı. Bir de 20 saat çıkartamadılar o da ayrı bir sıkıntı. Enkaz çalışmaları için 600-700 kişi geldi doğru. Çalışanlara yardım ettik. Buradaki esnaflar sırf burada çalışanlara destek olmak için dükkanlarımızı açtık. Ama gelin görün ki bizi kimsenin gördüğü yok. Biz gidip bir şey söylemezsek kimsenin umurunda da değiliz. Bundan sonrası için esnafların mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Evet insanlar öldü keşke olmasaydı. Geri de kalanları da yaşarken öldürüyorsunuz. Sıkıntılı bina varsa yıkılacaksa yıkılsın. Yol açılacaksa açılsın. Yani hızlı bir çözüm bulunsun. Burada herkes bir belirsizlik içerisinde” dedi.
“BURADA HAYAT DURMUŞ VAZİYETTE”
Yaşanan facia sonrası büyük bir belirsizlik yaşadıklarını ifade eden bir diğer esnaf olan Hakkı Sarıbaş, “Çöken binada hayatını kaybeden her gün beraber olduğumuz arkadaşımızdı. Zaten bu acının içinde kendimizi düşünebilecek durumda değiliz. Her taraf kapatıldı sahaya girilmiyor. Bu çöküntüyle alakalı metro ile alakalı deniyor, obruk oluştu deniyor biz de net bir şey bilmiyoruz. Herkes sürecin nasıl sonuçlanacağını bekliyor. Bir belirsizlik var. Burada hayat durmuş vaziyette. İnsanların hep bir endişesi var. Evim dükkanım yıkılacak mı diye. İnsanlar alışveriş yapmaya korkuyor. Net bir şey söylenmediği için. Artık yetkililerin net bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Kimse ne olacağını söylemiyor. Biz de bekliyoruz. Metro çalışmalarından olup olmadığını uzman kişilerin söylemesi gerekiyor. Sonuçta bu benim uzmanlık alanım değil. Yapılması gereken işlemler nelerse bir an evvel yapılıp buradaki yaşamı tekrardan canlandırılması gerekiyor” diye belirtti.
“BURADAKİ BİNANIN BİLE PATLAMANIN ETKİSİNDEN SIVASI DÖKÜLDÜ”
Bölgede yapılan metro çalışmaları sırasında çökmeler ve binalarda dökülmeler yaşandığını ifade eden mahalle sakinlerinden Bedrettin Budak, “Burada çalışmanın olduğu yerde çökme oldu. 1 yıl önce kapattılar. 15-20 günde bir ölçüm yapmaya geliyorlardı. CİMER’e kadar yazdılar fakat kimse gelip derdine çare olmadı. Çökme olduğu için bir ara metro çalışmasını durdurdular. Sonra tekrar başladılar. Arkadaşlarımızın evinin altından geçiyor. Çalışmalar esnasında evin titremesinden korktuklarını söylüyor. Buradaki binanın bile patlamanın etkisinden sıvası döküldü. Altında duran araba zarar gördü. Bu zararı mülk sahibi kendisi karşıladı. Madem orası dere yatağıydı niye belediye imar verdi? 7 katlı bina yaptırdı. Vermeseydi o zaman. Bölgeler içerisinde zemini en sağlam yer olarak Gebze’yi gösteriyorlardı. Biz burada 1999 depremini yaşadık burada hiçbir şey olmadı” dedi.
Yıkılan binanın yerinde önceden müstakil bir ev bulunduğunu ve onun yıkılarak yerine yıkılan binanın yapıldığını belirten Fehmi Tonga, "Yıkılan binanın orada müstakil ev vardı. Eski bina yıkıldı ve projeye göre yeni bina yapıldı. Madem orası dere yatağıydı 7 kat izin vermeseydi. Zemin etüdü yapıldı orada. Zemin gevşekse daha derin temel yapsalardı. Çöken binanın içine su gelmeye başlamış. Demek ki bina yavaş yavaş eğiliyor. Bu gibi şeyleri 1999 depreminde yaşadık. O insanlar belki de 2 saat içinde kurtarılabilirdi" ifadelerinde bulundu.






