Eğer başaramazsak felaketle karşılaşacağız... Sapanca Gölü'ne olağanüstü önlemler!
Hava sıcaklıklarının 40 dereceye kadar çıktığı kavurucu sıcaklıklar barajları da olumsuz yönde etkiliyor. Sakarya ve Kocaeli'de milyonlarca vatandaşın içme su ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü, kritik seviyenin altına indi.
SASKİ verilerine göre, 29.87 kotuna düşen Sapanca Gölü'nde tehlike çanları çalıyor. Gölün bazı bölümlerinde kayıkların karaya oturduğu alanlar görüntülendi.
SASKİ konu hakkında önlem olarak şehrin geleceğini koruyabilmek adına park-bahçe ile tarımsal sulamada içme suyu kullanımı, turistik yerlerde havuzların doldurulmasını yasakladı. Bunlara ek olarak tüketimi yüksek olan ticari ve konut abonelikleri takibe alınacak.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit ise konu hakkında, "Maalesef her yıl kuraklığı daha şiddetli bir şekilde yaşıyoruz. Doğada her şey birbirine bağlı; orman yoksa toprak yok, toprak yoksa su yok. Su yoksa gıda yok, gıda yoksa zaten insanın hayatının devam etmesi mümkün değil. Göl görünen su dolu bölgeden ibaret değil, yer altı suyu ve dereler ile besleniyor. Sadece yağışın olmamasıyla bu hale gelmiyor. Bizim de yanlış kullanımımız var bunun içerisinde. Binlerce bungalovun havuzlarını doldurmak için de buradan su kullanılıyor. Şu yanlışa düşülüyor her zaman. 'Biz yer altı suyu kullanıyoruz, kuyumuzu açtık dolayısıyla gölden su almıyorum' deniliyor. Onlarca su şişeleme fabrikası var. Şu anda Sapanca Gölü'nün suyunu buradan şişeliyorlar, Londra'da Sapanca suyunu içebiliyorsunuz mesela. Bu hakikaten vahim bir durum. İnsanlar kendi su kaynaklarının bir damlasını bile 'Daha iyi nasıl korurum?' diye tedbirler almaya çalışıyorlar ama biz her derenin üzerine bir HES yapmak için uğraşıyoruz. Ormanlarımızı yakıyoruz, ormanlar yandığı zaman zaten suyu tutmamız mümkün değil. Ormanları keselim maden çıkaralım diye uğraşıyoruz. Dolayısıyla bu su kaynağının burada var olabilmesi için gerekli olan su döngüsünü ortadan kaldırdığımızda yapılabilecek bir şey kalmıyor ve karşımıza çıkan manzara bu oluyor ne yazık ki.
Suyu tasarruflu kullanmayı bilmiyoruz zaten. Evsel kullanımdaki tasarruftan da bahsetmiyorum, 'Gölde su yok' diyoruz ama hala insanlar araba yıkamaya da devam ediyorlar, fabrikalardan doldurulan sular şişelerle farklı bölgelere gönderiliyor. Bu havzalar arası su nakli ile eş değer bir durum. Kent içerisindeki peyzajda sulama hala devam ediyor. Ne yazık ki tarımsal sulamada hala tasarruflu su kullanmayı beceremiyoruz. Tabii gıda için sulamaya ihtiyacımız var ama bir yerde yazı okudum, tarımsal sulamaya amaç dışı kullanım olarak bakılıyor. Elbette tarımda su kullanılacak ama tasarruflu kullanıp, doğru bitkileri ekmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Birçok şey iklim değişikliğine bağlanıyor. Evet iklim değişikliğinden etkileniyoruz bu doğru. Madem iklim değişikliği sebebi ile bu kuraklığı yaşıyoruz o zaman buna göre davranmamız ve buna göre tedbirleri almamız gerekiyor.
Bu bir ekosistem, su dolu bir çanak değil. Dolayısıyla hem su içerisindeki sucul canlıların hem de suyun etkilediği diğer alanlardaki bütün canlıların bundan etkilenmesi kaçınılmaz. Sucul canlılarda sudaki oksijenin azalması ile birlikte zaman içerisinde elbette etkilenecekler bundan. Bu durumda herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor, belediyeler başta olmak üzere. Belediyeler hem şehir içerisindeki kurakçıl peyzaja geçmek, peyzajı sulamaktan vazgeçmek kayıp-kaçak oranlarını azaltmak, insanlara tasarruflu su kullanabilmeleri için birtakım tedbirler açısından onları desteklemek gibi birçok faaliyette bulunabiliyorlar. İklim değişikliğine uyum sağlamak istiyorsak bunu yapmak mecburiyetindeyiz. Aynı şey diğer kurumlar için de geçerli. Tarımda yapılması gerekenler var, bunun yanı sıra turizm adı altında yapılan birçok yanlışın önlenmesi gerekiyor. Bunun elbette ekonomik bir getirisi var ama götürüsü çok büyük. Yapmamız gereken şeyler aslında son derece net. Bütün yanlışlarımızı görüp bu yanlışlardan vazgeçmek. Ormanı, toprağı ve suyu da ancak hep bir arada düşünerek koruyabiliriz. Bu kuraklıklar çok sık olmaya başladı ve daha da fazlalaşacak. Dolayısıyla su kaynaklarımızın her bir damlasını çok iyi korumamız gerekiyor. Bu bir değiştirilemez değil, biz bunun önüne geçebiliriz, önlemlerimizi alarak yaptığımız yanlışlardan vazgeçtiğimiz sürece.
Bir de sanayiyi eklemek gerekiyor, sanayi kullanımı da önemli burada. Bu tür kuraklık dönemlerinde sanayi su çekiminin de kontrol altına alınması gerekiyor. Hatta bu kadar kıymetli bir içme suyu elde edilen gölden sanayi çekiminin zaten tamamen durdurulması gerekiyor. Çünkü sanayide gri veya deniz suyunu arıtarak kullanabilirsiniz. Tabii bunlar ekonomik yatırımlar gerektirdiği için bunun yerine buradan suyu almayı tercih ediyorlar açıkçası. Bunun özellikle kuraklık dönemlerinde mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor. Göl bu durumdayken zaman zaman da olsa Yuvacık Barajı'na su çekiliyor olması da vahim bir durum. İçme suyu gölünden bir baraja su çekilmesi de Dünyada çok az örneği olan bir şey açıkçası. Bundan da vazgeçilmesi gerekiyor kesinlikle" açıklamalarında bulundu.
KAYNAK: İHA