Dr. Tolga Şahin: Paylaşılan bir bilginin artık geri dönüşü zordur

Kocaeli Haber - Son dönemde uzmanların deprem konusunda yaptığı uyarılar ve Ege Denizi’nde yaşanan depremler vatandaşların konu hakkında doğru bilgiye olan ihtiyacını bir kez daha ortaya koydu. Doğru bilginin hayati öneme sahip olduğu afet durumlarında gazetecilerin nasıl davranması gerektiği konusunda afet haberciliği ve afet okuryazarlığı üzerine çalışmalar gerçekleştiren Dr. Tolga Şahin gazetemize açıklamalarda bulundu.

OLAY ODAKLI YAKLAŞILMAMALI

Şahin, medyanın afet olgusuna olay odaklı yaklaşmaması gerektiğini vurgulayarak “Burada kritik nokta medyanın hali hazırda okurun ulaştığı enformasyonu süzgeçten geçirmeden sunan bir yayıncılık anlayışı benimsememesidir” dedi. Maraş Depremleri sonrasında Oğuzhan Uğur tarafından sosyal medya hesabında paylaşılan “baraj patladı” paylaşımını örnek veren Şahin, basın kuruluşlarının bu paylaşımı süzgeçten geçirmeden “tık” kaygısı güderek kullandığını belirtti. “Sosyal medyada paylaşılan bir bilginin artık geri dönüşü zordur” diyen Şahin, insanları paniğe sevk eden haberler konusunda denetim mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“MEDYA METİNLERİ YANLIŞ YÖNLENDİRİCİ OLMAMALI”

“Medya metinleri toplumu yanlış yönlendirici olmamalıdır” diyen Şahin, afet anında ve sonrasında toplumun yanlış yönlendirilmesi ile kaybedilecek zamanın hayati önemde olacağı belirtti. İletişim Başkanlığı ve RTÜK gibi kurumların yanlışa yönlendiren içerikler karşısında bir denetim oluşturması gerektiği ama bunun sansür olarak algılanmamasını söyleyen Şahin, “Bu kurumların yönetiminde alanında yetkin isimlerin bulunması ile yetkin bir denetim mekanizması kurulabilir. Bu kurumların yapacağı o andan itibaren kesinlikle sansür değildir. Kamu yararına dedikodunun, yanlış veya yalan bilginin zarara sebep olmadan engellenmesidir” ifadelerini kullandı.

KAMU YARARINA...

Medyanın korku temelli değil halkın ihtiyaçlarına duyarlı şekilde hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Şahin, “Medya halkı umutsuzluğu ve paniğe sürüklememeli. Halkı yaklaşan felaket konusunda bilinçlendirmeli ve afetlere karşı toplumsal farkındalığı arttırmalı” diyerek medyanın kamu yararına bir görev icra ettiğinin farkında olması gerektiğinin altını çizdi.

UZMAN İSİMLER TARAFINDAN...

Afet okuryazarlığının ve medya çalışanlarının eğitiminin önemine vurgu yapan Şahin, “Ancak medya çalışanlarının eğitim süreci oldukça uzun bir dönemi kapsar. Medya çalışanlarının yetiştiren İletişim Fakülteleri’nde afet odaklı bir eğitimle bu gençler yetiştirilecek, ardından stajlarını yapacak ve yetkin isimler olarak medya kurumlarında çalışmaya başlayacaklar. Bu yıllar alacak bir süreç. Ayrıca iletişim eğitiminde ve diğer eğitim kurumlarında afet okuryazarlığı dersi zorunlu olmalıdır. Ama bu dersler bu alanda eğitimi olan uzman isimler tarafından verilmelidir” dedi.