Bu da yeni nesil bağımlılık; Felaket kaydırması!
Sosyal medya ve dijital haber platformlarında saatlerce olumsuz içeriklere maruz kalmak, yeni bir bağımlılık türü olarak tanımlanıyor. Bu bağımlılığın adı ise “Felaket kaydırması”
Telefon sürekli elimizde. “Bir bakıp çıkacağım” diyoruz. Sonra bir bakıyoruz, saat gece yarısını çoktan geçmiş. Ekranın ışığı gözümüze vuruyor. Savaş görüntüleri, deprem haberleri, ekonomik kriz yorumları… Kaydır, kaydır, kaydır… Bitmeyen bir tünelin içindeyiz. Ve işin kötüsü, çıkış kapısı yok gibi hissediyoruz. Bu yeni nesil bağımlılığın adı: doomscrolling. Türkçesiyle “felaket kaydırması”. Sosyal medya ve dijital haber platformlarında saatlerce olumsuz içeriklere maruz kalmak, yeni bir bağımlılık türü olarak tanımlanıyor. Bizde bu bağımlılığı Uzman Psikolog Hülya Kuşcu ile konuştuk.
“RUH SAĞLIĞIMIZI BOZUYOR”
Kuşcu, sosyal medyada saatlerce olumsuz içeriklere maruz kalmanın psikolojik etkilerinin giderek arttığını belirterek, “Aslında insan zihni çok masum bir niyetle başlıyor bu işe: Tehlikeyi bil, hazırlıklı ol. Beynimiz hâlâ taş devrinde yaşıyor çünkü. Tehlikeyi önceden fark edersek hayatta kalacağımızı sanıyor. Ama o dönemlerde tek dert mağaraya kaplan girer mi girmez mi idi. Bugün ise parmağımızın ucunda milyarlarca felaket haberi var. Ve beynimiz bunu kaldıramıyor. Sonuç? Kaygı artıyor. Uyku bozuluyor. Ruh hâlimiz darmadağın oluyor. Yani bir yandan “bilgiyle güçleneceğim” sanıyoruz, öte yandan aslında kendi içimizi zehirliyoruz. Kaçmak çözüm değil. Ama kendimizi bu sonsuz kaydırma döngüsünden kurtarmak mümkün.” dedi.
“KENDİNİZE YAKALANIN”
Kuşcu, doomscrolling döngüsünden çıkmak için önerilerini de sıraladı. “Telefonu elinize aldığınızda sorun: ‘Ben şu an gerçekten bilgi mi arıyorum, yoksa kaygımı mı besliyorum?’ Çoğu zaman ikinci seçenek. Bu farkındalık bile zinciri kırmak için ilk adım.”
“HABERİN DE DİYETİ OLUR”
Kuşcu, telefonu yemek sırasında ya da uyumadan önce bir kenara bırakmanın önemine de değindi: “Nasıl ki şekerin fazlası zararlıysa, haberin fazlası da zararlı. Günde iki kez haber bakmak yeter. Sabah bir, akşam bir. 24 saat boyunca felaket nöbetinde olmaya gerek yok. Çorba içmek için deprem haberi okumaya gerek yok. Hatta göreceksiniz, telefonsuz sofralar çok daha lezzetli.”
“FELAKETLERİ BİLMEK GÜÇ VERMEZ, ENERJİYİ TÜKETİR”
Kuşcu, dijital felaket bağımlılığına karşı en etkili çözümün “sınır koymak” olduğunu vurgulayarak,“Dünyadaki tüm felaketleri aynı anda bilmek bizi daha güçlü yapmaz. Tam tersine, zihinsel enerjimizi çalar. Bizim güçlü kalmamız, aslında dünyaya da daha faydalı olmamız demek. Çünkü yorgun, kaygılı ve tükenmiş bir insan, ne kendine ne başkasına fayda sağlayabilir.” dedi.
Bir karede iki yaşlılık... Dinlenmek ve direnmekGündem
Saat Kulesinde restorasyon başladı... Tarihi doku yeniden hayat bulacakGündem
Kocaeli'de çaldılar İstanbul'da yakalandılar!Asayiş