Bu sadece bir yerel seçim değil

Türkiye ekonomik çıkmazlar içinde yerel seçime doğru yol alıyor. Enflasyonla mücadelenin tüm yükü ücretlilerin üzerine yıkılmış durumda. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “müjde” diye duyurduğu emekli maaşı zammı “Reisçiler”de bile büyük hayal kırıklığı yarattı. Muhalif kesimde ise emeklilerin enflasyona böylesine ezdirilmesi büyük öfkeye neden oldu. Erdoğan’ın, kimsenin gerçekliğine inanmadığı TÜİK’in enflasyon verilerinin bile çok çok altında kalan maaş zammını duyururken 2024’ü “emekli yılı” ilan etmesi iyice sinirleri bozdu. Sokaktaki vatandaş kendisiyle dalga geçildiğini düşünmeye başladı.

Emekli maaşlarının giderek düşmesi ve sonunda pula dönüşmesi, çalışan kesimlerde de çok ciddi gelecek kaygısı yaratmaya başladı. Yaşlılık yıllarını 10 bin lira gibi sosyal yardım sayılabilecek bir “maaş”la geçirmek zorunda kalabileceklerini gören çalışanlar, enflasyon karşısında eriyen kazançları ile geleceğe yatırım yapmak için nereden ne kadar kısacaklarını hesaplıyor. İktidar seçmeni olsun, muhalif seçmen olsun tüm ücretlileri koyu bir karamsarlık sarmış durumda. 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere bu psikoloji ile gidiyoruz.

AK Parti’nin İBB adayı Murat Kurum da pek heyecan yarattı diyemeyiz. Erdoğan’ın bu seçimde ilk hedefinin İstanbul’u geri almak olduğu biliniyor ama Murat Kurum’un bunu başarmak için doğru aday olup olmadığı tartışılır. Seçim çalışmaları sırasında TOKİ mağdurlarının tepkisiyle karşılaşınca, kayıt yapan bir vatandaşın telefonuna müdahale etmesi de kötü bir başlangıç oldu. Beşiktaş’ı ziyaretinde kulüp başkanı Hasan Arat'tan bahsederken “Hasan At” demesi de kameralar karşısında zorlanmaya devam edeceğinin bir işareti olarak yorumlanıyor. Parti teşkilatından yetişme CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu karşısında, siyasi tecrübesizliği Kurum’u epey zorlayacak gibi görünüyor. Seçim kazanmak için bol keseden vaat edilip sonra unutulan TOKİ konutları, binlerce cana mal olan imar affının altındaki imzası da bürokrasi geçmişinin “günahları” olarak sık sık karşısına çıkacaktır.

İktidar zorlu bir seçime giderken muhalefet de 2019 yerel seçim zaferini getiren şartların çok uzağında bulunuyor. İYİ Parti 2023 seçim hezimetinin ardından “üçüncü yol” diyerek Millet İttifakı’nı terk etmişti. Şimdiye kadar kutuplaşmayı aşabilecek herhangi bir alternatif üretemeyen İYİ Parti, hedefine eski partneri CHP’yi koymuş durumda. Bu siyaseti onaylamayan partinin birçok önemli ismi partiyi terk etti ama genel başkan Meral Akşener, bu kumarı sonuna kadar götürüp kaybetmeye kararlı görünüyor. Seçimin ardından Akşener’in siyasi hayatının biteceği, ortada İYİ Parti diye bir parti kalmayacağı kötü bir kahanet gibi dillendiriliyor. Herkesin merak ettiği, İYİ Parti seçmeninin sandıkta hangi yönde karar vereceği. Parti tutumunun seçmenin kararı üzerinde hangi oranda etki yapacağına diar tahminler yürütülerek hesaplar yapılıyor. Partinin bundan sonra atacağı adımlar, çıkaracağı adaylar, iktidarla ilişkileri gibi parametreler seçmen davranışı üzerinde belirleyici olacaktır.

İYİ Parti’nin bu tavrı CHP’nin işini zorlaştırırken, HDP’liler tarafından kurulan DEM Parti’yle arka kapıdan bir pazarlık yürütüldüğü de biliniyor. Ancak DEM Parti’nin bir kapıdan CHP ile diğer kapıdan AK Parti ile görüştüğü de iddia ediliyor. AK Parti, DEM Parti’den kazanacağı belediyelere kayyum atanmaması karşılığında İstanbul’da güçlü bir aday çıkarmasını mı talep ediyor? Diğer yandan DEM Parti’nin CHP ile anlaşması götürüsü getirisinden büyük bir sonuç verebilir. Sınır ötesinden gelen şehit haberleri kamuoyunda DEM Parti’ye yönelik tepkileri artırırken öfkenin CHP’ye de artarak yöneleceğini biliyoruz.

Bu seçim sadece yerel seçim değil. Sonuçlar önümüzdeki yılların siyaseti ve ekonomisi üzerinde etkili olacak. Özellikle İstanbul’da alınacak sonuç, Türkiye siyasetinin geleceğini belirleyecek en önemli unsurlardan biri haline gelecek. AK Parti İstanbul’u kazanırsa, Erdoğan sonrası dönemi de domine etme fırsatını yakalayacaktır. Eğer kaybederse, hem ekonomide cesur adımlar atamayacak ve 2028 seçimlerine zayıflayarak girecek, hem de Cumhurbaşkanı adayı olarak karşısında İstanbul fatihi Ekrem İmamoğlu gibi süper güçlü bir adayı bulacak.

AK Parti’nin oylarında gözle görülür bir düşüş yaşanması ve İmamoğlu’nun kazanması erken seçim anlamına bile gelebilir...