Yakup Yavuz: Müşteri tezgahtan ne istiyorsa, kahvaltı sofrasına onu servis ediyoruz
Piroğlu Zeytin ve Süt Ürünleri Kahvaltı Salonu'nun kurucusu ve ortağı Yakup Yavuz, Nokta TV Benim Markam programımıza konuk oldu.
Aslen bakır madeninin hayat bulduğu Artvin'in Murgul ilçesinde doğdu Yakup Yavuz. İlk, orta ve lise eğitimini kendi ilçesinde, üniversite eğitimini ise Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümünde bitirdi. 27 yıldır evli ve üç çocuk babası. Üniversite eğitimi sonrası profesyonel kariyerinde öğretmenlik, enerji, gıda, tarım, ambalaj ve kimya sektörlerinde ulusal ve uluslararası firmalarda üst düzey yöneticilik ve yönetim kurlu üyelikleri yapmış. Hala mesleki kariyerini başarıyla bir petrokimya firmasında sürdürüyor. Aynı zamanda çeşitli dernek, vakıf, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarında da görev alan bir isim. Yakup Yavuz'dan bahsediyoruz. Çünkü bu hafta Nokta TV'de yayınlanan BENİM MARKAM programımızın konuğu, onun kendi markası PİROĞLU Zeytin ve Süt Ürünleri Kahvaltı.

Hoş geldiniz Yakup bey. Öncelikle PİROĞLU markanızın hikayesini dinlemek isteriz sizden.
Öncelikle hoş geldiniz. Piroğlu bizim dedelerimizden gelen bir isim. Ailemizin lakabı. Çünkü dedelerimiz geçmişte yaptıkları her işin piri yani ustası olmuşlar. Ben de çok ülke ve çok coğrafya gezdim. Profesyonel iş hayatımda pek çok iş seyahatim oldu. Bu gezdiğim yerlerde, merakımdan kaynaklı, gurme bir insan olduğum için, mutfaklarının en güzelini, en iyisini araştırdım, inceledim. O dönemlerde baktım ki, mesela Hollanda'da da bir peynir fuarına katıldım, bir peynir cenneti vardı fuarda.
Hollanda dediniz de Yakup bey, gerçekten peynirleriyle ünlü bir ülke ama Türkiye'miz de bu anlamda ciddi güzel peynirler üretmiyor mu?
Ben de bu yüzden merakla gittim zaten peynir fuarına. Ülkemin tüm güzelliklerini bilen ve lezzetlerini seven biri olarak gittim. Farkı görmek için gittim, kahvaltı kültürünü araştırmak için gittim. Bizde de çok çeşit var. Tüketim alışkanlığı olarak bir fark var. Biz taze peyniri seviyoruz. Onlar daha çok eskitilmiş peynirleri tercih ediyorlar. Bizde küf gördükleri zaman peynirde şikayet ederler ama küflü peynir diye bir tür de vardır örneğin. Bu Hollanda'da makbul peynir lezzetlerinden biri. Peynir şarap gibidir. Eskidikçe lezzetine kavuşur, güzelleşir. Taze peynirin de kendine özgü bir tadı var tabii, mesela lor, minci, bunlar taze tüketilir. Fakat kaşar veya Erzurum civil peyniri gibi peynirler eskidikçe lezzetine kavuşur.
Bizim peynir çeşitliliğimiz aslında oralardan çok daha fazla.

Ne kadar güzel. Bunu bir kez daha altını çizerek konuşalım.
Evet, mesela bizim şu an tezgahımızda yer alan ürünlerimiz envanterine baktığımızda 78 çeşit peynirimiz var. Çok büyük bir zenginlik. Memleketimizin peynir çeşitliliği Avrupa'nın çeşitliliğinin çok üzerinde. Fakat biz kendimizi anlatmayı beceremiyoruz. Bu adamlar oturmuşlar, sadece peynir üzerine fuar yapmışlar.
Bunu sadece peynir değil, zeytin için de yapmalıyız, sizce de böyle mi?
Evet. Peynirimiz de çok ve özel, zeytinimiz de bunu hak ediyor. Biz mesela Gemlik'te üretim yapıyoruz. Kendi bahçemizde doğadan sofraya özel lezzetler taşıyoruz. Onun için de biraz kendi ürünlerimizi tanıtma peşindeyiz. Aslında Avrupa'da kahvaltıda zeytin göremezsiniz. Yunanistan ve Ege sahilleri hariç yoktur kahvaltıda zeytin kültürü. Yani bizimki gibi lezzetli ve çeşitli kahvaltı çok çok azdır yeryüzünde. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Ben bununla ilgili bir KAHVALTI kitabı yazdım. Kısa bir süre sonra piyasaya çıkacak, kahvaltı salonumuzda da, başka yerlerde de bulabilecek okuyucularımız. Bu kitap Türk Kahvaltısına bir övgü kitabı, bir anlamda.

Harika. Bu kitabı mutlaka okumak isteriz. Bu arada bu röportajı yaptığımız kahvaltı salonunuzu biz paket servis uygulamaları ile sizinle tanışmadan çok daha önce keşfetmiştik. Kahvaltı için özel malzemeler kullanıyorsunuz çünkü ve bu fark ediliyor. Bir taraftan da geleneksel kahvaltıyı bu uygulamalara soka ilk kişisiniz sanırım. Biraz bundan bahseder misiniz?
Şimdi aslında biz burayı planlarken, temelde ürettiğimiz zeytin ve zeytinyağlarını halka ulaştırmak istedik. Çünkü kendi ürünümüz. Kendi ellerimizle hazırlıyoruz zeytinlerimizi, zeytinyağlarımızı. Sonrasında memleketten doğal ve yöresel ürünleri satmaya başladık. Serpme kahvaltı türüne çok karşıyız biz. İsraf oluyor ve hepsi yeterince iyi kalitede ürünlerden oluşmuyor her ne kadar göze hitap etse de ama önemli olan kalite ve lezzettir. Kalite evet pahalıdır ama istediğiniz kadar aldığınız bir kahvaltı servisi yapabiliriz size burada. İnsanlar yediği kadar ödüyor. Biz hakkımızı alıyoruz. Tüketicimiz de kaliteli bir ürünle karnını doyuruyor. Kaliteli peynirler ve zeytinler tüketiyor. Birinci sınıf. Tezgahtan ne istiyorsa, sofrasına onu servis ediyoruz.

"BİZDE TABAKLAR SOFRADAN HEP BOŞ KALKAR"
Bizde tabaklar sofradan hep boş kalkar çünkü müşteri ne isterse, ne kadar isterse, tartarız öyle servis ederiz. İsraf hiç olmaz. Dolu tabak kaldırırsak, mutfaktan fırça yeriz.
Çok mantıklı Yakup bey. Aslında söylediğiniz şey bize çok yabancı değil. Serpme Kahvaltı modasından önce, klasik kahvaltı mekanlarında zaten böyle kahvaltı yapmaz mıydık? Bir de tabii sıcak servisleri ile ünlüydü eskiden bu mekanlar. Siz de öylesiniz. Gelelim sıcaklara
MIHLAMA, MİNCİ, BİRİNCİ!
Yumurtalarımız tamamen doğaldır ve sütlü çılbır dediğimiz doğal tereyağı ve sütle yapılan bir ürünümüz vardır mesela. Onu tavsiye ederim. Ama Minci'miz çok özeldir. Mıhlalamız aynı şekilde. Birinci sınıf ürünlerle yaparız, usulüne uygun yapılır ve kahvaltıya sıcak servis edilir burada taze taze, tüm diğer ürünlerimiz gibi.

Röportajın tamamına Nokta TV Youtube kanalımızdan ulaşabilirsiniz.
Piroğlu Kahvaltı Salonu Başiske'de ve iletişim bilgileri de şöyle:
Instagram: https://www.instagram.com/pirogluzeytin?igsh=eDQ3NmFuZ24wYTgw
Tel: 0553 1992 341