Serkan Engin: Bastığınız zemin kötüyse sizin sağlam durmanızın pek bir önemi kalmıyor

Nokta TV ekranlarında yayınlanan Melih Can Şenol ile Akademi Noktası programının ilk haftasında Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Özkan Coruk ve Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Serkan Engin, Kocaeli ve deprem konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu.

"ASLINDA HER ZEMİNE HER BİNA YAPILABİLİR"

Yapı ve zemin ilişkisi hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Engin, zemin çalışmaları konusunda 1999 Gölcük depreminin farkındalığı artırdığını belirtti. Engin, zemin ve yapı uyumuna dikkat çekerek “Eğer üzerine ayak bastığınız zemin kötüyse sizin sağlam durmanızın pek bir önemi kalmıyor. Fakat zemin iyiyse bina iyi olur diye bir şey de yok. Aslında her zemine her bina yapılabilir. Bir inşaat mühendisi olarak “kat sayısı şu kadar olmalıdır” yönündeki yaklaşımı sığ bir düşünce olarak görüyorum. Ancak ülke sosyolojisiyle birlikte değerlendirdiğimde kat sayısının sınırlandırılması maalesef doğru geliyor” dedi.

"ZEMİN KONUSUNDA FARKINDALIK AZDI"

1999 Gölcük depreminden önce zemine yeterince önem verilmediğini vurgulayan Engin, “1999 depreminden önce zemin konusunda farkındalık azdı. Fakat depremden sonra bu anlayış değişmeye başladı. O zamanlar bazı belediyeler mikrobölgeleme çalışmaları yapmaya gayret ediyordu ama her bölgede yoktu. Hal böyle olunca da mühendisin öngörüsüyle bir zemin parametresi alınarak devam ediliyordu” ifadelerinde bulundu.

1999 DEPREMİ BİR DÖNÜM NOKTASI OLDU

1999 Gölcük depreminin afetlere yaklaşım konusunda bir milat olduğunu belirten Engin, “1999 depremi zeminin de çok önemli olduğunu öğretti bize. Depremin ardından eylül ayında bir döküman yayınlanarak zemin etütlerinin parsel bazlı yapılması zorunluluğu getirildi. Bu konu akademik camiada biliniyordu ancak saha uygulaması noksandı. 99 depremi insan kaybı açısından tabi ki çok kötü bir şeydi ama bir farkındalık da oluşturdu.

“TÜRKİYE İLK DEFA DEPREMİ GÖRDÜ”

1999 depremi aslında ilk deprem değil. Ancak iletişim araçlarının gelişmesiyle Türkiye ilk defa depremi gördü. Bu da farkındalığımızı artırdı. Yapı denetim kanunu, 2004 yılında hazır betonun zorunlu hale gelmesi, donatı sınıfının bir üst sınıfa geçirilmesi gibi yaklaşımlarla mevzuat açısından daha iyi bir konuma getirdi” dedi.