Prof. Dr. Mehmet Ufuk Kasım anlatıyor: İstanbul pazarı için Kocaeli tarımı planlanmalı!
Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ufuk Kasım, Kocaeli’deki tarımsal üretim süreci hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İklim krizi, su kaynaklarının azalması ve artan gıda ihtiyacı tarımda suyun verimli kullanımına her zamankinden daha çok dikkat çekiyor. Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ufuk Kasım, modern tarım teknikleri ve bu sistemin Kocaeli’deki kullanımı hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.
“EĞİTİM AMAÇLI ÖĞRENCİLERE GÖSTERİYORUZ”
Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin bu alanda yaptığı çalışmalara değinen Prof. Dr. Mehmet Ufuk Kasım, “Biz araştırma ve eğitim kurumuyuz. Yani büyük çapta bir üretim yapmıyoruz. Ancak deneme amaçlı, topraksız tarım teknikleri kullanıyoruz. Bizim sulama yöntemlerimizin tamamı damlama sulama. Bazen seralarda mini yağmurlama dediğimiz sistemler kullanıyoruz. Yani tarımsal faaliyetin tamamında kapalı boru sistemi, yağmurlama ve damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan yöntemler kullanıyoruz. Zaten topraksız tarım da yoğun su tasarrufu sağlayan bir yöntem. Buradaki tüm yöntemleri de deneme amaçlı ya da eğitim amaçlı öğrencilere göstermek için kullanıyoruz” dedi.
KOCAELİ’DEKİ TARIMSAL FAALİYET SÜRECİ
Sanayi, tarım ve Kocaeli üçgeninde kentteki tarımsal faaliyet süreçlerini değerlendiren Prof. Dr. Kasım, “İstanbul 18 milyon nüfus ile Türkiye'nin en büyük pazarı konumunda. Bu büyük kentin beslenmesi gerekiyor. Böyle bir kente tarım ürünü tedariğinde çok uzak mesafeler artık zorluyor. Neden? Çünkü lojistik masrafları çok yükselmeye başladı. Yani bir TIR’ın Antalya'dan İstanbul'a gitmesinin maliyeti ciddi oranda yükseldi. Bu da birim maliyetleri artırıyor. Bu durumda yakın çevrede üretip İstanbul'a pazarlamak bu lojistik maliyetlerini düşürmesi açısından önem taşıyor.
“YAKIN NOKTALARDA ÜRETİLMESİ OLDUKÇA ÖNEMLİ”
Bu bakımdan özellikle tarım alanlarının dar olduğu Kocaeli’ gibi kentlerde daha çok kâr getirebilecek ürünlerin üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela buralarda, hızlı bozulabilen çilek ve üzüm gibi ya da son yıllarda çok popüler olan böğürtlen ve ahududu gibi ürünler üretilebilir. Bu bölgelerde de yavaş yavaş, yaban mersini olsun veya kıvırcık, yeşil soğan, tere, roka, marul gibi yeşillik grubu yer edinmeye başladı. Yani tazeyken daha hızlı pazarlanması gereken ürünlerin yakın noktalarda üretilmesi oldukça önemli.
“KOCAELİ’NİN EN BÜYÜK DEZAVANTAJI...”
Kocaeli'nin en büyük dezavantajı sanayiden ziyade arazi varlığının küçüklüğü. Tarım arazileri küçük. Yani işte belli bölgelerde özellikle Kandıra ilçesi tarım bakımından fena bir durumda değil. Gebze'nin kuzey tarafları, Karadeniz arasındaki bölge buralarda tarım alanları nispeten var. Karamürsel'in tepelik üst kısımları... Buraların buğday üretmek yerine ya da arpa üretmek yerine, daha dar alanda verim getirebilecek bu saydığımız ürünleri tercih etmek ve doğrudan İstanbul'a pazarlayabilecek bir organizasyon kurmak daha mantıklı olabilir. Yani buğday üretmek isteyen üretiyor ama bizim buranın iklimi nemli olduğu için buğday yeterince kaliteli olmuyor.
“BÜYÜK TALEPLER OLUYOR AMA BUNU KARŞILAYACAK ÜRETİCİ YOK”
Alan çok dar. Normalde buğday geniş alanlarda, yani 500 dönüm, 1000 dönüm gibi alanlarda yapılması gereken minimum, ama adam bu da 10 dönümde ben buğday üretmek istiyorum diyor. İşte geleneksel mısır üreticimiz var. Karadeniz kökenlilerden kaynaklanıyor büyük ihtimalle. Onlarda mısır kültürü var, karalahana, biraz fasulye üretimi de onlarda. Fasulye üretilsin, üretilebilir. Çünkü büyük bir pazar olan bir ürün. Ama mesela kara lahanayı İstanbul'da sattığınız zaman bilen alabilir onu. Ama mesela yeşil fasulyeyi sattığınız zaman, İstanbul'da müşterinin çoğu yeşil fasulye tüketiyor ya da burada ürettiğiniz kıvırcık bir de son yıllarda bu özellikle fast-food zincirinde çok fazla kıvırcık tüketiliyor. Zaman zaman büyük talepler oluyor ama bunu karşılayacak üretici yok.
KÜÇÜK ÜRETİCİYE DESTEK GEREKİYOR
Bir de tabii çiftçiler de bireysel hareket ediyorlar. Toplu olarak hareket edebilecekleri; birlik, dernek ve kooperatifler de az. Bunların da çoğalması lazım. Bence böyle girişimlerin artması küçük üreticiler için faydalı olabilir” açıklamalarında bulundu.
Willy Sagnol: Gerçeklerimizle dürüstçe yüzleştikSpor
Vincenzo Montella: Oyuncularımıza 'Adamlar' dememiz lazımSpor
Un var, yağ var, şeker var galibiyet yok!Spor
