Okuduğunuz haberi robotlar mı yazıyor? Prof. Dr. Süleyman İrvan'dan 'sahte kaynak' uyarısı!
Yapay zekânın gündelik hayatımıza her geçen gün daha fazla dahil olması, sağladığı kolaylıklarının yanı sıra meslekler adına etik tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu meslekler arasında yer alan gazetecilik ve yapay zekâ üzerine tartışma konularını Prof. Dr. Süleyman İrvan’a sorduk.
Yapay zekânın gündelik hayatımıza her geçen gün daha fazla dahil olması, sağladığı kolaylıklarının yanı sıra gazeteciliğinde aralarından bulunduğu çok sayıda meslek adına etik tartışmaları beraberinde getiriyor. Haber üretim sürecine yapay zekânın daha fazla dahil olmasıyla yaşanacak gazetecilik etiği ve yapay zekâ tartışmaları üzerine Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ile konuştuk. İrvan, yapay zekânın haber üretim sürecinde kullanılmasının pek çok etik tartışmayı beraberinde getirdiğini ancak en ciddi etik sorunun yapay zekâ tarafından üretilen haberlerin sorumluğu konusunda ortaya çıktığını belirterek “Yapay zekâ uygulamaları yanlış bilgi üretebilmekte, kaynak ve isim uydurabilmekte ve bağlamı çarpıtabilmektedir” uyarısında bulundu. “Yapay zekâ destekli habercilik, eğer yapay zekâ doğru içeriklerle beslenmişse daha objektif içerikler üretebilir” diyen İrvan ile gerçekleştirdiğimiz ve konu hakkında tüm merak edilenleri sorduğumuz röportajımızı paylaşıyoruz.
Yapay zekânın haber üretim sürecine dahil olmasıyla birlikte gazetecilik etiği açısından en temel kırılma noktası sizce nerede yaşanıyor/yaşanacak? Bu dönüşüm, gazeteciliğin hangi ilkelerini daha kırılgan hale getiriyor?
Yapay zekânın haber üretim sürecinde kullanılması birçok etik sorunu da beraberinde getiriyor ancak sanırım en ciddi etik sorun ya da kırılma, yapay zekâ tarafından üretilen haber ve yazıların sorumluluğunda ortaya çıkıyor. Geleneksel habercilikte en başta haberi üreten muhabir vardır, sonra o haberi denetleyen ya da gerekli kontrolleri yaparak düzelten editör devreye girer ve nihayet haberi yayımlayarak sorumluluğu üstlenen bir yazı işleri müdürü söz konusudur. Yapay zekâ tarafından üretilip yayımlanan haberlerde bu süreçler ortadan kalkmaktadır. Ancak uygulamalardan da biliyoruz ki; yapay zekâ uygulamaları yanlış bilgi üretebilmekte, kaynak ve isim uydurabilmekte ve bağlamı çarpıtabilmektedir. Hız baskısı altında gerekli denetimler yapılmadan bu haberler yayımlandığında gazeteciliğin en temel ilkesi olan, “Haberi önce ver ama ondan önce doğru ver” ilkesi zedelenmektedir.
“AÇIK OLARAK BELİRTİLMELİ”
Bir haber metninin yapay zekâ tarafından üretilmesi ya da kısmen yazılması okura açıkça belirtilmeli mi? Şeffaflık ilkesi, yapay zekâ kullanımıyla birlikte yeniden nasıl tanımlanmalı?
Bir haber, yazı ya da görsel yapay zekâ tarafından üretilmişse, etik açıdan doğru olan, bu durumun açık biçimde belirtilmesidir. Gazeteci, haberi kendi yazmış gibi ismini koyuyorsa okuru aldatıyor demektir. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından 2023 yılında yayımlanan “Yapay Zekâ ve Etik İlkeler Bildirgesi” de medya kuruluşlarının yapay zekâ sistemlerini kullanırken şeffaf olmaları gerektiğini, bir haber yapay zekâ tarafından üretilmişse bunun açık olarak belirtilmesinin zorunlu olduğunu ifade etmektedir. Yani kısaca şeffaflığın yeniden tanımlanmasına değil, medya kuruluşlarının ve gazetecilerin şeffaf olmasına ihtiyaç var. Peki, sadece, “Bu haber yapay zekâ tarafından üretilmiştir” diye belirtmek yeterli mi? Belki şöyle yazmak daha doğrudur: “Bu haber, yapay zekâ tarafından üretilmiş, editör denetiminden geçerek yayına alınmıştır.”
“NİHAİ SORUMLU İÇERİKLERİ YAYIMLAYANDIR”
Hız, maliyet ve verimlilik gerekçeleriyle yapay zekâya yönelen medya kuruluşları, farkında olmadan etik sorumluluklarını ikinci plana mı itiyor? Burada editoryal denetimin sınırları nerede başlamalı, nerede bitmeli?
Yapay zekâ uygulamalarının hızla geliştiği bu dönemde birçok meslek gibi gazeteciliğin de bundan kaçınması mümkün değil. Gazetecilerin yaptığı birçok işi daha hızlı, daha verimli ve daha etkili yapan yapay zekâ uygulamalarından uzak durmak yerine, bu teknolojileri nasıl daha doğru ve daha etik biçimde kullanabiliriz bunları tartışmalıyız. Editöryal denetim elbette sona ermiyor, hatta daha da önem kazanıyor. Çünkü yapay zekâ tarafından üretilen haber ve diğer içeriklerin nihai sorumlusu yapay zekâ uygulamaları değil bu haberleri ve içerikleri yayımlayan medya kuruluşlarınındır. Yapay zekâ uygulamalarının nasıl ve ne düzeyde kullanılması gerektiğine ilişkin RSF Bildirgesi yol gösterici niteliktedir. Önemli olanları şöyle sıralayabilirim: Birincisi, gazetecilik etik ilkeleri gazetecilerin rehberi olmalıdır. Hatta yapay zekânın etik kullanımına ilişkin ilkeler de geliştirmek gerekir. İkincisi, karar verici mekanizmalarda mutlaka insan gazeteciler yer almalıdır. Üçüncüsü, yapay zekâ kullanımı konusunda şeffaf olunmalı, yapay zekâdan yardım alınmışsa bile bu yardımın hangi boyutta olduğu haberde belirtilmelidir.
“OBJEKTİF İÇERİKLER ÜRETEBİLİR”
Algoritmaların önyargılı veriyle beslenmesi, haberlerde fark edilmesi zor ama etkili bir “etik sapma” yaratabilir mi? Yapay zekâ destekli habercilikte tarafsızlık gerçekten mümkün mü?
Yapay zekâ algoritmalarının sorunlu içeriklerle beslenmesi, bu uygulamaların üreteceği haberlere de yansıyacaktır. Bunu önlemenin yolu, algoritmayı ya da uygulamayı bir haber merkezinde kullanmaya başlamadan önce haber üretim biçimlerini test etmektir. Böylece önyargılı ve taraflı içerikler üreten uygulamalardan kaçınabiliriz. Yapay zekâ destekli habercilik, eğer yapay zekâ doğru içeriklerle beslenmişse daha objektif içerikler üretebilir. Açıkçası bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Hatta, kutuplaşmış ve hatta partizan gazeteciliğin oldukça yayın olduğu Türkiye’de yapay zekâ uygulamalarının daha objektif haberler üretebileceğini de düşünüyorum. Ayrıca, iyi bir editöryal denetimin olası yanlılıkları ortadan kaldırabileceğini de unutmamak lazım.
Gelecekte büyük bir etik skandalın merkezinde “yanlış yapan bir gazeteci” değil de “yanlış eğitilmiş bir yapay zekâ” görürsek, sorumluluğu kime yükleyeceğiz?
Elbette, nihai denetimi yapmayan yapay zekâ editörüne yükleyeceğiz. Kısa ve net bir cevap vermem gerekirse, bir medya kuruluşu yayımladığı her haber ve içerikten sorumludur.