Halim Aytekin Ergül: Öngörülerin büyük kısmıyla bugün yüzleşiyoruz
Nokta TV’de yayınlanan Melih Can Şenol ile Akademi Noktası programına konuk olan KOÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, küresel iklim değişikliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Nokta TV’de yayınlanan Melih Can Şenol ile Akademi Noktası programına konuk olan Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, küresel iklim değişikliğinin sebepleri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

SANAYİ DEVRİMİ
Bu ölçüde bir iklim değişikliğinin dünya döngüsünde daha önce görülmediğini vurgulayan Ergül, “Dünyanın dönüş hareketleri dolayısıyla periyodik olarak birkaç bin yıllık süreçlerde iklimdeki değişiklikler olağan karşılanır. Ancak bugünkü gibi alçalma ve yükselme değerleri dünya döngüsünde hiçbir zaman görülmemiş. Dünyada iklimin bu şekilde değişmesine neden olan insan faktörüne bağlı nedenler ilk defa 1850’lerin sonlarında fark edildi. Sanayi Devrimi’ni takip eden yıllarda dünyada birtakım değişikliklerin olabileceği öngörüldü. 1890 yılında iklim değişikliğine ilişkin ilk bulgular yazılı olarak da kayıtlara geçti. O yıllarda bazı bilim insanları, böyle giderse dünyadaki atmosferik sıcaklıkların ortalama olarak artacağını ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek durumlar hakkında öngörülerde bulundular. O zamanki öngörülerinin de çok büyük bir kısmıyla bugün yüzleşiyoruz” dedi.

SICAKLIK ARTIŞININ SEBEBİ
Sera gazlarının sıcaklığı nasıl artırdığını açıklayan Ergül, “Günümüzde atmosferik sıcaklıkların artışı 1,2 santigrat derce olarak hesaplanıyor. Bu durum kuzey yarım kürede güney yarım küreye göre daha fazla. Çünkü kuzey yarım kürede kara parçası, yerleşim ve endüstri daha fazla ve doğal olarak emisyon daha fazla. Özellikle endüstriye bağlı olarak karbon emisyonları başta olmak üzere, sera gazı oluşturan metan ve su buharı gibi gazlar sebebiyle bir tabaka oluşuyor. Olağan koşullarda güneşten gelerek dünyaya çarpıp geri yansıyan ışınlar bu tabakaya çarpıp ikinci defa dünyaya dönüyorlar. Bu durum da sıcaklık artışını beraberinde getiriyor. İşte sıcaklık artışının altında bu etki yatıyor” ifadelerinde bulundu.

“SIFIRA İNDİRSEK BİLE...”
Mevcut durumda karbon emisyonu sıfıra indirilse bile sıcaklığın 1,5 santigrat derecenin altına düşmeyeceğini belirten Ergül, “Günümüzde bu sıcaklık artışı 1,2 santigrat derece olarak hesaplanıyor ve gidişat bunun 1,5 santigrat derecenin altına düşmeyeceğini gösteriyor. Yani her şeyi bıraksak ve emisyonu sıfıra indirsek bile sıcaklık artışının 1,5 santigrat dereceyi bulacağı anlaşılıyor. Bu şekilde devam ederse ne olur yönündeki hesaplamalar ise yüz yılın sonuna doğru en az 2 santigrat derece en fazla da 6 santigrat derecelik bir artış olacağını gösteriyor” dedi.
