Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Kadın yapmak isterse başarıyor

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne özel olarak Nokta Medya’nın hazırladığı ‘41 Kadın 41 Başarı Hikayesi’ programına katılan Okuma Sanatı Kulübü Kurucu Başkanı Tülay Yanıkoğlu Yazıcı, “ Kadın eğer bir şeyi gerçekten yapmak isterse başarıyor” dedi.

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Kadın yapmak isterse başarıyor

Nokta Medya olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne özel hazırladığımız ‘41 Kadın, 41 Başarı Hikayesi’nin konuklarından biri de Okuma Sanatı Kulübü Kurucu Başkanı Tülay Yanıkoğlu Yazıcı oldu.

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Kadın yapmak isterse başarıyor - Resim : 1

ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELEN BİR KADIN

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı hayatını başarı, sevgi ve sosyal sorumlulukla şekillendiren bir kadın. Kastamonu’da doğmuş, bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak büyümüş ve zorlukların üstesinden gelerek bugün hem bir anne, hem de toplumuna katkı sağlayan bir lider olarak hayatını sürdürüyor. Eğitim hayatı boyunca pek çok zorlukla karşılaşmış olsa da pes etmeyip, tiyatrodan radyo televizyona kadar birçok alanda kendini geliştirmiş ve sonunda kendi sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmiş.

113 DEVLET OKULUNA KÜTÜPHANE

En büyük gurur kaynağı ise, Okuma Sanatı Kulübü'ne öncülük etmek ve 113 devlet okuluna kütüphane kurarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak. Yazıcı, kadın olmanın çok yönlü bir mücadele gerektirdiğini ve bunun yalnızca dışarıda değil, evde de aynı özveriyi gerektirdiğini vurguluyor. Bir kadının hem iş dünyasında hem de aile hayatında dengeyi kurmasının zorluklarını, ama aynı zamanda ödüllerini de içtenlikle paylaşıyor. Hayatını başarıyla sürdüren ve her gün yeni bir adım atmaya çalışan bu güçlü kadının mesajı ise net: "Yolunuza devam edin, asla pes etmeyin ve içsel gücünüze inanın."

“SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ KURDUM”

Sizinle ilk kez karşılaşanlar için, kendinizi nasıl anlatırsınız?

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Çok kıymetli benim için, böyle bir projenin içerisinde yer almamı düşünmeniz. Ben Tülay Yanıkoğlu yazarım, 1981 Kastamonu doğumluyum. Aslında bir çiftçi ailenin çocuğu olarak doğmuşum. Beş çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuyum. Biraz daha erkekçe bir yapıyla doğmuş, sert bir mizacı olan, çok özgüveni yüksek bir çocuk olarak büyütülmüşüm. Bunu da hayatımın pek çok evresinde etkilerini gördüm açıkçası. İlkokul, lise ve ortaokulu Hereke'de tamamladım. Liseyi çok zor bitirdim, 2.44 ortalamayla. Okulun, bu okulu bitirsin okuldan gitsin dediği bir öğrenci kıvamındaydım. Ne yazık ki okul başarısı elde edebilmiş birisi değilim. Dolayısıyla üniversite sınavını da kazanamadım. Ancak 35'li yaşlardan sonra radyo televizyon üzerine de okul okumaya çalıştım. O işin ayrı bir kısmı ama eğitim alanında tiyatroyla devam ettim. Tiyatro eğitimi aldım, sonrasında radyo programları sunmaya başladım gündüz kuşağında. Ardından televizyon programları derken evlendim. Sonrasında Okuma Sanatı diye devlet okullarına kütüphane kuran bir sosyal sorumluluk projesi kurdum. Bu şekilde hayatımı sürdürüyorum.

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Kadın yapmak isterse başarıyor - Resim : 2

“GÜMBÜR GÜMBÜR SES GETİRİRİZ DIŞARDA”

2025 yılının Türkiye'sinde çalışan bir kadın olmak, toplum için sosyal sorumluluk hissetmek ve bir taraftan anne olmak nasıl bir duygu? Bunun zorlukları ve ödülleri neler oldu senin için?

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Bence bir kadın için birkaç farklı şeyi aynı anda yapmak çok zor bir şey değil. Fıtratımıza çok uygun bence. Çünkü organizasyon zekası yüksek varlıklarız biz. Her şeyi yerinde kıvamında da yaparız. Yani dışarıda, sahada böyle çata çat işimizi yapar, gümbür gümbür ses getiririz dışarıda. Ama evimize gelir, eşimizin çorbasını kaynatır, çocuklarımızın sofrasını kurar gerektiğinde ailelerimize de ikramlarda bulunabilen insanlar haline gelebiliriz. O yüzden ben açıkçası hayatın içerisinde çok zorlanmadım. Çünkü çok destekleyici şeyler oldu hayatımda. Ama günümüz Türkiye'sinde gerçekten çalışan kadın olmanın kolay bir şey olmadığını düşünüyorum. Çünkü insani şartlar ne yazık ki birçok şirkette yok. Kadının aynı anda birçok şeyle meşgul olabilmesi için biraz zaman aralığının da olabilmesi lazım. Hem kendine vakit ayırabilmek, hem kendi donanımlarını sağlayabilmek için buna ihtiyacı var. Ama hem iş hayatı hem sosyal bir projenin içinde yer alayım, hem kendimi geliştireyim hem de çocuklarım büyüteyim, aile olabileyim diyorsan, bu gerçekten gerçekçi olmak gerekirse zor.

“TOPLUMA KARŞI BİR DURUŞ”

Yani biz kadınlar aslında kolay bir şey yapmıyoruz. Zor olanı kolaymış gibi gösteriyoruz aslında. Bu da bizim işte o meseleleri kendi iç dünyamızda kolay çözebilmemiz, meselelere takılmayıp böyle önümüzdeki süreç neyi getiriyor oraya odaklanmamızdan kaynaklı, çözüm odaklı olmamızdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Aslında çalışma hayatı ve bütün bunları bir arada yürütmek bence son derece zor. Ama ödülü ne dersek, bir kadının hayattaki duruşunu ortaya koyan şeyler bunlar. Çalışma hayatı işte sosyal projeler, yani bir başkasının derdini dert edinmek bence çok kıymetli bir şey. O sizin duruşunuza da tesir ediyor. Dolayısıyla siz yetiştirdiğiniz çocuklara da aslında bu duruşu sergilemiş oluyorsunuz. Onların dünyasında bunun bir karşılığı var çünkü. Yaşadığınız topluma karşı bir duruş sergilemiş oluyorsunuz. İç dünyanızda diyorsunuz ki, evet ben bir şeyler yaptım. O özgüveni de hissediyorsunuz. Ödülü bence hak ettiği değeri hayata vermek diyebiliriz.

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Kadın yapmak isterse başarıyor - Resim : 3

“KADIN HER ŞEYİN İÇİNE EMEĞİNİ KATMAK İSTER”

Peki kadın olmayı üç kelime ile sınırlandırırsak, hangi kelimeler aklına gelir?

Tülay Yankıoğlu Yazıcı: Öncelikle şefkat gelir. Biz biraz annelikle örtüştürüyoruz şefkati ama bence kadın doğası tam olarak şefkat üzerine kurulu. Bir de anne ise çarpı üç beş gibi değerlendirelim. İlki şefkat olurdu, ikincisi emek olurdu. Çünkü kadın, olduğu her şeyin içine emeğini katmak ister. Yaptığı bir şeyi yapmış olmak için değil, gerçekten ortaya iyi bir şey çıkarmak için yapar. Bir diğeri de organizasyon zekası diyebilirim. Yani hayatta farklı sahneler var değil mi? Sadece anne değiliz ya da sadece iş dünyasında kariyerimiz yok. Bir sürü, bir sürü sahnede rollerimiz var. O rollerin hepsini dizayn edebilme kabiliyeti olan organizasyonel bir zeka diyebilirim.

“BİRÇOK ALANDA ÇALIŞMALAR YAPTIM”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü özel çekimlerimizde kadınlara, "Başardım dediğiniz ilk hikayenizi ya da unutamadığınız başarı hikayenizi bizlere anlatabilir misiniz?" diye soruyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu mesajlar zorlanan, kendini sıkışmış hisseden pek çok kadına ışık yakacak. Başardım dediğiniz anları bizimle paylaşırsanız çok mutlu oluruz.

Tülay Yankıoğlu Yazıcı: Açıkçası bir şeyi başardım demek diye biraz ar ederim. Hani eğer bir şey başarmışsam da birileri bunu söylesin ve konuşsun isterim. Ancak hayatın bütününe baktığımızda birçok farklı sahnede birçok farklı alanda çalışmalar yaptım. Kendimce kendimi değerlendirdiğimde fena da değildim yani. Hani daha iyisi elbette olabilirdi. Ancak bütün bunların içerisinde gururlandığım bir şey var ki o da Okuma Sanatı Kulübü diyebilirim. Aslında hiç planda olmadan, hiç böyle böyle bir şeyi kurayım ve bu şöyle bir noktaya gitsin diye böyle kurulmuş bir proje değil çünkü. Hasbelkader ve doğaçlama ortaya çıkmış. Amatör ruh ile yapılmış bir proje.

“DOSTLARIMIZ TARAFINDAN DESTEKLENDİK”

Ancak bugün ortaya çıkan çıktıları çok profesyonel, çok kayda değer, çok yüz güldürücü şeyler. Çok desteklendik bu noktada. Hem çevremizden hem Kocaeli halkı, Türkiye'nin her yerinden dostlarımız tarafından desteklendik. Okuma Sanatı 113 devlet okuluna kütüphane kurdu şu ana kadar. Baktığınızda hiçbir maddi olanağı olmayan, geliri olmayan ve hiçbir yaptırımı olmayan, hiçbir yerden beslenmeyen organik ya da inorganik hiçbir şeyle bağlantısı olmadığı halde sürdürülebilir şekilde devam edebilmiş bir proje. Ben de böyle bir projenin kurucusu olduğum için kendimi hani böyle çok ucundan köşesinden bir böyle yüzümü gülümseten, kendimi takdir ettiğim bir şey diyebilirim.

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Kadın yapmak isterse başarıyor - Resim : 4

“AİLEM EN BÜYÜK DESTEKÇİM”

Başarı ve motivasyon her zaman bir arada olması gereken iki kavram. Bazen motivasyonumuzun düştüğü zamanlar oluyor, o anları siz de yaşıyorsunuzdur. Kendinizi nasıl ayağa kaldırıyorsunuz?

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Çok doğru. Başarıyla motivasyon yan yana yürüyen şeyler gerçekten. İnsanın iyi bir motivasyona ihtiyacı var başarıyı sürdürebilmesi için. Tabii motivasyonumuzun düştüğü zamanlar oldu. Benim de şahsım olarak bunu böyle çok derinden hissettiğim zamanlar oldu. Ancak ailem, en büyük destekçim oldu her zaman. Özellikle eşim, projemiz kurulduğu günden itibaren çok destek oldu. Projenin çok öncesinde bir insan olarak da benim hayatım içerisindeki farklı rollerimde de hep destekleyen, itici bir güç oldu açıkçası. Eşim en büyük destekçimdi diyebilirim. En büyük motivasyon aracım diyebilirim. Bununla birlikte ailemle vakit geçirmek, çocuklarımla birlikte olmak, o rutin ama böyle baktığınızda monoton, belki sıkıcı bile gelebilir dışarıdan bakıldığında, ama çok basit ama çok keyif veren bir yapısı var ailenin. O beni çok besleyen bir şey açıkçası. Yıllar geçtikçe ailenin daha da kıymetli olduğunu hissediyorum elbette.

“SOMUT BEKLENTİMİZ OLDU”

Başarıyla ilgili şunu da söylemek isterim. Bir şey yaptığımızda, biz insan oğlu hep bir sonuç beklentisi içerisinde oluruz. Yani bir şey yapalım ve bir karşılık gelsin bize isteriz ve bu beklentimiz de somut noktada olur. Somut bir beklentimiz olur. Ben açıkçası bu sonuç beklentisinden vazgeçtiğim için motivasyonumu yükseltebildiğimi düşünüyorum. Yani sonuçlara değil yapmam gereken şeylere, sebeplere konsantre olduğumda hayatın daha keyifli olduğunu gördüm. Yani ben bir şey yapıyorum ama bunun karşılığını almak zorunda değilim. Ya da bugün almak zorunda değilim. Ya da buradan almak zorunda değilim. Dolayısıyla da o beni çok rahatlatan bir şey oldu. İyilik de zaten bizim yaptığımız proje çünkü iyilik üzerine kurulu bir proje olduğu için, karşılık bekleyerek yapılacak bir proje değildi zaten. Dolayısıyla da beklentisiz yaptığımız için, ekip arkadaşlarım adına da bunu söyleyebilirim, o bizim motivasyonumuzu hep yüksek tutan bir şey oldu. Hep "Ne yapalım? Ne yaparsak daha iyi olur?" buna konsantre olduk. Bu da tabii beraberinde başarıyı getirdi.

“VAZGEÇMEDEN YOLUNA DEVAM ET”

Hayata tutunmakta zorlanan kadınlara ne söylemek istersiniz?

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Öncelikle bir insanın hayat başarısı imkanlarıyla ilgili bir şey değil, ben bu konuda çok netleştim açıkçası. İmkanların iyi olmayabilir, koşulların yolunda gitmiyor olabilir ve sen defalarca kez düşmüş olabilirsin. Ki bence birçok insan çok kez düşüyor, ama düştüğünü belli etmiyor. Hani "acımadı ki" deyip böyle ayağa kalkıp hayata devam ettiğimiz yer var ya. Düşmenin bir mesele olmadığını kabul edip, düştüğün yerden tekrar kalkabilmeyi, üstünü silkeleyip yeniden başlayabilmenin keyfini yaşamanı tavsiye ederim. Çünkü her zaman başarılı olmayacaksın hayatta; bazen düşeceksin, bazen kalkacaksın, bazen yeterince motivasyonun olmayacak. Ancak sürdürülebilir olabilmesi için bir şeyin, istikrarla devam edebilmesi gerekiyor. Vazgeçmeden yoluna devam et.

“KADIN YAPMAK İSTERSE BAŞARIYOR”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajınızı alabilir miyiz?

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı: Benim kadınlara yönelik çok güzel şahitliklerim var hayatın içerisinde. Kendi annem başta olmak üzere babaannem, hayatımın içindeki pek çok kadın, iş dünyasından pek çok insan hepsinin başarılarına alkış tutuyorum. Bununla birlikte, kadın eğer bir şeyi gerçekten yapmak isterse başarıyor. Buradaki asıl mesele kendimize güvenmemiz ve inanmamız. Koşulların olgunlaşmasını beklemek yerine koşulları bizim olgunlaştırmaya çalışmamız. Yapıcı olmamız ve "Ben şimdi şu durumda ne yapabilirim?" deyip yolumuza nasıl devam edebileceğimizle ilgili yol haritaları belirlememiz ve hep şunu da söylerim motivasyonu dışarıdan değil içeriden almak çok önemli. İçeriden de hep kendimizi besliyor olmamız gerekir. Hayatın içerisinde dik ve sağlam durabilmek için.

“KADINLAR YILMAMALI, YORULMAYI GÖZE ALMALI”

Donanımlı olmalıyız biz kadınlar, yılmamalıyız. Yorulmayı unutmalıyız çünkü yorgunluk bedenle olur. Uyursun ve geçersin. Benim motivasyonum odur açıkçası. Yorulmayı göze almak, ertelemekten vazgeçmek, ataleti yenmek bütün kadınlara tavsiye edebileceğim en önemli bir şey olabilir. Güzel bir dünya Kadınlar Günü geçirmek istiyorsak bunda hepimizin payı var. Eğer biz bugün dünyada kadın haklarıyla ilgili konuları tartışıyorsak, kadına yönelik şiddeti ve acı hikayeleri konuşuyorsak, burada biraz da bizim payımız olduğunu düşünüp bugün bununla ilgili ne yapabilirim diye biraz kafa yormayı tavsiye ediyorum. Bütün emekçi kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü de kutluyorum.

Muhabir: Eren DEMİRTÜRK
Tülay Yanıkoğlu Yazıcı 41 Kadın 41 Başarı Hikayesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü