Bizim başkan Esad’çı çıktı

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Dün bana göre son derece önemli bir yazı kaleme aldım.
Suriye’de Esad’ı deviren HTŞ’nin dilim döndüğünce kim olduğunu aktarmaya çalıştım.
Ve HTŞ’nin, Suriye Milli Ordusu çatısı altında Türkiye destekli muhalifler ile aynı görülmesinin, bugüne kadarki bilgilerimiz ile doğru olmadığına özellikle vurgu yaptım.
Ancak Esad devrildi, mutluyum. Çünkü bir insan ve Müslüman olarak, Baas’ın son yamalı kalesi Esad’ın 650 bin Sünni’yi kılıçtan geçirdiğini unuttuk.
Çünkü Esad’ın tıpkı Gazze’deki gibi sivillerin evlerine uçaklarla bombalar yağdırdığını unuttuk.
Yok Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşim Esad” demiş, sonra “Katil Esad” demiş. Sonra görüşmek istemiş falan filan. Bu tartışmaların tümü, konuyu bulandırıyor yalnızca.
Türkiye gibi devletlerin dostları da değişir, düşmanları da.

**

Ben x açıklamaya dayanarak uluslararası konuları değerlendirmemeye gayret ediyorum.
Öncesi, bugünü, durduğumuz pozisyon ve gelecekteki sonuçları bizim milli menfaatlerimize uygun mu daha çok onu değerlendirmeye çalışıyorum.
Bugün Suriye’de yaşanan operasyonu;
Günden güne zayıflayan ve yeni sahalarda varlığını koruması güç olan İran ve Rusya,
Afganistan’dan silahlarını dahi bırakıp kaçan ve Trump’ın “Yeniden Büyük Amerika” sloganı ile daha çok içine dönmeye hazırlanan ve hatta kendi bünyesindeki iç savaşı başlamadan durdurmayı hedefleyen Amerika,
Uluslararası toplumdan dışlanan ve dünya halklarının nefret ettiği İsrail,
Rusya ile göbek bağını Türkiye’den geçecek yeni ticaret ve enerji yollarıyla koparma hazırlığında Avrupa’nın bugünkü pozisyonu,
Petro-Dolar’ı Çin Yuan’ıyla kıran ve hatta Amerika ile “Kapsamlı Savunma Anlaşması” yapmaktan vazgeçen Suudi Arabistan,
7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı,
Irak, Suriye ve Körfez ülkelerinin ticaret kapısını ABD’den bağımsız bir hale getirecek Kalkınma Yolu Projesi gibi son derece önemli konu başlıklarından ayrı ele alırsak, yapacağımız tüm yorumlar yavan kalır.
Şunu da idrak etmeliyiz: 20 ve 21’nci yüzyılın güç dengeleri değişiyor.
Ezberlediğimiz, kafamıza kazınan dengelerde oynamalar var.
Samimi söylüyorum; göreceğiz yakında inşallah.

**

Ben katil Esad’ın devrilip kaçmasından dolayı mutluyum.
Bunu milli bir destan olarak şu aşamada görmüyorum. Dünkü yazımda da gerekçeler var.
Ancak Esad’ın devrilmesi başlı başına bir mutluluk sebebi. Tabi Sünni Suriyelilerin yaşadığı soykırımı kendimize dert etmişsek. Etmemişsek, geçiniz zaten efendim.
Dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, “Suriyeliler güvenle evlerine dönebilir” açıklamasını yaparken duyurulan Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun Münbiç’te PYD/YPG/PKK’ya başlattığı operasyon beni ziyadesiyle mutlu ediyor.
Bir görüş mensubiyeti değil bu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşadığım bir mutluluk yalnızca.
Ahkam kesmiyorum, bitti bu iş demiyorum.
İnşallah diyorum sadece, Allah gönlümüzdekini nasip etsin.
Mazlum coğrafyaların Türkiye’den başka kimi var?
Bir bakın etrafınıza…

**

Gelelim bizim başkana.
CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Atasoy Bilgin.
Haberimiz yok, Atasoy Bilgin bayağı bir Esad’çı imiş.
Açıklamasını dehşetle okudum.
Demiş ki; “Baas rejimi yıllar boyunca birçok eleştiriye maruz kalmış olabilir. Ancak, gerçeği göz ardı edemeyiz: Yaklaşık 50 yıldır Siyonizme, son 13 yıldır ise emperyalizme karşı direnen bir yapıdan söz ediyoruz.”
E bende düşündüm.
Bu Esad siyonizme karşı savaşıyor idiyse, İran Dışişleri Bakanı geçtiğimiz hafta İsrail televizyonuna neden, “Esad, muhaliflere göre İsrail için çok daha iyi bir komşu” şeklinde beyanat vermiş ola ki?
Ya da bu Esad 13 yıldır emperyalizmle mücadele ediyorsa, Şii Hilali Emperyalizm kurucusu İran ve yıllarca Kızıl Emperyalist olan Rusya’nın neden en has adamı oldu?
Ve Suriye’yi koruduğu iddia edilen Rusya, neden bir gün dahi hava savunma sistemini İsrail’e karşı çalıştırmadı?

**

Atasoy Başkan öyle derin Esad’çı imiş ki; “Esad’a karşı duranlar kim? İsrail, ABD, Türkiye ve sömürgeci Batılı devletler. Bu tablo, bize kimin tarafında olmamız gerektiğini açıkça gösteriyor. Esad'ı desteklemek, sadece bir lideri savunmak anlamına gelmez; aynı zamanda Filistin’in özgürlüğünü, bölgesel bağımsızlığı ve anti-emperyalist mücadeleyi savunmak anlamına gelir” demiş.
Allah Allah diyerek yapıştım sandalyeme. Türkiye’ye karşı Esad’ı desteklemek…
Üstelik Esad’ı desteklemek bölgesel bağımsızlık desteklemek ve hatta Filistin’i desteklemek demek…
Dehşete kapıldım, inanamadım.
650 bin Sünni Müslümanın katili Esad’ı Türkiye’ye karşı savunmak ve onurumuz Filistin’le aynı kefede değerlendirmek.
Bugün Suriye bilmem kaça bölünmüş yapısı ile zaten kaosun hakim olduğu topraklar idi.
Uyuşturucu ticaretinin merkezi olmuş Esad rejimi, uyuşturucuyla doğrudan Emperyalizme hizmet eden Esad rejimi…
Bağlantı kuramadım Atasoy başkanın ifadeleri ile bugünün gerçekleri arasında.

**

Ez cümle şunu söyleyip tamamlayalım.
Suriye’de yaşananları bizim zaferimiz olarak görmüyorum.
Kendimce endişelerim var, dile de getirdim.
Ama Esad’ın devrilmesinden ziyadesiyle memnunum.
Baas ne yapmış, Esad ne yapmış bu zamana kadar da Suriye’yi daha iyi edecekti!

Kızmayın o görüntüye. Bir kurum böyle kar ettirilir…

Geçtiğimiz günlerde bir video düştü telefonuma.
Vatandaşın biri yazmış demiş ki:
“Kardeşim bu nasıl iş! Kocaeli Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazılı kamunun aracı ile Sınav Koleji’ne öğrenci bırakılıyor! Hani tasarruftu, hani kamu malı önemliydi… bu ne ola ki!”
Ben de, “Sakin ol yahu” diyerek lafa girdim.
Bir kurum böyle kar ettilir.
Belki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, boşta olan araçlarıyla servis hizmetine başlamıştır. Kurum para kazanıyordur.
Latife tabi ki.
İl Müdürü Ahmet Kırılmaz’ı da yermiyorum, yanlış anlaşılmasın.
Belki özel servis bile çekmiyordur. İşine gidiyordur vatandaş her kimse, yolunun üzerindeki okula da evladını bırakıyordur.
Ancak bu gerçeklikler dahi; vatandaşın zihninde oluşan pencereye engel olamaz.
Kurum logolu araçla, ekstra yol maliyetiniz olmasa dahi verdiğiniz o görüntü, vatandaşı devlete öfkelendirir.
Yapmayın, devletinizi seviyorsanız yapmayın.
Hak yiyorsunuz demiyorum asla.
Dediğim gibi, belki yol üzeridir, belki değildir. Ekstra hiçbir maliyet olmayabilir.
Ama yapmayın.
O vatandaş gördü, bize aktardı.
Belki onlarca eşine dostuna, akrabasına, yakınına anlattı bu hadiseyi.
Herkes içinden, “Yazıklar olsun, kamunun parasıyla oğluna-kızına özel servis çekiyorlar” diye geçirdi.
Soruyorum, kim suçlu?

İpucu

Söz ağızdan çıkana kadar sizindir. Çıktıktan sonra kişinin anladığı kadardır. Siz ne söylerseniz söyleyin; işiten zihninde canlanan kadar sizi anlayacak.

Sınav Koleji Atasoy Bilgin HTŞ Suriye Milli Ordusu Hakan Fidan Ahmet Kırılmaz Çevre ve Şehircilik Kocaeli İl Müdürlüğü Beşşar Esad Suriye