İnsan insandır

Merhaba sevgili dostlarım

Dünya, tarih boyunca birçok zulme, soykırıma ve insan hakları ihlaline tanıklık etti. Ancak ne yazık ki, geçmişten ders almak yerine, insanlık hâlâ aynı hataları tekrarlamaya devam ediyor. Bugün Suriye’de yeni kurulan bir devletin, Alevi ve Şii nüfusa yönelik baskı, zorbalık ve işkence uyguladığı haberleri gündeme düşüyor. Bir toplum, geçmişte yaşadığı zulmü unutmamalı ama aynı zamanda başkalarına da yaşatmamalıdır.

Bu noktada temel bir soruyu sormak gerekiyor: İnsan ne zaman sadece insan olarak görülmeyi hak edecek? İnanç farklılıkları, etnik köken ya da politik görüşler üzerinden yapılan ayrımcılık, düşmanlık ve nefret ne zaman son bulacak? Bugün Suriye’de yaşanan bu zulüm, geçmişte farklı coğrafyalarda işlenmiş benzer suçların bir devamı niteliğinde. Dünün mazlumları, bugünün zalimlerine dönüşüyorsa, insanlık olarak hiçbir ilerleme kaydedememişiz demektir.

Bir devletin varlık sebebi, kendi halkına ve tüm vatandaşlarına eşit muamele etmek, adaletli bir yönetim sergilemektir. Ancak görüyoruz ki, bazı yönetimler kendi varlıklarını başkalarını ezerek, sindirerek ve yok ederek kurmaya çalışıyor. Bu sadece ahlaki bir çöküş değil, aynı zamanda sürdürülemez bir durumdur. Tarih göstermiştir ki, baskı ve zulüm üzerine inşa edilen hiçbir yapı uzun vadede ayakta kalamaz.

Daha da üzücü olan, bu tür olayların uluslararası toplum tarafından çoğu zaman görmezden gelinmesi ya da çıkar hesaplarına kurban edilmesidir. İnsan hakları, demokrasi ve eşitlik gibi kavramlar, işlerine geldiğinde kullandıkları birer söylemden ibaret mi? Bu zulme ses çıkarmayanlar, yarın aynı şey kendi toplumlarında yaşandığında hangi yüzle adalet talep edecekler?

Sonuç olarak, insanı insan yapan değerlerdir. İnancı, kimliği ya da geçmişi ne olursa olsun, herkes eşit yaşam hakkına sahiptir. Zulmü kim yaparsa yapsın, kimden kime yönelik olursa olsun, karşısında durmak zorundayız. Çünkü adalet bir gün herkese lazım olacaktır. Unutmayalım: İnsan insandır.
Vesselam...