Konumuz kadın!!!

Yeryüzünde yaşayan canlılardan en zeki olanı şüphesiz ki insandır. İnsanlığın da İslami inanışa göre Adem ve Havva’dan geldiği düşünülmektedir.

Yeryüzünde yaşayan canlılardan en zeki olanı şüphesiz ki insandır. İnsanlığın da İslami inanışa göre Adem ve Havva’dan geldiği düşünülmektedir. Var olduğumuz günden günümüze kadar, insanlığın “erkek” cinsinden çokta fazla konuşulduğunu söyleyemeyeceğim… Ancak “kadın” kısmını biraz irdelemek istiyorum.

Kadın toplumda anne, kız kardeş, eş olma özellikleriyle her daim ön plana çıkmıştır. Biri diğerini yıpranmak, zarar vermek isterse hemen en yakınındaki kadını hedef alıp vurmaya çalışır. Günümüzde kadının siyasette, evde ,çalışma hayatında aktif rol aldığı düşünülürse ne kadar zor ve engelli bir yolda ilerlemeye çalıştığı aşikardır. Her nedense çevresindeki insanlara gücü yetemeyenler, hıncını kadından almaya, onu aşağılamaya hatta şiddete başvurarak bunu da sosyal medyada göstere göstere yapmaktan kaçınmazlar.

Halbuki Cumhuriyet’imizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK 5 Aralık 1934 yılında Fransa, İtalya, Belçika, İsviçre gibi birçok Avrupa ülkesinden önce Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesini sağlamıştır. Peki verilen bu hakları kadınlarımız kullanıyor daha doğrusu kullanabiliyor mu?

Günümüzde özellikle çalışma hayatında ve siyasette her nedense erkek arkadaşlarımız daha önde ve hedeflerine daha kolay ulaşabilir durumda… İşin gerçeği bu ortamı yaratan işleyişin bu şekilde gerçekleşmesini sağlayan biz yani KADINLARIZ... Konuyu biraz açmak istiyorum.

Biz Kadınlar toplum tarafından tahsis edilen görevlerimiz olduğundan her nedense sadece iş hayatında değil, siyasette de arka planda kalmayı kendimize görev edinmişiz. Dikkat ettiniz mi siyasette başarıyı yakalamış kişilerin arkasında mutlaka bir kadın ordusu vardır. Kadınlarımızın bu kadar gücü var ise neden illaki bunu bir erkeğin başarıyı yakalamasında kullanırlar buna hiçbir zaman aklım ermedi…Tabi ki söylediklerim arasında istisnai durumlar yok değil. Ancak genele baktığımızda maalesef durum böyle.

Geçtiğimiz günlerde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele gününde birçok kadın alanlarda şiddeti protesto etti. Etti etmesine ama hepimizin bildiği bir gerçek var. Yapılan araştırmaya göre, kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe şiddet görme oranı da yükseliyor. Eğitimli kadın bile toplumumuzda şiddete maruz kalıyorsa; eşinin eline bakan, eğitimsiz, arkasında ailesinin desteği olmayan kadınlarımız ne yapsın?

Bir eğitimci olarak toplumdaki tüm kadınlarımızın eğitimli olmasını, eğitimli annenin yetiştirdiği çocuğun gelecekte tüm toplumu etkileyeceğini, dolayısıyla da herkesin refah ve mutluluğunu arttıracağını düşünenlerdenim.

Yazımı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin efsane başkanı merhum Prof. Dr. Türkan Saylan’ın bir sözüyle bitirmek istiyorum.

“Her Eğitimli Kadının Bu Cumhuriyet’e Borcu Vardır”