693 yıldır ayakta… Bu camide hutbe kılıç ile okunur!
Kocaeli’de 14. yüzyılda inşa edilen ve Türkiye genelinde kılıçla hutbe geleneğinin yaşatıldığı birkaç camiden biri olan Orhan Camii, tarihi dokusu ve manevi iklimiyle kendine hayran bırakıyor.
Osmanlı İmparatorluğunun ikinci padişahı Orhan Gazi döneminde inşa edilen ve 1332 yılından günümüze kadar gelen Orhan Camii, Türkiye’de kılıçla hutbe verme geleneğinin yaşatıldığı camiler arasında yer alıyor.
İzmit’te bulunan ve asırlara meydan okuyan ecdat yadigarı cami, kenti ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası haline geldi.
FETİHTEN SONRA YAPILDI
Orhan Camii, dönemin Osmanlı padişahı Orhan Gazi adına şehzadesi Gazi Süleyman Paşa tarafından fetihten hemen sonra yaptırıldı. İzmit Orhan Camii, Selçuklu mimarisine uygun şekilde yapıldı.
Tavanı düz ve kubbesiz içerisi sade bir yapıda taş duvarlar ile çevrili bir bina olarak inşa edildi.
Yapıldığı tarihten 1843 tarihine kadar herhangi bir onarım kaydı bulunmazken, 1843 tarihinde dönemin padişahı Sultan Abdülmecid döneminde tarihi camimiz detaylı bir onarıma alındı.
Bu dönemde dört sütunlu ahşap kubbe, hanımlar mahfili bölümü, hünkar mahfili bölümü ve son cemaat yeri bölümü diye bilinen bölümler camiye eklendi.
“KILIÇLI CAMİİ”
Orhan Camii’nin bilinen dört ismi daha var. Bunlardan ilki Orhan Cami, ikici ismini yaptıran Gazi Süleyman Paşa olduğu için ondan alır yani Gazi Süleyman Paşa Camii, üçüncüsü fethi sembol ettiği için Fetih Camii, dördüncüsü ve İzmit Halkının en iyi bildiği şekilde Kılıçlı Camii ismiyle meşhur olmuştur.
Orhan Camii’nin en bilinen özelliği ise kılıçla hutbe okuma geleneğinin hala sürmesi. Orhan Camii’nde, cuma ve bayram hutbeleri kılıçla hala kılıçla yapılmaya devam ediyor.
İZMİT’İN ÇOK ÖZEL YERİ
Caminin içerisinde bulunduğu alan kale surları içerisinde yer alır. İzmit’in en geniş açı ile gören tepesidir.
Orhan Camii, manzarası, bahçesi ve haziresi de apayrı bir öneme sahip.
Caminin kıble istikametinde küçük bir haziresi bulunuyor.
O hazire de cami ile aynı tarihte inşa edilmiş ama bugüne ulaşamayan Orhan Medresesi’nde görev yapmış hocaların ve ailelerinden bir kaçının kabirleri bulunuyor.
KAYNAK: HÜSEYİN DAVUTOĞLU