Japon edebiyatının kökleri, 8. yüzyıla kadar uzanır. “Manyoshu” (Man’yōshū), bu dönemin en tanınmış eserlerindendir ve Japon şiirinin ilk örneklerini içerir. “Genji Monogatari” (Genji’nin Hikayesi) ise 11. yüzyılda yazılmış, dünyanın ilk romanı olarak kabul edilen bir başyapıttır. Orta Çağ boyunca, savaş hikayeleri, rahiplerin yazdığı seyahatnameler ve ‘haiku’ gibi kısa şiir formları popülerdi.
Modern Japon Edebiyatı:
19. yüzyılın sonlarına doğru, Japonya Batı ile daha fazla etkileşime girdi ve bu, edebiyatta da net bir şekilde görüldü. Natsume Soseki, modern Japon romanının öncülerinden biri olarak kabul edilir. 20. yüzyılın ortalarında ise Yukio Mishima, modern Japon toplumunun karmaşıklığını ve çelişkilerini inceleyen eserleriyle tanındı. Ayrıca, Haruki Murakami gibi yazarlar, post-modernist yaklaşımlarıyla Japon edebiyatını uluslararası bir seviyeye taşıdılar.
Günümüz Japon Edebiyatı:
Günümüzde Japon edebiyatı, farklı temaları ve türleri kucaklamaktadır. Banana Yoshimoto’nun duygusal öyküleri, Yoko Ogawa’nın sürreal anlatıları ve Fuminori Nakamura’nın gerilim dolu eserleri, modern Japon edebiyatının geniş yelpazesini göstermektedir. Ayrıca, manga ve ışık romanlarının (light novel) popülerliği, genç neslin edebiyata olan ilgisini ve katkısını da yansıtmaktadır.