Cahil sohbeti

Serap Baykurt

Serap Baykurt

Tüm Yazıları

6 Şubat’tan bu yana hayatımızda sorunlar, kaoslar bitmiyor. Bir taraftan asrın felaketi dediğimiz 11 ilimizi içine alan deprem, diğer taraftan depremin sonuçlarıyla ortaya çıkan yetersizlikler, depremden nemalanan insanlar, bu durumu kullanmaya kalkan hatta fırsata çeviren, ticarethane mantığıyla yönetilen dernekler… Birde bunların üstüne 6‘lı masanın üyelerinden birinin yarattığı siyasi deprem…

Neresinden tutsak elimizde kalan anlayış ve bu anlayışı savunan insanlar… Tabii bir de aynı anlayışa, bakış açısına sahip olmayan, karşı görüşte olanlar var… Bir taraf diğer tarafa muhalif ise yaptığı suçlama ya CAHİL oluyor ya da BOŞ BOŞ konuşan taraf oluyor. Acaba hangisi gerçekten cahil ya da boş konuşan taraf?

Eleştiri kişideki bir eksikliği ya da yanlışlığı tespit edip, alternatif yollarla çözüm sunularak yapılıyorsa alır başımıza taç ederiz. Ancak; bir önceki yazımda KIZILAY’la ilgili yaptığım eleştirileri araştıracak zekaya sahip değilseniz; o derneğin başkanının 11 tane şirketten aldığı maaş yada huzur hakkı adına ne derseniz deyin verilen ücreti hak olarak görüyorsanız; yine o kişinin oğlunu genel başkan yardımcısı olarak görevlendirilmesini sıradan normaldir diye bakıyorsanız; 11 ilin deprem felaketinde insanların barınmasıyla ilgili en çokta ihtiyaç bulunan çadırların başka derneklere STK’lara satışını ticaret zihniyeti diye tanımlıyor ve alkışlıyorsanız benim size söyleyecek tek bir kelimem bile olamaz…

Normal şartlarda kişi veya kişileri hedef alan birisi değilimdir. Şahsi fikirlerime saygı gösterildiği sürece herkesin düşüncesine de saygı gösteririm. Ancak karşımda takım tutar gibi; gözleri kör, kulakları sağır birileri varsa ve eğer bu kendini bilmezler hakarete varan üslupla üst perdeden konuşmaya başlarlarsa haddini bildirmek bana düşmez ama hatırlatmak mesleki açıdan görevimdir diye düşünürüm.

25 yıllık eğitimci kimliğim ve binlerce kişiye verdiğim eğitimle meslek kazandırdığım kişilerden gördüğüm sevgi ve saygının sonucunda vicdanımla, zekamla, yaptığım işlerle toplumda belli bir yere gelmiş insanım… Bu saatten sonra kimseye kendimi ispatlama derdim olmaz… Ancak hala toplumda kendine yer açmak yada birilerine yaranmak için konuşan kişi veya kişilere de tabiri caizse pabuç bırakmam…

Demem o ki elbette hepimizin savunduğu değerler vardır. Hala bilimde bile doğru bildiğimiz yanlışlar çıkabiliyor. Ortaya atılan lafın nereye gideceğini nasıl algılanacağını hesaplayıp öyle konuşmak lazım… Saygı görmek istiyorsan önce karşındakine saygı duymayı öğreneceksin.

Okuyan, araştıran , ilimle bilimle topluma yön veren ,toplumsal faydayı bireysel çıkarlarının üstünde gören herkese selam olsun…