TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay: Bizim artık kemer sıkacak hâlimiz kalmadı

TÜRK-İş, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bu yıl Kartal'da kutladı. Kutlamada konuşma yapan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bizim artık kemer sıkacak hâlimiz kalmadı” dedi.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar İstanbul’da Kartal Meydanı’nda bir araya geldi. İşçilerin attığı sloganlarda, taşıdıkları pankartlarda “vergide adalet, ücrette adalet”, “insanca yaşam, güvenceli iş” talepleri öne çıktı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, miting kürsüsünde konuşma yaptı. Atalay konuşmasında, "Bugün bu alanda bu sıkıntıyı haykırmaya devam ediyoruz. Artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün daha fazla eziliyoruz. Zamlar üst üste gelirken, gelir vergisi emeğimizin karşılığını adeta silip süpürüyor. Cebimizden çıkan vergiler artıyor; alım gücümüz eriyor, ücretlerimiz eriyor” dedi.

“BİZİM ÖRGÜTLENMEMİZE HİÇ KİMSE KARIŞMASIN”

“İşçiler büyük cefalar çekerler ama sefasını süremezler” diye Atalay, “İşçiler, çalışma hayatının merkezindedir. İşçinin emeği her yerdedir: Oturduğunuz evde, bindiğiniz arabada, temiz sokaklarda, yediğiniz yemekte, içtiğiniz suda… Her yerde emeği olan işçiler, ne yazık ki çoğu zaman hak ettiklerini alamaz. Büyük cefalar çekerler ama sefasını süremezler. Sendikal örgütlenmeden mahrum kalan işçiler, örgütlenmeye kalktıklarında siyasetçi, belediye, bürokrat devreye girer. Bizim örgütlenmemize hiç kimse karışmasın! İşçi, istediği sendikaya üye olabilmeli ve özgürce örgütlenebilmelidir. Bu nedenle demokrasiyi geliştirmek zorundayız” diye belirtti.

“ALIM GÜCÜMÜZ ERİYOR, ÜCRETLERİMİZ ERİYOR”

Konuşmasının devamında Ergün Atalay şunları belirtti; “İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz hepimizi derinden etkiliyor. Geçim şartları her geçen gün ağırlaşıyor. İşçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, öğrenciler, işsizler… Milyonlarca yurttaş geçim sıkıntısından şikâyetçi. Bugün bu alanda bu sıkıntıyı haykırmaya devam ediyoruz. Artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün daha fazla eziliyoruz. Zamlar üst üste gelirken, gelir vergisi emeğimizin karşılığını adeta silip süpürüyor. Cebimizden çıkan vergiler artıyor; alım gücümüz eriyor, ücretlerimiz eriyor.

“VERGİ YÜKÜ BİZ ÇALIŞANLARIN OMZUNA YÜKLENMİŞ DURUMDA”

Biz işçiler çalışıyor, üretiyor, ekonomiyi büyütüyoruz. Ama aynı zamanda prim ödemeye devam ediyoruz. Her geçen gün daha da fakirleşiyoruz. Fakirleşirken, zenginliğine zenginlik katanların sayısı artıyor. Ülkenin kaynaklarını kullanarak refahını artıranlar doğru düzgün vergi vermezken, vergi yükü biz çalışanların omzuna yüklenmiş durumda. Vergi kesintileri ve artan fiyatlar belimizi büküyor. Harcama yaptığımızda da vergi ödüyoruz. Hayatımız vergi ödemekle geçiyor. Ayda 40 bin lira maaş alan bir işçi, yılda yaklaşık 160 bin lira vergi ödüyor. Yılbaşında aldığımız net ücret, yıl içinde yapılan vergi kesintileriyle her ay biraz daha azalıyor. 12 ay çalışıyoruz, bunun 2 ayı doğrudan vergiye gidiyor.

“DAYANMA GÜCÜMÜZ KALMADI”

Gündemde kamu işçilerinin sözleşmeleri var. Ocak ve Mart aylarında başlayan süreçte 120 gün geçti, hâlâ sendikalara ve komisyonlara bir yanıt gelmedi. Artık dayanma gücümüz kalmadı. Geçinmekte zorlanıyoruz. Kamu işçilerine hak ettikleri ücretler bir an önce verilmek zorundadır. Sadece yılbaşından bu yana kamuda 60 bin arkadaşımız emekli oldu. Harb-İş Sendikası’ndan 3 bin kişi emekli oldu, 400 kişi düşük ücret nedeniyle istifa etti. TES-İŞ’ten 4 bin 100, Petrol-İş’ten 1500 kişi emekli oldu. Hepsinin ortak gerekçesi: düşük ücretler. Özel sektörde aynı işi yapanlar üç katı maaş alıyor.

“EMEKLİLERE YAŞANABİLİR BİR ÜCRET VERİLMESİNİ İSTİYORUZ”

Maliye Bakanı 'ışık var' diyor ama bizim artık kemer sıkacak hâlimiz kalmadı. Kemerin sıkılacak yeri de kalmadı. Sesimizi duyana kadar mevcut iktidara ve Meclis’e seslenmeye devam edeceğiz. 7 aydır mitingler yapıyoruz, seminerler düzenliyoruz. Vergi düzenlemeleri, staj mağdurları, taşeron sorunu ve kamu işçisinin talepleriyle ilgili çözüm bekliyoruz. Emeklilere yaşanabilir bir ücret verilmesini istiyoruz. Adalet, demokrasi talep ediyoruz. Son 10 yılda, 12-14 yaşındaki çocuklarımız iş kazasında değil, adeta cinayetle hayatını kaybetti. 25 yıldır taşeron işçiler kadroya geçirilmiyor. Ülkeyi yönetenler defalarca söz verdi, ama bu sözler tutulmadı.”

Türk-iş Ergün Atalay 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber