Mühip Kanko: Bu yapı, vatandaşın vergilerini adeta heba etmektedir
CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 yılı kesin hesabı ile 2026 yılı bütçe teklifi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kanko, bütçe görüşmelerinin salt rakamsal bir süreç olmadığını, bir yönetim anlayışı olduğunu belirtti.
CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 yılı kesin hesabı ile 2026 yılı bütçe teklifi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kanko, yaptığı açıklamada bütçe görüşmelerinin salt rakamsal bir süreç olmadığını, devletin yönetim anlayışını ve kamu kaynaklarına yaklaşımını doğrudan yansıttığını vurguladı.
"SAYIŞTAY RAPORLARI YALNIZCA RAKAM DEĞİLDİR"
Kanko açıklamasında şu ifadelerde bulunudu: “Cumhurbaşkanlığı ve bağlı/ilgili kurumların 2026 yılı bütçesi, kesin hesapları ve Sayıştay raporları yalnızca rakamlar değildir; devletin yönetim anlayışını, kamu kaynaklarını kullanma biçimini ve denetim kültürünü gösterir. Bu nedenle bütçeyi değerlendirirken temel ölçütlerimiz şeffaflık, hesap verebilirlik, etkinlik ve kamu yararı olmak zorundadır.”
"SAYDAMLIĞI ZEDELİYOR"
Kesin hesapların, planlanan harcama ile gerçekleşen harcama arasındaki farkı yeterince açıklamadığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bütçe büyürken denetim aynı oranda güçlenmiyor. Doğrudan temin alımları, mevzuata aykırı uygulamalar ve açıklanmayan harcama farkları saydamlığı zedeliyor.” Milli İstihbarat Teşkilatı’nın hassas görev alanına saygı duyduklarını belirten Kanko, buna rağmen bütçe denetiminin vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Taşınır-mal kayıtları ve hizmet alımlarındaki eksiklerin daha güçlü kontrol ihtiyacını ortaya koyduğunu söyledi. MGK Genel Sekreterliği için de mali raporlama şeffaflığında sınırlı ilerleme olduğuna dikkat çeken Kanko, Sayıştay bulgularının aynı tür hataların tekrarlandığını gösterdiğini ifade etti.
"VATANDAŞIN VERGİLERİNİ HEBA ETMEKTEDİR"
İletişim Başkanlığı’nın artan bütçesi ve genişleyen yapısının dikkat çekici olduğunu belirten Kanko, tanıtım faaliyetleri, medya alımları ve kamuoyu araştırmalarındaki şeffaflık eksikliğine işaret etti: “Bu kurumun faaliyetlerinin kamu yararı için mi yoksa siyasi iletişim için mi yürütüldüğü sorusu gündeme geliyor. Siyasi iktidarın çıkarları doğrultusunda hareket eden bu yapı, vatandaşın vergilerini adeta heba etmektedir.”
SAYIŞTAY BULGULARINI HATIRLATTI
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devasa bütçesine rağmen taşınmaz yönetimi, ihale süreçleri ve personel harcamalarında sürekli tekrarlanan sorunlara dikkat çeken Kanko, kesin hesapların bu büyümeyi gerekçelendirmekte yetersiz kaldığını söyledi. Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Milli Saraylar İdaresi için ise restorasyon, bakım ve mal alım süreçlerinde mali disiplinin sağlanamadığı yönündeki Sayıştay bulgularını hatırlattı.
İZLEME-DENETLEME MEKANİZMASI
Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yüksek maliyetli projelerinde gecikmeler ve artan maliyetlerin dikkat çekici olduğunu belirten Kanko, izleme-denetleme mekanizmalarının zayıflığının risk oluşturduğunu söyledi. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın bütçe mimarisini kuran kurum olmasına karşın kendi bütçesinde bile analiz, izleme ve performans değerlendirme eksikleri taşımasının kaygı verici olduğunu vurguladı.
"TOPLUMSAL ADALET AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ"
2026 bütçe teklifinde Cumhurbaşkanlığı’na 21 milyar 286 milyon TL ayrıldığını hatırlatan Kanko, bunun 2025’e göre %26’lık artış anlamına geldiğini belirtti. “Bu rakam kabul edilirse Saray’ın günlük harcaması resmi verilere göre yaklaşık 58 milyon TL’ye çıkacaktır. Halk geçim derdi içindeyken, vatandaş kemer sıkarken böylesine bir kaynak tahsisi toplumsal adalet açısından kabul edilemez.” Kanko, 2024 Sayıştay raporlarının yine aynı usulsüzlükleri tekrar ettiğini söyleyerek şu soruyu yöneltti: “Sayıştay aynı hataları yıllardır kayda geçiriyor ve buna rağmen aynı kurumlara aynı ödenekler veriliyorsa bu hesap verebilirlik midir, yoksa AKP hükümetleri döneminde kamunun kaynaklarıyla oluşan bir ‘göz yumma kültürü’ müdür?”
"PRESTİJ HARCAMALARINA HİZMET EDİYOR"
Kanko, 2026 bütçesinde personel ve mal-hizmet giderlerinin ciddi biçimde artırıldığını ancak bunun kamu hizmeti yerine lüks ve israf üzerinden gerçekleştiğini belirtti: “Uçaklar, saraylar, lüks araçlar, koruma orduları, şatafatlı organizasyonlar, örtülü harcamalar… Bunlar vatandaşın refahına değil, idari prestij harcamalarına hizmet ediyor.”
"YÜK YİNE DAR GELİRLİNİN SIRTINA BİNER"
Komisyona çağrıda bulunan Kanko, bütçenin salt rakam olarak onaylanmaması gerektiğini vurguladı: “Komisyondan beklentimiz, bütçeyi sorgusuz sualsiz onaylamak değil; kalem kalem incelemek, Sayıştay bulgularını dikkate almak ve harcama önceliklerini halkın temel ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlemektir. Aksi halde bütçe büyür ama yük yine dar gelirlinin sırtına biner” ifadelerini kullandı.