Aldığı sıfır otomobil başına bela oldu... Konuyu AİHM'e taşıyacak!

Sıfır diye satın aldığı BMW marka aracın kusurlu olduğunu öğrenen Alper Vurar, aracın kusurlu olduğunu ispat etmesine rağmen beklediği sonucu alamadı. Vurar, bunun üzerine konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacak.

Yıllar önce sıfır olarak satın aldığı BMW marka aracı satacağı zaman aracın kilometresinin sıfırlandığını, direksiyon kutusunun değiştirildiğini ve tamponunun boyandığını öğrenen Alper Vurar, konuyu mahkemeye taşımış ve aracın kusurlu olduğunu ispat etmişti. Yıllar süren mahkeme sürecinde geçtiğimiz günlerde gerekçeli karar açıklandı.

ARACINININ ARKASINA YAZDIĞI YAZIYLA DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Aracın kusurlu olduğunu öğrendikten sonra mahkeme sürecini başlatan Vurar, yaşadığı mağduriyetinin giderilmemesinden dolayı farklı bir yönteme başvurmuş ve aracının arkasına "Kusurlu imalat ürünü olduğu, kilometresinin sıfırlandığı, kazalı ve ayıpları gizlenerek sıfır kilometre olarak satıldığı ispat edilmiş bu aracım için 7 sene sonra mahkeme 10 bin TL ödenmesine hükmetti" yazmıştı.

KONUYU AİHM’E TAŞIYACAK

Gazeteci Sertaç Aksan’ın aktardığına göre Türk mahkemesi BMW Almanya’dan da şikayetçi olan Vural’a ‘Taraf teşkilini sağlayamam’ cevabını vermiş. Bunun üzerine kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıyan Vural’ın konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşıyacağı aktarılıyor.

Vural, yaşadığı süreçle ilgili şu soruları yöneltiyor:

1- Türk Bir firma Alman vatandaşına ayıplı mal satsa... Süreç mahkemeye taşınsa Almanlar ‘Hayır, Türk firmayı karıştırma’ der mi? Yoksa herkese hesabını sorar mı? Burada bir kanun düzenlemesine ihtiyaç yok mu? Yabancı markalar bize istedikleri gibi ürün satacak ve mahkemeye bile çıkmayacak mı?

2- BMW, dünyanın gelişmiş ülkelerine üretim hatalı bir aracı satabilir mi? Yoksa Türkiye bu tür markların ‘outlet’i konumunda mı?

3- Bilirkişi, hatadan kaynaklı halen sola çeken araç için ‘sola çekiyor ama yine de gidiyor’ derken ve mahkeme bunu kabul ederken gerçekten kimse ‘Biz ne yapıyoruz?’ demiyo mu?

4- Mahkeme yazıda özetle ‘Bu araçla 150 km yol yapmış ama sıfırlayıp sana vermişler. Bu aracın tamponu kazalı. Ama boyayıp sana vermişler. Bu aracın direksiyon kutusu arızalı. Ama değişmişler. Bu nedenle seni etkileyen bir şey yok’ diyor. Hırsızın hiç mi suçu yok?

5- Gizli ayıplı bir ürünü kusuru giderip satabilir miyiz? Yoksa tüketiciye bu kusuru söylemek zorunda mıyız?

6- KOSİFLER ve BORUSAN mahkemede “Bu durum kabul gören genel bir uygulama” savunması yaparken ne demek istiyor? Sıfır araç alırken de rahat edemeyeceksek ne zaman edeceğiz?

7- ‘Keşke alırken eksper yaptırılsaydı’ diyenler için yazayım; Milyonlar lira verip araç alıyorum. Neden eksper parası ödeyeyim? Adalet Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı, bunu satıcıya ‘zorunlu’ kılsa daha doğru olmaz mı? Onlar eksperi yaptırsın. Kusuru alırken göreyim. Ve fiyat da buna göre belirlensin.

8- Teslimat öncesinde aracın detaylı muayene sürecini anlatan bir belge var (PDI raporu). Bunu aracın vukuatlı nüfus örneği gibi düşünebilirsiniz. Bayiler ortak bir kararla bunu genelde tüketiciye vermiyor. Bu belgenin verilmesi yine ilgili bakanlıkların devreye girmesiyle zorunlu olmalı.

9- Eğer bu davada mahkeme kararı veremezse ayıplı malın satışı, gizli kusurun örtülmesi gibi örnekler için de maalesef ülkemizde çok yanlış bir emsal oluşacak. Binlerce, belki de on binlerce vatandaşı küresel markalara karşı mağdur etmek hakkaniyetsiz bir durum yaratmaz mı?

Alper Vurar
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber