Selçuk Çiftçi’den Suat Yarlıkaya ve Yunus Durdu için çağrı: Sorumluluk hissediyorum

Birleşik Metal-İş Gebze 1 No’lu Şube Başkanı Selçuk Çiftçi, iki sendikacının görevden alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada dayanışma çağrısı yaptı.

Selçuk Çiftçi’den Suat Yarlıkaya ve Yunus Durdu için çağrı: Sorumluluk hissediyorum

Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlenme uzmanları Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya’nın yeni yönetim tarafından işten çıkarılmaları sendikal çevrelerde tepkiyle karşılandı. Sosyal medyada samimi bir açıklama yayınlayan Çiftçi, “Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya’nın uğradığı haksızlık üzerine birkaç kelam etme sorumluluğu hissediyorum” dedi. Açıklamanın tamamı şöyle, “Bizler biliriz ki, er ya da geç söz, mutlaka sahibini bulur. Eğer bu konuda sessiz kalırsak, işçi sınıfına karşı olan sorumluluğumuzu eksik yerine getirmiş oluruz.

“SESSİZ KALMAMAYI TERCİH EDİYORUM”

Elbette, başka sendikaların iç işleyişine müdahil olmamak genel bir ilkedir. Ancak konu, işçi sınıfının çıkar ve menfaatleri olduğunda, bu ilke ikinci planda kalır. Bu tür durumlarda her birey, özgür iradesiyle konuşup konuşmamaya karar verir. Ben, bu haksızlık karşısında sessiz kalmamayı tercih ediyorum. Bizler, işçi sınıfının öncü güçlerinin birbirleriyle iletişimde olmasını, dayanışma içinde davranmasını engelleyemeyiz. Böyle bir tutum, sınıf mücadelesine zarar verir. İnsan, haksızlık karşısında özgür iradesiyle sözünü söylemelidir. Voltaire’in dediği gibi: “Fikirlerinize katılmıyorum ama onları söyleyebilmeniz için canımı verebilirim.”

“DİRENİŞ ALANLARINDAN TANIYORUM”

Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya’yla özel bir bağım yok. Onları grevlerden, direniş alanlarından, basından ve sosyal medyadan tanıyorum. Nereli olduklarını, kaç yaşında olduklarını, hangi dünya görüşüne sahip olduklarını bilmiyorum; ama önemli olan bu değil. Onları, işçi sınıfına yaptıkları katkılar, duruşları ve mücadeleci tutumlarıyla değerlendiriyorum.

“TEKEL’DEN POLONEZ’E KADAR”

Tekel’den Polonez’e kadar sayısız zaferin ve işçi mücadelesine ivme kazandıran pek çok pratiğin liderliğini yaptılar. Bir örgütte vefa ve itibar görmek için daha ne kadar yol yürümek, kaç fabrikanın kapısında sabahlamak, kaç kez gözaltına alınmak gerekir? Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, bu iki isim hakkında hep iyi şeyler duyarsınız.Bu mesele yalnızca bir örgütün iç meselesi değildir. Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya, işçi sınıfı mücadelesinin önemli aktörleridir ve sahip çıkılması gereken iki dostumuzdur. Yeni seçilen sendika yönetimine “hayırlı olsun” demek kadar, haksızlığa uğrayan arkadaşlarımıza sahip çıkmak da işçi sınıfına olan sorumluluğumuzun bir gereğidir.

“VEFA DUYGUSUYLA YÜRÜTÜLMESİ GEREKİR”

Elbette sendikalarda demokrasi işler; seçimler yapılır, yeni yönetimler oluşur, bayrak devredilir. Ancak bu süreçlerin şeffaf, adil ve vefa duygusuyla yürütülmesi gerekir. Yunus’lar, Suat’lar bu karanlık dönemde kolay yetişmiyor. Bu insanlar harcandığında, örgütlerde hak, hukuk ve adalet duygusu zedelenir; sonrasında “nerede yanlış yaptık” sorusu gelir ama iş işten geçmiş olur. İşçi sınıfı mücadelesi Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya olmasa da sürecektir. Ancak onların mücadele içinde yer alması, hem kendi örgütleri hem de Türkiye işçi sınıfı için büyük bir kazanımdır. Bu satırları kendi sendikamın değil, şahsımın görüşleri olarak kaleme alıyorum. Dileğim, bu haksızlığın en kısa sürede giderilmesi, arkadaşlarımızın yeni yönetimle bir çözüm bulup görevlerine dönmesidir.
Saygı ve sevgilerimle.”

Selçuk Çiftçi Tek gıda-iş
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber