OMSA Metal’de aslında neler oldu? O gece Selçuk Çiftçi üzgün müydü?

OMSA Metal’de aslında neler oldu? O gece Selçuk Çiftçi üzgün müydü?

OMSA Metal’de aslında neler oldu? O gece Selçuk Çiftçi üzgün müydü?

Birleşik Metal Gebze 1 Nolu Şube Başkanı Selçuk Çiftçi yine bir sendika mücadelesi haberinde durumu sorduğumda şöyle söylemişti, “Emirhan biz artık toplu iş sözleşmelerine ‘banka soygununa’ hazırlanır gibi hazırlanıyoruz. Öyle zorlu bir iş içindeyiz. O kadar fazla değişken, öylesine ince hesap gerekiyor ki ekonomiden dolayı” Eğer Türkiye’de yaşanan ağır ekonomik krizi hissetmiyorsanız bu sözler elbette pek bir şey ifade etmeyecektir. Lakin enflasyonu cebinizde hissediyor, grevdeki işçileri sık sık alanda ziyaret ediyorsanız bu sözlerin ne anlama geldiğini anlamanız çok kolay. Ben anlıyorum çünkü iki şartı da yerine getiriyorum…

YAN YANA YAZSAN YETER

Bu yılın mayıs ayında yayınlanan bir rapora göre Türkiye yüzde 37,86’lık enflasyon oranına göre dünyada 5. sırada yer alıyor. Türkiye Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu”nun hazırladığı rapora göre 2016’dan beri işçi hakları konusunda en kötü 10 ülke arasında yer alıyor. Türkiye bazı konularda öyle bir halde ki bazı haberleri ve raporları hiçbir sıfat kullanmadan, nitelemeden yan yana yazsak birilerine ‘muhalefet’ etmiş sayılabiliriz, öyle bir tablo var. Diyeceğim o ki Selçuk Çiftçi haklı örgütlenilen her yeni fabrikada sendika ve işçiler “muazzam” bir plana sahip olmalılar, alelade bir iş değil bu.

KARADENİZ’E DÖKÜLEN YOL

Bir itirafla devam edeyim. OMSA Metal’deki direnişe İzmit’ten giden ilk gazeteciyim muhtemelen. Yola çıktığımda yolun bu kadar uzun olduğunu bilmiyordum. Bir ara biraz daha yola devam edersem Marmara haritasında Karadeniz’e döküleceğim sandım, yolun sonu gelmişti. Allah’tan yolun sonu gelmeden hemen önce Diliovası Köseler Mahallesi’ndeki organize sanayi karşıma çıktı.

OMSA İŞÇİSİNİN TEDİRGİNLİĞİ

OMSA Metal işçisini gördüğümde kararlı fakat yorgun görmüştüm. Çoğu ilk kez sendikal mücadele içinde yer alıyordu. Çıktıkları yolda haklılardı fakat kazanacaklarından emin değillerdi. Bu tedirgiliğini biliyorum. Bu bir yola ilk kez çıkmanın tedirginliği. Yola aşinalık tedirginliği alır, yabancı yol tekinsizdir. OMSA Metal işçilerinde bu tedirgiliğini görmüştüm. Hiç kazanmamışlardı. Mücadele azimleri vardı ona eminim ama yol belirsizdi. Mücadele için çıkılan yolda hepsi işsiz kalmış, üstelik atıldıkları kod nedeniyle işsizlik maaşı dahi alamıyorlardı. İşveren hınç çıkarmak istemiş, bunda da başarılı olmuştu. 57 işçi işten çıkarılmış, üstelik işten kod-50 ile atılmışlardı, sonuç buydu.

ZAFER YOLLAR TÜKENİNCE GELİR

Birleşik Metal Sendikası yaratıcı yollar bulabiliyor. OMSA Metal işçisi genel müdürün evinin önüne kadar gitmiş, emeğimizi gasp edemezsiniz demişti. İşçilerin yolları birbir tükendiğinde sertleşir. Sertleştikçe kayıplarının kalıcılaşması ya da mutlak bir zafer kapıdadır. Denemeden bilemezsiniz. OMSA Metal işçisine de bundan oldu. Direniş, genel müdürünün kapısının önü derken dediler ki, “Sıcakta bu çadırı dolduracağımıza, kendi fabrikamızı işgal edelim.” Bence işin döndüğü yere burasıydı. Mesajlarını en ciddi yerde sonuç da aldılar fakat sonuç eksikti. İşçiler 69’uncu günde işyerini işgal etti. Sendikalı olma hakkını kazanamadılar fakat tazminatlarını, onurlarını ve işten atılma kodlarını değiştirebildiler.

SELÇUK ÇİFTÇİ’NİN ÜZGÜNLÜĞÜ

Selçuk Çiftçi’yi o gece çekilen videoda işçileri tebrik ederken izledim. İşçilerin haklarını kazanmasından mutluydu fakat yüzünden hiç gizlemediği “eksik iş” ifadesi vardı. İşçiler tazminatlarını, onurlarını geri almış, işten çıkarılma kodlarını geri almışlardı fakat bu neye yeterdi? İşçiler sadece çıkış haklarını almışlardı. Ne işe geri dönmüş, ne de sendikalı olabilmişlerdi. Ertesi gün işyeri baş temsilcisi Serdar Bal’ı aradım. Bal, “Uzun günlerdir ilk defa huzurla uyudum ama sendikamızla hikayemiz yarım kaldı. Bundan sonra nereye gidersem gideyim mücadele edeceğiz. Bize anamızdan, babamızdan daha çok sahip çıktılar” dedi. Bir sendikanın başına gelebilecek en iyi şey herhalde teknik olarak örgütlenemediği, o an başarısız olduğu bir fabrikadaki işçinin, “Bize anamızdan, babamızdan çok sahip çıktılar” demesidir.

HER ŞEY BİTMİŞ GİBİYDİ

Her şeyin sonunda tüm bu olanlardan kısa bir süre sonra Birleşik Metal Sendikası Gebze 1 Nolu Şube bir sürpriz yaptı ve Omsa Metal’da hem toplu iş sözleşmesinin imzalandığını, hem de işçilerin daha önce sahip olmadığı haklara sahip olduğunu bildirdi. Tüm işçiler işe geri döndü. Sendika her şeyin bittiği bir noktadan, işverenin kendi çelişkileri nedeniyle avantajlı bir konuma geçip, İsveçli OMSA Metal’i sendikalı hale getirdi.

Omsa Metal Birleşik Metal İş Gebze
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber