Cenk Özatıcı: Pazarlık yok diyorsunuz ama ortada açık bir teslimiyet var!
İYİ Parti Kocaeli, İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı’nın katılımıyla “İkinci İhanet Sürecine Hayır” konferansı düzenledi. Özatıcı Terörsüz Türkiye Projesi için, "Ortada emperyalizme teslim olmuş bir hükümet var.” dedi.
İYİ Parti, İzmit Dernekler Yerleşkesi’nde “İkinci İhanet Sürecine Hayır!” başlıklı konferans düzenledi. Programın açılış konuşmasını İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Kamil Şirin gerçekleştirdi. Şirin’den sonra sahneye çıkan İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı kritik açıklamalarda bulundu.
“GENÇ, BİLGE VE CESUR”
İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Kamil Şirin, “Kendisini sizlerle buluşturmaktan büyük onur duyuyorum. Hem genç, hem bilge, hem de cesur. İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç politikalarından sorumlu Genel Başkan yardımcısı Sn. Cenk Özatıcı hoş geldiniz.”
“AMAN SESSİZLİK OLSUN…”
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında, Nutuk’ta memleketin durumu hakkında şunları söylüyor: “Osmanlı ordusu ağır bir şartlı teslimiyetin altına girmişti. Millet, yorgun ve fakir bir haldeydi. Vahdettin, şahsını ve yalnızca tahtını korumaya yönelik alçakça tedbirler arayışındaydı. Bakanlar kurulu aciz, haysiyetsiz, korkak ve sadece padişahın iradesine bağlıydı. Kendi geleceklerini kurtarabilecekleri her türlü duruma razıydılar.” O günlerde barış diyenler, “aman sessizlik olsun” diyenler, “manda” isteyenler varken; gerçek vatanseverler, Kuvayı Milliye’ydi. Vahdettin’in gözü İngiliz zırhlısındaydı, ama Türk milletinin evlatları Bandırma Vapuru’na binerek kurtuluş mücadelesine atıldı. Saray aynı saraydı ama biz, millet olarak azim ve kararlılıkla yola çıktık.
“SINIRLAR DÖNÜŞECEK”
Bugün de o günlerde olduğu gibi, Türkiye üzerinde hesap yapanlar var. Türk yurdu üzerinde haritalar çizilmeye çalışılıyor. Ama Türk milleti, hem kaderini hem haritalarını kendi kanıyla, kendi iradesiyle çizmeyi başarmıştır. Bugün, bu ihanet sürecinin bir başka boyutunu, yani Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve onun sonuçlarını konuşacağız. 2003 yılında dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Washington Post’ta bir makale yayımladı. Türkiye’de sıkça yanlış anlaşılan bu yazıda Rice, “22 ülkenin sınırları değişecek” dememişti. “Sınırlar dönüşecek” demişti. Irak’a baktığımızda bu dönüşümün ne anlama geldiğini görüyoruz.
“HARİTAYA BAKINCA HALA AYNI GÖRÜNÜYOR AMA SINIRLAR DÖNÜŞTÜ”
2003’te işgal edilen Irak, 2005’te yeni anayasa ile fiilen parçalandı. Kuzeyde Barzani, Talabani ve PKK; güneyde Şiiler; orta bölgede Sünniler arasında fiili bölünme gerçekleşti. Irak haritaya bakınca hâlâ aynı görünüyor, ama sınırlar dönüştü. Devletin merkezi gücü fiilen sona erdi. 2 Mart 2011’de Suriye’de iç savaş başladı. Merkezi hükümet çöktü. Bu boşlukta, Suriye’nin kuzeyine PKK’lı gruplar yerleşmeye başladı. 2013’te “Rojava” adı altında özerk bölgeler ilan edildi. 2016’da Suriye’nin kuzeydoğusu tamamen ele geçirildi. Bugün Suriye haritada yine tek parça gibi görünüyor. Ama fiiliyatta ülke paramparça halde: Güneyde Dürziler, Batıda Nusayriler, Kuzeydoğuda YPG/PKK Doğuda çeşitli aşiret grupları.
BİR TERÖR DEVLETİ ALTYAPISI
Yani haritada bir değişiklik yok, ama sahada büyük bir dönüşüm yaşanmış durumda. Üstelik bu yapının arkasında açıkça ABD ve Fransa gibi ülkeler var. Suriye’nin kuzeyinde, PKK tarafından bir terör devleti yapılandırıldı. ABD, bu süreçte sadece Irak’ta ve Suriye’de ayrı yapılar kurmakla kalmadı, bu iki yapıyı birleştirmeye çalıştı. 17 Şubat 2020’de ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, Barzani ile birlikte YPG yapılanmasını birleştirmeye çalıştıklarını açıkça ifade etti. 29 Mayıs 2020’de, YPG’nin sözde lideri Mazlum Kobani şunları söyledi: “Barzani ile diyaloğun ilk aşamasını tamamladık. Birlikte bir yapı inşa edeceğiz.” Yani Irak’ın kuzeyinde kurulan yapı ile Suriye’nin kuzeyindeki yapı, ABD ve Fransa tarafından birleştirilmiş durumda. Böylece Türkiye sınırının hemen güneyinde, 289 kilometre uzunluğunda bir terör devleti altyapısı oluşturulmuş oldu.
“HANİ YPG SİLAH BIRAKMIŞTI?”
26 Nisan’da Suriye’nin Kamışlı kentinde şu aktörler bir araya geldi: ABD, Fransa, PKK, YPG, SDG, Barzani ve Türkiye’deki DEM Parti. Antiemperyalist olduğunu iddia eden DEM Parti’nin bu toplantıda ne işi var? Bu toplantıda şu kararlar alındı: Suriye, adem-i merkeziyetçi yapıya geçecek. Yeni federasyonlar kurulacak. Suriye’nin adı, bayrağı ve milli marşı olmayacak. Yasama, yürütme ve yargı etnik kimliklere göre düzenlenecek. PKK ve YPG mensupları ve ailelerinin hakları yasal güvence altına alınacak. Bu, Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti ilanıdır. AKP yetkililerine sesleniyoruz: Hani YPG teslim olmuştu? Hani YPG silah bırakmıştı? Neden Türk milletine yalan söylüyorsunuz? Bugün YPG’nin elinde ABD tarafından verilmiş silahlarla donatılmış 80 bin kişilik bir ordu var. DEM Parti’nin (eski HDP) ise siyasi ayağı olarak 24 bin kadrosu. Bu iki yapı birleştiriliyorsa, bu YPG’nin silah bırakması değil, devletleşmesidir.
“TÜRK MİLLETİNE SÖYLENMİŞ EN BÜYÜK YALAN”
Amerika istiyor, AKP hükümeti de kabul ediyor. Ortada olan budur. Suriye’de bir dönem parti isteyenler, şimdi Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin devlet ilanını sessizce destekliyor ve bu gelişmeyi vatandaşlardan gizlemeye çalışıyorlar. Efendim, bakın; bizim buradaki argümanımız son derece net, mantıklı ve akılcı. Suriye’nin kuzeyinde emperyalistlerin desteğiyle eğitilmiş, donatılmış, beslenmiş ve yönlendirilmiş seksen bin kişilik YPG silah bırakmadığı sürece; İran’da PJAK, Irak’ta PÇDK silah bırakmadığı sürece; KCK terörü reddetmediği sürece, PKK silah bırakıyor demek Türk milletine söylenmiş büyük bir yalandır. Biz bu gerçeği söylüyoruz.
“YANİ PAZARLIKSIZ TESLİM YOKMUŞ”
PKK terör örgütünün elebaşlarından Murat Karayılan, sözde fesih bildirisinden bir gün sonra açıklama yaptı. Diyor ki: “2016’daki direnişin ardından büyük bedeller ödedik. Düşman bizi teknikle bitirmek istedi, biz direndik. Bu yüzden Devlet Bahçeli çağrı yaptı, başka yol kalmadı.” Yani pazarlıksız teslim yokmuş. Ama aslında pazarlık var. Açıkça anayasa değişikliği pazarlığı yapılıyor. Üç kişi anayasa açıklaması yapıyor: Murat Karayılan, Duran Kalkan ve Cumhurbaşkanı danışmanı Mehmet Uçum. Üçü de anayasada değişiklik gerektiğini söylüyor. Bu bir şeyin göstergesidir. Bu, PKK ile anayasa pazarlığı yapıldığının göstergesidir.”