Kocaeli’de okul kantininde sahne almıştı: Öğretmenleri Megastar Tarkan’ı anlattı

Türk pop müziği sanatçısı Tarkan'ın öğretmenliğini yapan Aydan Ergenç, Hasan Cıngır, Cavit Koçak ve Lokman Açar lise dönemlerinde yolculuğa çıkarak ünlü sanatçının gençliği hakkında açıklamalarda bulundular. Tarkan'ın öğrencilik yıllarını geçirdiği Karamürsel Lisesi'ndeki öğretmenleri, bugün "Karamürsel Alp Anadolu Lisesi" adıyla eğitim veren aynı binada bir araya geldi. İçlerinden bazılarının emekli olduğu öğretmenler, eski fotoğraflara bakarak anılarla dolu bir yolculuğa çıktı. Tarkan'ın gençlik yıllarında Öğretmenler Günü için okulun kantininde verdiği mini konserdeki ve arkadaşlarıyla okul bahçesindeki fotoğrafların da ortaya çıktığı buluşmada öğretmenler, sanatçının öğrencilik yıllarındaki kişiliğinden bahsetti.

"KİMSEYLE POLİMİĞE GİRMEZ, ÇİZGİSİNİ HİÇ BOZMAZ"

Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Aydan Ergenç öğretmenlik hakkında, "Bir öğrencinin gönlüne girmeden beynine giremezsiniz. Öğrenci sizi severse dersinize çalışır, sevmezse sadece görev olarak yapar. Bu yüzden öğretmenlik yürek işidir" dedi. Tarkan hakkında yaptığı konuşmada ise "Almanya'dan gelmişti. Çok saygılı, sessiz ve sakin bir öğrenciydi. Oğlum o zaman küçüktü, birkaç kez ona emanet ettim. Birkaç defa sınıfta sevdiğim şarkıları söylemesini istedim. O şekilde sınıf ortamında arkadaşlarıyla sınıfta da dinledik ayrıca bir Öğretmenler Günü etkinliğimiz oldu. O dönemde okul müdürümüz Süleyman Kurşun'du. Kantinde kutlama oldu. Kendisi orgunu getirdi, hem çaldı hem söyledi. Çok güzel ve keyifli bir gündü. Bizim için güzel anılardan biriydi. Fotoğrafımız da var o anı simgeleyen. O sakinliği ve tevazusu, bugün de devam ediyor. Kimseyle polemiğe girmez, çizgisini hiç bozmaz. Türk sanat müziğini harika yorumlardı. O zamandan belliydi bu yolda ilerleyeceği. Biz hep Türk sanat müziği olarak bekledik ama farklı kulvarda yürüdü. Bence güzel şeylere layık, bulunduğu yeri de hak ediyor. Kendi sesiyle, kendi emeğiyle geldi. Sesi çok güzel ama ben ondan yine Türk sanat müziği dinlemekten büyük keyif alırım. Öyle bir öğrencimin olması gurur verici. Türk sanat müziğinin yaygınlaşmasında, popülaritesinin artmasında bence Tarkan'ın önemli rolü olabilir" dedi.

"KENDİNİ YETİŞTİRMEK İÇİN ÖZEL EMEK SARF EDİYORDU"

Emekli matematik öğretmeni Hasan Cıngır da Tarkan hakkında, "Almanya’dan geldiğini çok iyi hatırlıyorum. Babasının burada bir dükkanı vardı. Babası daha sonra kanserden vefat etti. Kız kardeşi de benim öğrencimdi. Bir gün İstanbul'a giderken otobüste karşılaştık, lise sondaydı galiba. 'Oğlum ne işin var burada' dedim. 'Hocam Üsküdar Musiki Cemiyeti'nde hafta sonu kurslara gidiyorum' dedi. Kendini yetiştirmek için özel emek sarf ediyordu. Okuldaki özel günlerde, gecelerde çok güzel şarkılar söylerdi. Kendisini iyi yetiştirdi. Türk sanat müziğini çok iyi icra ederdi. Bülent Ersoy gibi güçlü okurdu. Müzik piyasası onu pop müziğe yönlendirdi ama altyapısı çok sağlamdı" dedi.

"TARKAN SAKİN BİR ÖĞRENCİYDİ"

Emekli din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Cavit Koçak öğretmen olmak isteyen birinin sabra ve sevgiye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "Örneğin hastaneye gidiyorum, 'Hocam siz misiniz' diyorlar. Bu bize büyük mutluluk veriyor. Bir yere gidiyorum yine aynı şekilde. Ne kadar çok öğrencimizi görürsek o kadar seviniyoruz" dedi. Tarkan'ın lise dönemleri hakkında ise "Tarkan sakin bir öğrenciydi. Kimseyi rahatsız edecek davranışı olmazdı. Hem öğrenci hem öğretmen açısından uyumlu bir öğrenciydi. Notları ortalama seviyedeydi. Almanya'ya gidip gelmişti, biraz adaptasyon sıkıntısı vardı sanırım. Özel günlerde şarkı söylerdi. Öğretmenler Günü'nde öğretmenlere şarkı söylerdi. O zamanlar daha çok sanat müziği söylerdi" dedi. Tarkan'ın dersine giren emekli din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Lokman Açar ise "Tarkan'ı ortaokul yıllarında tanıdım. Almanya'dan geldiğini duymuştum ve güzel sesi olduğunu öğrencilerim ifade etti. Arada bir derslerde bize şarkı söylerdi ve dinlerdik. Yeteneği vardı. Gelecek vadeden biriydi. Sınav yaptığımız zaman onun kağıdını okurken zevk duyardım. Çok güzel el yazısı vardı. Bu da ayrı yetenektir. Kelime-i Tevhid, kitabımızda küçük bir yazıydı. Onu resim kartonuna el yazısıyla büyütüp, bana hediye etmişti. Arkası da imzalıydı fakat depremde kaybettim. Özellikle Türk sanat müziğine biraz daha ağırlık vermesini tavsiye ederim çünkü o alanda sesi daha etkili" açıklamalarında bulundu.