Hasan İpek: Kandıra hindisinin lezzeti kışın zirvede, tüketim yıla yayılmalı

Şehrin İçinden programında konuşan Hasan İpek, Kandıra hindisinin lezzetinin kış aylarında zirvede olduğunu ve tüketiminin yıla yayılması gerektiğini söyledi

Şehrin İçinden programı konuklarını ağırlamayı sürdürüyor. Cansu Kızılkaya’nın konuğu olan Kandıralı üretici Hasan İpek, Kandıra Hindisinin lezzetini anlattı. Hindi'nin asıl aromasını kış aylarındaki doğal yağlanma ile kazandığını belirten İpek, fiyatlandırmanın 6 aylık entegre olmayan üretim maliyetleri dikkate alınarak tahmini 600-650 TL bandında olacağını söyledi.

“HİNDİNİN GEÇMİŞİNE GİTMEK GEREKİYOR”

İpek açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Kandıra Hindisi dediğimiz zaman, biraz hindinin geçmişine de gitmek gerekiyor. Yani "Kandıra Hindisi neden Kandıra Hindisi?" veyahut "Kandıra Hindisi diye bir hindi var mı?" İşin aslı şu: Hindi, aslında geçmişten ülkemize Amerika'dan gelmiş, yani patenti Amerika'dan gelmiş.

“ÜLKEMİZE UYUM SAĞLAMIŞ”

Ülkemizde de uyum sağlamış; koşulları da demek ki burada, bu bölgemizin koşullarına uyum sağladığı için burada da yetiştirilmiş. Zaman içerisinde bu, bütün ülkemize yayılmış. Bölgemizde ve ülkemizde hindi üretiminin olduğunu biliyorum, her bölgede var bu.

“KANDIRA HİNDİSİNİN FARKI COĞRAFYASI”

Ancak uyumu sağlama bakımından anlaşılan o ki, daha önce söylediğimiz şeylerin içerisinde Kandıra Hindisinin farkı şu: Özellikle coğrafyası diyelim. Yani coğrafi yapısı demek ki burada hayvana daha iyi gelmiş diyebiliriz öncelikle. İkincisi, doğal olması. Bizim hindi yetiştiricilerimiz, geçmişteki dönemlerdeki gibi çok fazla üretim olmasa da, halen bunu devam ettiren insanlar var ve zaman zaman istişarelerde bulunabiliyoruz.

“DOĞALLIĞIN EN ÖNEMLİ ŞEYİ: GÜNEŞ ENERJİSİ”

Kandıra Hindisinin doğal ortamda yetişmesi, yani bildiğimiz küçükbaş gibi belli bir aşamaya geldikten sonra dışarıya salınır, arazide de dolaştırılır. Orada her türlü börtü böcekten yiyebildiği, tadabildiği veyahut işte ne hoşuna gidiyorsa, arazide kendi hür iradesiyle dolaşması, zaten biraz önce söylediğimiz gibi doğallığın en önemli şeyidir. Dışarıdaki güneş enerjisini alması, arazide dolaşıp hava sirkülasyonunu sağlaması ve yediği gıdalar ile beslenmesinden kaynaklı coğrafyası, demek ki lezzeti ve aromayı gerçekten farklı kılıyor.

“İNSANLAR KANDIRA HİNDİSİNİ TERCİH EDİYOR”

Biz bunu geçmişten de biliyoruz; bizi bu manada her bölgeden arayan insanlar oluyor. Kandıra Hindisi genelinde, insanlar özellikle bu markayı tercih ediyor. Yeterince pazarda işlenmesi gerektiğini düşünüyoruz, çünkü burada bir marka var. Normal dönemlerde talep oluyor ama ağırlıklı talep yılbaşında var. Biz bunun yılın on iki ayına, her gününe, her zamanına yayılması taraftarıyız.

“KIŞ AYLARINDA FARKI ORTAYA ÇIKIYOR”

Geçmişten gelen bir algı mı var, bilemiyorum ama aslında hindi, özellikle kış aylarında tüketilmesinde çok daha faydalıdır. Çünkü neden diyeceksiniz? Hayvanlar genelde güz dönemine girdiğinde, kendi metabolizmasını kışa hazırlığı için doğal olarak yağlanma dönemine girer. Yağlanma dönemine girdikleri için, orada aramasını, tadını, lezzetini bir denge oluşturur. İnsanın metabolizması bunu gerektirdiği için, o dönemde yenmesini biz de tavsiye ediyoruz zaten. O dönemlerde lezzet ve aroma bakımından farkı gerçekten ortaya çıkıyor.

“PİYASA KOŞULLARINI GÖZ ÖNÜNE ALIYORUZ”

Fiyatların oturması için, yılbaşında toplu tüketimlerin olduğu zaman talep oluştuğu için, şu an bir fiyat belirleme noktasında görüşlerimiz var. Tahmini diyelim, bu yıl tüketiciye 600-650 TL bandında bir piyasanın oluşacağını düşünüyorum, arz talep dengesinde. Fiyatları ortak belirlemek derken, arkadaşlarla istişare ediyoruz. Bu yıl ne kadar maliyetimiz olmuş, yem tüketimlerimiz, masraflarımız ne kadar olmuş? Bunun içerisindeki şeyleri çıkardıktan sonra, kendimize göre üç aşağı beş yukarı piyasa koşullarını da düşünüyoruz. Fahiş bir fiyatta insanlara tükettirmek gibi bir düşüncemiz olamaz.

“KÂR MARJI OLMASI GEREKİYOR”

Ancak makul olabilecek rakamlar bunlar. 600-650 TL gibi rakamlar, bugün değer bakımından baktığımızda, maliyetler içerisine koyduğunuzda bize normal gibi geliyor. Tüketiciye bu rakam çok gibi gelebilir ama şunu savunuyoruz: Biz entegre üretmiyoruz. Bu hayvan en az 6 ay besleniyor. Altı ayda bunun yedikleri, ilacı, veterineri, bakımı ve bu işe ayırdığınız zaman var. Kazanmadığınız bir işi yapamazsınız, üzerinde bir kar marjı olması gerekiyor. Yem maliyetleri zaten belli. Buna göre baktığınızda bir fiyat çıkıyor. Piyasada da biraz arz talep dengesine de bakıyoruz; bazen yok satarsınız, bazen de elinizde patlayabilir. Bu yıl bakıp göreceğiz.”

Hasan İpek
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber