Aytekin Ergül'den İzmit Körfezi açıklaması: Kocaeli belki de Türkiye’nin en iyisi fakat yetmiyor!

İzmit Körfezi’nde denizin renginin kahverengiye dönmesi görenleri kaygılandırıyor. Özellikle kıyı kesimlerinde görülen bu hadisenin ne olduğuna ilişkin KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

İzmit Körfezi’nde çeşitli problemler görülmeye devam ediyor. Müsilaj ve dip çamuru derken şimdi de denizin renginin kahverengi bir hal alması vatandaşları kaygılandırdı. Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Ergül, İzmit Körfezi’nin çevresindeki yoğun nüfusa dikkat çekti. Yüksek miktarda azotlu ve fosforlu bileşiklerin girdisinin ekosistemi tahrip edecek hadiseleri ortaya çıkarttığını belirtti.

“EKOSİSTEM İÇİN İYİ BİR ŞEY DEĞİL”

İzmit Körfezi’nde denizin kahverengi bir hal almasının sebebini açıklayan Ergül, “Bu durum dünyanın her tarafında olur. Buna red tide yani kızıl gelgit diyoruz. Teknik olarak Prorocentrum micans adı verilen mikroskobik bir dinoflagellat türünün sayısındaki aşırı artış. Bizim açımızdan çok şaşırılacak bir hadise değil. Fakat ekosistemde bir tahribat oluşturuyor. Çünkü tek bir türün sayısı litrede 1 milyonun üzerine çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda bunun da üzerindeki sayılara ulaştığını çıktığını gördük. Ekosistemdeki tek bir türün sayısının bu kadar artması diğer türlerin o bölgeyi terk etmesine sebep oluyor. Buna bağlı olarak balıkların beslendiği amfipodlar gibi küçük hayvanların solungaçlarını tıkıyor ve ölümlerine neden oluyor. Balıklar yiyecek bulamayıp göç ediyorlar. Daha sonra bu canlılar ölüp dibe çöküyor ve parçalanmaları sırasında denizdeki oksijeninin azalmasına sebep oluyor. Yani zincirleme bir etkileşim oluyor. Bu durum da ekosistem için iyi bir şey değil.

“SICAKLIK NE KADAR ARTARSA O KADAR ARTIYOR DİYE BİR DURUM YOK”

Havalar ısındı diye oluştuğu zannediliyor. Aslında mesele su sıcaklığının bu canlıların sevdiği sıcaklığa gelmiş olması. Su biraz daha ısınınca; örneğin 25 derecenin üzerine çıkınca kayboluyorlar. Yani sıcaklıklar ne kadar artarsa o kadar artıyor diye bir durum yok. Önce rüzgâra bağlı olarak denizde sirkülasyon, ardından da bir dinginlik dönemi oluyor. Bu dinginlik döneminde, ortamda yeterli azotlu ve fosforlu bileşik de varsa bu canlılar kısa sürede sayılarını kat kat artırabiliyorlar. Böylelikle bir anda denizin kızıl bir renk aldığını görüyoruz” dedi.

TEMEL SEBEP

Meydana gelen durumun tetikleyicisinin yoğun nüfus ve buna bağlı ortaya çıkan atıksular olduğunu belirten Ergül, “Bu durumun görülmesinin temel sebebi denize yüksek miktarda azot ve fosforlu bileşik girdisinin olması. Azot ve fosfor çok büyük oranda da evsel atıksulardan geliyor. Buna ek olarak sanayi atıkları ve tarımsal gübreler de var. Bu azot ve fosfor girdisi nüfus artışına bağlı olarak git gide artıyor. Kocaeli su artıma konusunda belki de Türkiye’nin en iyisi. Fakat yetmiyor. İzmit Körfezi dediğimiz yer küçük bir yer. İzmit Körfezi bu nüfus yükünü taşımakta zorlanıyor. Öte yandan İzmit Körfezi’ni Marmara Denizi’nden bağımsız düşünmemek gerekir. Akıntıların etkisiyle bu bileşiklerin İzmit Körfezine sürüklenmesi de mümkün.

“SORUN DEVAM EDECEK”

Arıtma tesisleri atıksuları arıtıyor fakat azot ve fosforun tamamı arıtılamıyor. Bu kadar yoğun nüfusun ürettiği azotlu ve fosforlu bileşikler az ya da çok denize ulaşıyor. Bu nüfus yükü altında bütün tesisleri ileri biyolojik arıtma tesislerine dönüştürdüğünüzde bile azalsa da sorun devam edecek” şeklinde ifadelerde bulundu.

Halim Aytekin Ergül İzmit Körfezi
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber