Haddehaneye karşı toplandılar: Kocaeli halkının sabrı tükenmekte

Kartepe'de 300 dönüm arazi üzerinde kurulmak istenen haddehane projesine tepkiler devam ediyor. Kartepe Çevre ve Yaşam Platformu, Küresel Eylem Günü kapsamında bugün Kartepe Uzunbey’de halk buluşması ve basın açıklaması düzenledi. Etkinlik, Yıldız Demir Çelik haddehanesi projesinin karşında açılan nöbet çadırında gerçekleştirildi. Program kapsamında “Doğa İçin Adalet” imza kampanyası başlatıldı, ardından basın açıklaması yapıldı. Açık mikrofon bölümünde ise vatandaşlar çevre mücadelesine dair görüşlerini dile getirdi.

"KOCAELİ BİZİM, BU YAŞAM BİZİM"

Kartepe Çevre ve Yaşam Platformu adına açıklamayı Platform Temsilcisi Bahri Odabaş okudu. Başkan Odabaş, "Bugün burada bir araya gelmemizin tek nedeni var: Yaşamı, yaşam hakkını ve doğayı savunmak; yaşatan bir Kartepe’de, Kocaeli’de ısrar etmek. Toplandığımız yer, bir basın açıklamasının sınırlarını hızla aşmaktadır. Burası, bir isyanın, bir itirazın ve bir yaşam mücadelesinin çoban ateşinin yandığı bir yere dönüşmektedir. Bugün 15 Kasım Küresel Eylem Günü. Brezilya’da COP30 salonlarında sermayedarlar, savaş tüccarları ve sözde liderler “iklim krizi ile mücadele” adı altında kapitalist büyümeyi pazarlarken; dünyanın ve ülkemizin dört bir yanında insanlar sokaklarda, meydanlarda “Bu dünya bizim!” diye haykırıyor. Biz de Kartepe’den aynı sözü daha gür, daha sert ve daha kararlı söylüyoruz: Kocaeli bizim, bu yaşam bizim, gelecek bizim ve hepimizin!

“KARTEPE’NİN NEFESİNİ TÜKETMEK İSTEYENLERE KARŞI BURADAYIZ”

Kartepe Çevre ve Yaşam Platformu olarak Yıldızlar Holding tarafından Kartepe’ye yapılmak istenen haddehaneyi yaptırmamak için buradayız. Açıkça söylüyoruz: Yıldızlar Holding’in burada yükseltmek istediği haddehane, Kartepe için bir sanayi tesisi değil, bir yaşam gaspıdır. Kartepe’nin ormanını, toprağını ve havasını çalmak isteyen bir sermaye saldırısıdır. Kartepe’nin nefesini tüketmek isteyenlere karşı buradayız. Kocaeli yıllardır aynı kaderi yaşıyor. Ormanlar ranta açılıyor, tarım alanları betonla boğuluyor, nehirler beton borulara hapsediliyor, denizler kirletiliyor, su havzaları talan ediliyor. Bu kentte “büyüme” ve “gelişme” adı altında doğal değerlerimiz yok edilerek, halk sağlığı hiçe sayılarak ve gelecek kuşakların yaşam hakları gasp edilerek sürdürülen plansız, çarpık sanayileşme ve kentleşme sürecinin devam etmesine itirazımız var.

“BU DAĞLAR, DERELER VE ORMANLAR PAZARLIK KONUSU DEĞİLDİR”

Kartepe’ye kurulmak istenen haddehane, Kandıra’ya dayatılan çöp tesisi, Dilovası’na dayatılan her an ölümle burun buruna kanserli yaşam, Körfez’in işgali ve kokusu, Sapanca Gölü’nün yok oluşu. Hepsi aynı politikanın ürünü, aynı zihniyetin farklı yüzleridir. Bugün burada yaşadığımız saldırı sadece bir “proje” değildir; doğayı yok eden düzenin bu bölgedeki yüzüdür. Kocaeli’nin onlarca çevre sorunu çözüm beklerken, şimdi de Kartepe’nin bağrına hançer saplarcasına bir haddehane dikmeye kalkıyorlar. Yeter artık, bıçak kemiğe dayanıyor. Bu kentin kaderi kirlilik değildir. Bu halkın kaderi zehir, bu doğanın kaderi kurban edilmek değildir; olmamalıdır ve olmayacaktır. Kartepe’nin doğasına göz koyanlar şunu iyi bilsin: Kocaeli halkının sabrı tükenmek üzeredir. Bu topraklar bir şirket masasına dosya olarak konulacak bir meta değildir. Bu dağlar, dereler ve ormanlar pazarlık konusu değildir.

“BİZ YAŞAMI, GELECEĞİ VE BU KENTİ SAVUNUYORUZ”

Kartepe’de verdiğimiz ve vereceğimiz mücadele yalnızca bir ilçenin mücadelesi değildir. Kandıra’daki çöp tesisine karşı çıkanların, Dilovası’nda yaşam mücadelesi verenlerin, Sapanca Gölü’nü savunanların, Körfez’in kirliliğine karşı nefes mücadelesi verenlerin; ormanını, derelerini ve tarım alanlarını korumaya çalışanların ortak mücadelesidir. Kartepe Çevre ve Yaşam Platformu olarak haykırıyoruz: Kartepe’ye haddehane istemiyoruz! Kandıra’da su havzasında, orman ve tarım alanlarında çöp tesisi istemiyoruz! Kocaeli’nin doğasının daha fazla yok edilmesini istemiyoruz! Suyumuzu, ormanımızı ve toprağımızı kirli rant sermayesine teslim etmeyeceğiz. Biz yaşamı, geleceği ve bu kenti savunuyoruz. Kentimizi yönetme sorumluluğunu üstlenenleri, kentin yaşayanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Bugün Kartepe’de attığımız bu çığlık yalnızca bir ilçe sınırında kalmayacak; kentin ve Türkiye’nin dört bir yanında ormanını, suyunu ve toprağını savunan tüm çığlıklarla buluşacaktır. Amazon’un, Mezopotamya’nın, Akdeniz’in, Karadeniz’in direnişi neyse bizim direnişimiz de odur.

“KARTEPE BİZİM, KANDIRA BİZİM, KOCAELİ BİZİM”

Herkes duysun: Kartepe sahipsiz değildir, Kocaeli sahipsiz değildir, bu doğa sahipsiz değildir. Buradayız, çoğalıyoruz, susmuyoruz. Biz geri adım atmayacağız, korkmayacağız, kazanacağız. Gelin, sesimizi büyütelim. Kartepe’nin dağlarında, derelerinde ve ormanlarında yankılanacak bir sözü hep birlikte haykıralım: Kartepe bizim, Kandıra bizim, Kocaeli bizim. Dünya tüm canlılarındır" ifadelerine yer verdi.