Gökmen Hasançebi yeni uygulamayı değerlendirdi: 2-3 kat fazla elektrik faturası anlamına geliyor!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni düzenlemeyle birlikte elektrik tüketiminde belirli sınırı aşan haneler artık devlet desteğinden yararlanamayacak. EMO Kocaeli Şube Başkanı Gökmen Hasançebi, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, elektrik tüketiminde yeni bir düzenlemeyi hayata geçirecek. 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanan düzenlemeyle birlikte yıllık elektrik tüketimi 5 bin kWh (kilovatsaat) sınırını aşan aboneler devlet desteğinden faydalanamayacak. Yıllık 3 bin kWh sınırı aylık bazda hesaplandığında ise bir evin aylık elektrik tüketiminin 250 kWh olduğu görülüyor. Bu yeni düzenlemeyle ilgili Nokta Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Gökmen Hasançebi, “Bu uygulama vatandaş için kesinlikle dezavantajlı bir durum. Çünkü bizim rekabet edecek gücümüz yok” dedi.
“BİREYSEL TÜKETİCİYİ ŞİRKETLERİN KUCAĞINA İTECEK”
Yeni düzenlemeyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Hasançebi, “Yüksek miktarda elektrik tüketimi olan büyük şirketler için avantajlı bir durum. Çünkü tüketimi dolayısıyla pazarlık gücü var ve piyasa fiyatının altından elektrik satın alabiliyor. Yani rekabet ortamı oluşturabiliyor. Ancak bireysel kullanıcıların rekabet sağlayabilecek bir gücü yok. Haliyle bu bizlere pahalı elektrik olarak geri dönecek. Çünkü devletin vermiş olduğu destek ortadan kalkmış olacak. Bu desteğin ortadan kalkması hafife alınacak bir şey değil. Bu durum bireysel tüketiciyi doğrudan elektrik şirketlerinin kucağına itecek. Bu da hemen hemen 2-3 kat daha fazla elektrik faturası anlamına geliyor.
“HERKES AYNI DEĞERLENDİRMEYE TABİ TUTULMAMALI”
Bir evin elektrik kullanımını etkileyen birçok faktör var. Örneğin, soğuk bölgelerde neredeyse yılın 8 ayı kombi yakılıyor. Tam tersine aşırı sıcak bölgeler var ve neredeyse her odada klima kullanılıyor. Yani yaşanan bölgeye göre, evde yaşayan kişi sayısına göre ve insanların özel şartlarına göre bu oran değişiklik gösterir. Yani bu uygulamayla herkesi tek bir tipte değerlendirilmiş oluyorlar. Oysa kırsalda yaşayan başkadır kentte yaşayan başka. Veya kalabalık aileler var. Herkes aynı değerlendirmeye tabi tutulmamalı” şeklinde ifadelerde bulundu.