Avukat Ayşegül Mermer: Şiddet en yakından geliyor
2025’in ilk dört ayında Türkiye’de en az 108 kadın cinayeti işlendi, 88 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Avukat Ayşegül Mermer, kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için yasal korumanın etkin uygulanması gerektiğini vurguladı.
Kadın cinayetleri, Türkiye’nin en yakıcı toplumsal sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Yalnızca 2025’in ilk dört ayında en az 108 kadın cinayeti kayıtlara geçerken, 88 kadının ölümü şüpheli olarak değerlendirildi. 2024 yılı ise en yüksek kadın cinayeti sayısının görüldüğü yıl oldu: En az 394 kadın öldürüldü, 258 kadın ise şüpheli biçimde yaşamını yitirdi.
“ŞİDDET, EN YAKINDAN GELİYOR”
Avukat Ayşegül Mermer, çoğu kadının evlerinde, birlikte oldukları erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çekerek, “Bu tablo bize şunu söylüyor: Kadınlar en güvende olmaları gereken yerde, en yakını tarafından öldürülüyor” dedi.
“6284 SAYILI KANUN UYGULANMIYORSA KORUMA SAĞLAMIYOR”
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla yürürlükte olan 6284 Sayılı Kanun’un önemine işaret eden Mermer, yasanın revizyona değil, sahada etkin ve titiz uygulanmaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. “Kadının beyanıyla derhal koruma kararı alınabilmesi, teoride çok önemli bir kazanım. Ancak bu kararlar hayata geçirilemediğinde, sonuç ne yazık ki ölüm oluyor” diye konuştu.
Mermer, uygulamada sıkça karşılaşılan sorunlara da değinerek; koruma kararlarına rağmen aynı evde yaşamaya zorlanan kadınlar, adres gizliliği sağlanmayan dosyalar ve yeterince denetlenmeyen uzaklaştırma kararlarının şiddeti durdurmakta yetersiz kaldığını ifade etti.
“CEZA İNDİRİMLERİ KATİLLERİ CESARETLENDİRİYOR”
Kadın cinayetlerinde faillerin "iyi hal" ve "haksız tahrik" gibi gerekçelerle indirim almasının kamuoyunda büyük tepki topladığını hatırlatan Mermer, şöyle konuştu: “Bir kadını öldüren fail, çoğu zaman indirim alabiliyor. Bu da adalete olan inancı zedeliyor. Bu uygulamaların sınırlandırılması ve cezaların ağırlaştırılması hem toplumsal caydırıcılık sağlar hem de mağdurların yakınlarının adalet duygusunu onarır.”
“YAŞAM HAKKI BİR LÜTUF DEĞİL, EN TEMEL HAK”
Mermer, kadın cinayetlerinin bireysel değil, yapısal bir sorun olduğuna dikkat çekerek, çözümün de çok boyutlu olması gerektiğini söyledi: “Eğitim, medya dili, toplumsal cinsiyet eşitliği, ekonomik bağımsızlık ve hukuki koruma birlikte ele alınmalı. Çünkü kadınların yaşam hakkı bir lütuf değil; en temel haktır.”