12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ: Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı 10 Kıta! Allah Bu Millete Bir Daha İstiklal Marşı Yazdırmasın

12 Mart tarihinin gelişiyle İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü kutlamaları başladı. İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan İstiklal Marşı 10 kıta sözleri merak konusu oldu. Peki, İstiklal Marşının kabulünün kaçıncı yılı 2024? İşte İstiklal Marşı on kıta sözleri..

12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ: Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı 10 Kıta! Allah Bu Millete Bir Daha İstiklal Marşı Yazdırmasın

12 Mart İstiklal Marşı kabulü yıldönümü geldi. 12 Mart 2024 Salı gününün gelişiyle İstiklal Marşı kabulü anmaları başladı. Bağımsızlığımızın sembolü İstiklal Marşı 103 yaşına girdi. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Türk milletinin kurtuluş mücadelesini anlatan İstiklal Marşı 12 Mart 1921'de Meclis'te kabul edildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey kürsüden vatan dolu satırları okuyunca gözyaşları sel oldu. başladı. 12 Mart 1921 tarihinde yapılan oylamayla İstiklal Marşı Milli Marş olarak kabul edildi. 12 Mart 2024 tarihinde İstiklal Marşı on kıta araştırıldı. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın..

12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ: Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı 10 Kıta! Allah Bu Millete Bir Daha İstiklal Marşı Yazdırmasın - Resim : 1

İSTİKLAL MARŞI 10 KITA

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...

Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,

Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;

O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!